Zhan bunu duydu ancak sektlerin düğünleriyle ilgilenmediği için sadece dinledi. Herhangi bir duygu ifadesi vermedi.
"Genç Efendi Yibo evlenecekti öyle değil mi?" dedi.
Zhan duyduğu isimle bir anda konuşan kişiye baktı. Duyguları karmakarışık oldu. Neden bir anda ilgili olduğunu bilememişti. Kafasını iki yana sallayarak yemeğine devam etti.
"Neden vazgeçtiler ki?" dedi.
"Yakışıyorlardı." dedi.
"Bence de." dedi.
Haikuan bu konuşmayı duyduğu an Zhan'ın burda olduğunu farkederek konuyu değiştirmek için
Haikuan, "Bulut Sektini nasıl buldunuz? Etrafı tek başınıza gezebildiniz mi?" dedi.
Herkes kafasını sallayarak çoğu kişi de överek yemeklerine devam ettiler.
Yemekler bitmişti. Bulut Sekti öğrenciler için bir sürpriz hazırlamıştı. Bulut Ustası içeri girdi. Belinde guqin vardı.
Haikuan, "Ustamız sizler için huzur notalarını guqin ile çalacaktır. Bulut Sektinin meşhur notalarıdır. Bir kaç gündür derslerden siz de sıkıldığınız için biraz huzur etmeniz için bu notaları çalacağız." dedi.
Haikuan'ın sözleri bitince Bulut Ustası notlara başlamıştı.
Gerçekten huzur veren notalardı. İsmine layıktı.
Tam müzik biteceği zaman Yibo içeri girmişti.
Herkes Bulut Ustasını alkışladı. Daha sonra Bulut Ustası kendi hayatından öğüt verici şeyler söyledi.
Zhan insanların hayatlarını hep merak ederdi.
Nasıl büyüdüğünü, büyürken nelere göğüs gerdiğini, insanlar arasında isiminin nasıl yayıldığı gibi soruları hep bir cevap arardı.
Kendisi de büyük biri olmasa da halk arasında iyi şeyler ile yücelmek istiyordu.
Öyle de olacaktı. :)
Zhan öylece Bulut Ustasını dinledi. Ve soru sormak için izin istedi.
Zhan, "Peki sizi en çok destekleyen kişi kimdi?" dedi.
Bulut Ustası düşündü.
Bulut Ustası, "Açıkçası bazı zamanlar kimse yanımda olmazdı. Sadece ben vardım. Beni ben destekliyordum." dedi.
Zhan, "Tek başınıza olduğunuz zaman korkmuyor muydunuz? Yanınızdakileri kaybetmekten, hayata karşı kaybetmekten korkmuyor muydunuz? Sonuçta kader denen şey her zaman istediğimiz gibi gitmez." dedi.
Bulut Ustası, "Eğer korksaydım işte o zaman kaybederdim." dedi.
Bulut Ustası Zhan'dan rahatsız olsa da öğrenciler arasında onu da öğrenci görerek sorularını cevaplamak zorundaydı. Öyle de yaptı. Daha sonra da oradan ayrıldı. Öğrenciler de tek tek çıktılar.
Saat erken olduğu için Zhan tekrar tepeye çıktı. Yibo da arkasından gidecekken Yang onu kolundan tuttu.
Yang, "Eğer şimdi onunla konuşmazsan bir daha bu fırsatı bulamazsın. Konuş artık. Anlat olan biteni." dedi.
Yibo, "Kolay mı? Onca şeyi içime atarak ona anlatmamak kolay mı sanıyorsun? Ben de istiyorum ama arkadaşları yüzünden bir türlü konuşamıyorum." dedi.
Yang, "O zaman onunla konuşmak için bir yere çağır. Nereye kadar sürecek? Nereye kadar yaralarına-" dedi.
Bowen, "A-Yang! Rahat bırak. Zhan onla illa konuşacaktır veya A-Yibo doğru zamanı bekliyordur." dedi.
O sırada Yibo Zhan'a ulaşmak için hızla oradan ayrılmıştı. Giderken de içinden
Yibo, "Acı çekmek; bayılana kadar kıbaç yemek veya cam kesiğine basmak değildir. Asıl acı; kalbi baştan aşağı sancılara boğan insana sırrını anlattırmadan ölmeyi arzulatan bir şeydi." dedi. José Mauro de Vasconcelos
Yang, "Ben daha fazla bekleyemem. Halini göremeyecek kadar kör müsünüz?" dedi.
Haikuan, "Farkındayız." dedi.
Farkındaydılar. Ölüp ölüp dirildiğinin, içine atarak kendine zarar verdiğinin, kalbi cam olmasa da binbir parçaya ayrıldığının hepsinin farkındaydılar. Ancak doğru zaman onlar için yoktu.
Yibo Zhan durduğunda durdu. Zhan tepenin çimenlik yerine oturdu. Yibo korkmadan yanına gitti.
Zhan, "Genç Efendi Yibo. Neden takip ettiniz beni?" dedi.
Yibo, "Konuşmamız gereken şeyler var." dedi.
Zhan, "Pratik yaparken kılıcı savurmanız sorun değil. Özür dilemenize gerek yok." dedi.
Yibo, "Onun hakkında değildi." dedi.
Zhan, "Sizi dinliyorum." dedi.
Yibo, "Evlilik ile ilgili konuşacağım." dedi.
Zhan, "Öğrenciler konuşuyordu. Kutlamak isterdim ancak iptal olduğumu duydum." dedi.
Yibo, "Evlenmek istemiyordum." dedi.
Zhan, "Neden peki? Öğrenciler yakıştığınızı söylüyordu." dedi.
Yibo, "Sen yakıştırıyor muydun?" dedi.
Zhan, "O işlerden anlamıyorum." dedi.
Yibo, "Zhan?" dedi.
Bin, "A-Zhan, A-Zhan." dedi yavaş yavaş yanına gelerek.
Zhan, "A-Bin yine noldu?" dedi.
Yibo Bin'e bakıyordu. Her defasında Zhan'ı yanlarına almasına sinir oluyordu.
Bin, "İşimiz var senle kalk da gel." dedi.
Zhan, "Konuşmamız tekrardan başka zamana kaldı. İdare et beni artık." dedi.
Yibo, "Git." dedi.
Daha önceden Zhan'ı yanında tutardı. Her zaman yan yana olurlardı. Arkadaşları rahatsız etmezdi. Durum tam tersine dönmüştü. Yibo üzülüyordu.
Ancak Yibo'nun üzülmesi Zhan'ın kızgınlığını dindirmediğini biliyordu.
____________
İşler gittikçe karmaşık oluyor. Sonunda beklemendik şeyler olacak her şeye hazır oluverin.
İyi okumalar. 💛
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bambi (YiZhan)
Fanfiction"Bambi; Yağmur her iki kırmızıyı da ıslatır." Zhan Yibo'ya dair her şeyi kalbinin en derin yerlerine gömüp üstüne toprak atmıştı. Yibo ise yaptığı hatadan dolayı onun yüzüne bakamıyordu. Ama bilmiyordu ki Zhan olan bitenin hepsini unutmuştu. Ve bir...