Zhan uyandı. Ziyi gözyaşlarını silerek Zhan'a baktı. Yibo onun uyandığını görünce oradan gitti.
Zhan, "A-Ziyi gözümün önüne gelen kişi kimdi?" dedi.
Ziyi, "Zamanla anlarsın. İyi misin? Başın hâlen ağrıyor mu?" dedi.
Zhan, "Yavaş yavaş diniyor sanırım." dedi.
Ziyi, "Uyumaya devam et. Sabah kalkınca odana gidersin." dedi.
Yibo dışardan ne kadar sert görünse de içinde fırtınalar kopuyordu. Sonu olmayan bir uçurumdan itilmiş gibi hissediyordu.
Onun için zordu.
Zhan odasına gitmişti. Bambi kılıcını eline almıştı. Bambi esnekti ancak çoğu kılıçtan daha güçlüydü. Babasından tek miras bu kılıçtı. Üzerinde yazan yazı ise
'Yağmur, her iki kırmızıyı da ıslatır' yazıyordu.
Zhan bu sözü asla anlayamamıştı. Ne anlatmak istiyordu? Her iki kırmızı da neydi? Ne kadar araştırsa da bulamadı.
Kırmızı ve gri tonunda olan kılıcını tekrardan yelpazeye çevirdi ve odadan çıktı.
Zhan Lu'yu görünce direkt yakasına yapışmıştı. Başındaki bezi nasıl bu hâle getirdiğini öğrenmek istemişti. Tüm yalvarmaları sonuç verdi. Sonunda Lu kendisine bunu öğretmişti.
Lu, "Birinin yarasını kapatmasını görebilirsin. Ama dikkatli ol bil ki onlar da seninkini biliyor." dedi.
Zhan öğrendiği için teşekkür etmişti.
Bulut Sektinde sabahın yedi sularında Zhan tekrardan sekti gezmeye başladı. Sanki daha önce buraya gelmişti. Tüm bu yerleri adım adım biliyordu.
Etrafta kimse olmamasına rağmen kulağına gelen gülüşmeler istemsizce onu mutlu etmişti.
Nerden geldiğini bile bilmiyordu.
Zhan'ın önüne birden bir kaç sahne geldi. Yine bulanıktı. Zhan öylece kalkalmıştı. Sahne önünden gidince kendine gelmişti. Çok merak ediyordu.
Hafızasına geri getirmesi gereken anılar neyin nesiydi?
Saat öğlen on ikiye gelince Zhan kılıç derslerine girmek için koştu. Derse girdi.
Uzun bi aradan sonra ders bitmişti. Akşam oluyordu artık. Zhan Bulut Sektinin en yüksek tepelerine çıkmıştı. Gün batımını izlemek için bir yere oturdu.
İçindeki sıkıntı gittikçe büyüyordu. Bulanık yüzü gördükten sonra kalbine öküz oturmuştu. Canı sıkkındı. Derin bir nefes aldıktan sonra geri verdi.
Ayağı kalkıp arkasını döndüğünde tekrardan Yibo'yu gördü. Gülesi gelmiyordu. Niye bilmiyordu. Bir cevabı, bir bahanesi yoktu.
Yibo, "Gün battı. Öğrencilerin yanına gitmelisin. Cheng seni arıyordu." dedi.
Zhan, "Bir şey olmaz yaşıyorum hâlen. Ya seni aramıyorlar mı?" dedi.
Yibo, "Beni arayacak kişi şuan-" dedi.
Cheng, "A-Zhan! Neredesin sen?" dedi.
Zhan, "Ne ne? Yine niye arıyorsun?" dedi.
Cheng, "Yemek yemeyi düşünmüyorsun herhalde." dedi.
Zhan, "Geliyorum." dedi.
Zhan Yibo'ya baktı.
Zhan, "Görüşürüz." dedi.
Yibo yanından geçip giden Zhan'ın gidişine baktı. Uzun zamandır göremediği sevdiğine durumunu anlatamıyordu.
Zhan içeri girdiğinde tüm öğrenciler yemek yiyordu.
"Bulut Sektinin düğünü iptal mi oldu?" dedi.
"Evet öyle olmuş." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bambi (YiZhan)
Fanfiction"Bambi; Yağmur her iki kırmızıyı da ıslatır." Zhan Yibo'ya dair her şeyi kalbinin en derin yerlerine gömüp üstüne toprak atmıştı. Yibo ise yaptığı hatadan dolayı onun yüzüne bakamıyordu. Ama bilmiyordu ki Zhan olan bitenin hepsini unutmuştu. Ve bir...