8.Bölüm [Mesaj]

7 4 0
                                    

              O kadar güzel uyumuştu ki dün olanlar sanki hiç yaşanmamıştı. Tatlı uyku beraberinde tatlı bir acıkmada getirmişti. Dün hiçbir şey yememiş, ne kadar güzel uyusa da tam olarak dinlenememişti. Kuş sesleri onu bu katı keşfetmeye çağırıyordu. Yataktan doğruldu penceresini açtı. Yağmurdan sonra gelen muazzam toprak kokusunu içine çekti. Mehir bu katta tamamen yalnızdı onu kimse rahatsız edemezdi. Rahatlıkla duşunu alabilirdi. Banyoyu ararken daireyi incelemeye başladı. Siyah, kız kardeşime ait uzun süre gelemeyecek dilediğin kadar kalabilirsin demişti. Daire ne kadar bir kıza ait olsa da dekorasyonlar öyle göstermiyordu. Metalcilerin evlerine benziyordu üstelik her yerde duvar örtüsü vardı. Siyah'ın kaldığı daire kültürlü, şık, entelektüel dizayn edilmişti. Bu daire ise lise dönemindeki genç ergenlerin dairelerine benziyordu. Karmaşıktı ama karmaşanın içindeki düzen ona keyif veriyordu. Yetimhaneden çıkmış birinin nasıl kız kardeşi olabilirdi ki ? Bu adam babası kadar gizemliydi.

             Siyah, mektubu incelemek için Mehir'den rica etmiş bütün gece mektup Siyah'ın gözleri altında kırışmıştı. Mektup mürekkeple yazılmıştı lakin ikinci paragrafın hem yazısı hem dokusu fark edilir biçimde değişiyordu. Tesadüf olamazdı çünkü Merih'in söylediğinin aksine bu mektubu ustası yazmıştı. İkinci paragrafın satırlarını, harfleri incitmeden parmaklarının ucuyla kontrol etti. Haklıydı bazı harfler başka kalemle yazılmış biraz fazla bastırılmıştı. Çekmecesinden uzun ince, mavi mor karışımı ışık çubuğu çıkardı. Ustasının bazen ona gizli mesaj göndermek istediği zaman yaptığının aynısını yaptı. Işığı karanlık oda da mektubun üzerine tuttu. İşte o zaman dokusu farklı olan harfler parıldamaya başladı. Parıldayan harfle karışıktı belli düzenleri yoktu. Hepsini tek tek not etti öbür odaya hızlıca geçip bilgisayarını açtı. Not ettiği harfleri özel programa yazdı. Bir süre beklemesi gerekiyordu. Anlamlı cümlelerin kurulması zaman alıyordu tabi ki.

            Koltuğuna yaslanmış kitabını okurken bilgisayardan gelen bildirim sesiyle irkildi. Hemen kitabı köşeye bıraktı. Gecenin karanlığında odayı aydınlatan parlak ekrana baktı. Gözleri kamaştı, merakı uykusundan daha ağırdı. Gözleri yanıyordu ama bu mektuptan bir sonuç alırsa buna kesinlikle değerdi. Alternatif cümleleri okuyordu hiçbiri anlamlı gelmedi. Tek anlamlı olan sonuncu cümleydi. Siyah'ın beklediği cümle işte buydu.

"YAKALANDIM, BENİ BULDULAR, ARTIK MAHKUMUM." 

            Nasıl yani usta yakalanmış mıydı ? Kaybolmasını açıklayan ilk kesin kanıtı bulmuştu. Ekrana bilinmezliğin öfkesiyle baktı. Sesli düşünerek "Nasıl!? Nasıl?" dedi. Kim yakalamıştı ? Yakalanmadan hemen önce yazmıştı bu mektubu. Usta çok ileri görüşlü adamdı. Mehir'i ve karısını terk eden ustası, yeni yazıldığı belli olan mektubu nasıl olurda terk ettiği karısını ikna ederek bu paragrafı ve gizli mesajı ekleyebilirdi ? Demek ki Mehir'in bilmediği daha çok aile dramı vardı. Ustası mutlaka zaman zaman eşiyle görüşüyor olmalıydı. Yoksa buraya bu mesajı eklemesi oldukça zordu. Üstüne üstlük Mehir'i buraya göndermişti. İkinci paragraf olmasaydı Mehir belki de gelmeyecekti. En büyük gizem biraz da olsa çözüldüğü için sevinemiyordu. Ustası kim bilir kimlerin elindeydi. Sağ mıydı yaşıyor muydu bunlar halen gizemini koruyordu.

            Siyah, sabahı neredeyse hiç uyumadan karşıladı. Uykusuzluk alışık olduğu durumlardan en basitiydi. Elini yüzünü yıkadı ardından Mehir'in yanına gitmeye karar verdi. Yukarı çıkarken kendisiyle aynı şeyi düşünmüş olan Mehir'le karşılaştı. Kısa merhabalaşmanın ardından ikisi de sessizliğe gömüldü. Mehir artık daha rahattı. Sakin düşünebiliyordu o yüzden bu sefer ilk adımı o attı.

"Kahvaltı edelim mi ? Hem konuşuruz olanları hem de sana sormam gerekenler var."

"Olur edelim. Zaten ben hazırlamıştım seni bekliyordum. Benimde soracaklarım var."

BEYAZ KARGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin