Zhan başını yavaşça kaldırdı. Gözleri kırımızya bürünmüştü.
Zihni öldürmek istiyordu.
Ayağı kalktı ve arkasına döndü.
Gördüğü kişi beklediği kişiydi.
Bulut Ustası idi.
Zhan, "Yüzsüzce.. geldiniz mi bir de?" dedi.
Bulut Ustası, "Onun yanına gitmek istemiyor musun?" dedi.
Zhan, "Katilini öldürmeden.. gideceğimi düşünmedin.. öyle değil mi?" dedi.
Bulut Ustası oradan tekrar ayrıldı. Bir şey demeden.
Yibo'nun hareketsiz bedenini görmüştü. Yeğenini gençliğinin baharında öldürmüştü kendi elleriyle.
Zhan o gittiği an güçsüzleşerek yere yığıldı.
Bugün düğün, yarın cenaze vardı.
Cheng Zhan'ı kucağına aldığı an odasına götürdü.
Yang da Yibo'yu alarak bir odaya götürdü.
Zhan uyandığında sabah olmuştu. Ziyi yanına gelmişti. Beyaz bir kıyafet giymişti. Cenaze töreni içindi.
Zhan ayağı kalkarak odasına gitti. Beyaz bir kıyafet çıkardı ve giydi.
Önce kırmızı sonra beyaz.
Önce düğün sonra cenaze.
Zhan düşünüyordu.
Hayatı acıyor, bulunduğu yer acıyordu. Onun gittiği zaman durdu hayatı.
Dağınık saçlarıyla odasından çıktı. Kapısının önünden tabut geçti.
Cheng ve Bin her iki koluna da girdi ancak Zhan tutunmak istediği kişi yokken tutunmak istemiyordu.
Yürüdü tabutun ardından. Onunla beraber giderken geleceğini, hayallerini, hayatını geride bıraktı.
O yokken gelecek, hayal, hayat istemiyordu. Gerek yoktu. Onsuz bir hayattan bir şey çıkmazdı.
Cenaze yerine geldiklerinde tabutu indirdiler.
Lu, "A-Zhan, sen yakacaksın." dedi.
Zhan kalbindeki yangını söndüremeden başka bir yangın çıkaracaktı.
Tabuta doğru ilerlerken tüm konuşmalar geldi kulaklarına. Onunla güzel sözler paylaştığı zamanlar göz önüne geldi.
Bir kaç ayda ne kadar da çok sevmişti onu.
Tabuta yaklaşırken iç sesiyle konuşuyordu.
Zhan, 'Ne oldu sana güzelim? Gözlerindeki yıldızları neden göremiyorum? Açsana gözlerini. Boynundaki yarayı kıyafetinle kapatsana. Çok mu yoruldun o yüzden mi uyuyorsun? Çok mu yordum seni? Özür dilerim. Özür dilerim bencildim. Özür dilerim bekleyemedim. Özür dilerim seni ben öldürdüm. Özür dilerim ben uçuruma ittim seni. Özür dilerim... Özür dilerim. Uyanırsan yapmayacağım. Aldım dersimi ben. Bekleyeceğim seni. Bencil olmayacağım. Ama uyan lütfen. Lütfen. Gözlerini aç tekrardan bana aşkla bakarken diğerlerine ifadesizce bak. Hatta istersen bana da ifadesizce bak ama uyan lütfen. Lütfen.'
Zhan sağına baktı. Cheng elinde yanan bir kağıtla gelmişti.
Zhan tabutun ayak kısmına yöneldi.
Attığı adımlar kalbini acıtıyordu. Gitmek istemiyordu, gitmesini istemiyordu. Ancak onun bedenini yanında tutarak ona zarar verecekti.
Tabuta ateşi yaklaştırdı. Tabut bir ucundan diğer ucuna kadar alevler için yanmaya başladı.
Zhan tabutu değil. Canını yaktı, sevdiğini yaktı, geleceğini, hayatını yaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bambi (YiZhan)
Fanfiction"Bambi; Yağmur her iki kırmızıyı da ıslatır." Zhan Yibo'ya dair her şeyi kalbinin en derin yerlerine gömüp üstüne toprak atmıştı. Yibo ise yaptığı hatadan dolayı onun yüzüne bakamıyordu. Ama bilmiyordu ki Zhan olan bitenin hepsini unutmuştu. Ve bir...