Bölüm 20

854 61 0
                                    

Beklemek.. saatlerce beklemeye alışık olan ben şu bir kaç saniyenin geçmesi için dua ediyorum.. hadi uyan.. dur bi saniye.. gözünü açıyor. doktor baş ucunda. "Uyan, bizimle misin".. etrafa meraklı gözlerle bakıyor. hala etkisinde..

"Ne, neredeyim ben?." Öksürmeye başladı.. aman tanrım. oldu. dakikalar öncesine kadar bizi parçalamak isteyen bir canavarken şu an bir insan.. oldu. gerçek..

Doktor: "Bizimlesin evlat.. ölen hücrelerini canlandıran virüse bir kaç ekleme yaptım.. virüs seni sadece ayakta tutmaya yetecek hücreyi ve temel ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olanları canlandırıyordu.. ben ise biraz daha fazlasının canlanmasını istedim."

Hala şaşkın şaşkın bakıyor.. ben ise inanamıyorum.. eğer bu mümkünse. hepsini eski haline çevirebiliriz.. komutan, ben, askerler ve doktor.. keşke o yüz ifadelerini tarif edebilsem..

Doktor sevinçle boynuma sarıldı.. ben neredeyse ağlamak üzereyim.. çünkü ölmüş olan birisi.. hatta bizi öldürmek üzere olan birisi. şu an bizim gibi nefes alıyor, hayatta.. komutan doktoru tebrik etti. şimdi daha çok tedavi ilacı yapma vakti..

Gerekli olan tüm malzemeler doktorun emrinde.. hala tampon kente gitmek için zamanımız var. doktor harıl harıl ilaç için çalışıyor. kız da yanımızda. yardım ediyoruz. elimizdeki bir tüpün neler yapabildiğini gördük. şu an doktor onlarcasını daha üretiyor.. aman tanrım.. gerçekten bir kurtuluşu başlatıyor..

Herşey mükemmel gidiyor.. ta ki sirenler çalıncaya kadar.. zaten hep böyle gitmesini beklemiyordum.. askeri üs istila ediliyor. içeriden birileri ısırılmış. parçalanmış asker cesetleri bulundu. aramızdalar...

Doktor.. güvende tutmak zorundayız.. komutan odaya girdi. yanımızda iki asker var. "Derhal gitmeniz gerek. virüs askeri bölgeye sızdı. içerideler". gerçekten iki askerle beraber dışarı çıktığımızda durumun korkunçluğunu gördük. askeriyenin iç binalarında daha önce ısırılan bir asker dönüşerek onlarcasını dönüştürmüş.. akın akın dışarıya çıkan bir zombi ordusu ve o tarafa hiç durmadan yağan ateş. askerler kapının sol tarafındaki binadalar. ve hiç durmadan kapıdan çıkanları avlıyorlar.. fakat. içeride birşeyler oluyor. olamaz.. askerlerin olduğu binadan gelen çığlıklar. orası da istila altında. kaçmamız lazım. doktor ve ben içinde 30 a yakın tüp bulunan çantayı zor taşıyoruz. askerlerden biri önden koşuyor. aracı getirmek için..

SALGINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin