14.Bölüm [Gerçeğe Yakın]

3 3 0
                                    

               Turuncu, Siyah'a olanları telefonda anlatırken Mehir gizlice onu dinliyordu. Fakat ne konuştuklarını anlamıyordu çünkü Siyah, sadece "Tamam", "Evet" gibi kısa cevaplar veriyordu. Siyah'ın bugünkü ödevi Marco'ydu. Konuşma bitince Mehir hemen uzaklaştı ve müşterilerle yalandan ilgileniyor gibi yaptı. Siyah, hiçbir şey olmamış gibi işe devam etti. Kafe bugün o kadar kalabalıkta değildi erken çıkabilirlerdi. Bu güzel bir fırsattı. Güneş havanın soğukluğunu birazda olsa kırmıştı. Cömertçe kendini  gösteriyordu. Akşamüstüne doğru sıcaklık giderek yok olsa da önceki günlere nazaran ılık bir gün geçmişti. Kapılar kapanırken Mehir, Siyah'a yaklaşarak sordu.

"Bugün birlikte dışarda bir şeyler yiyelim mi ? Nasılsa işin yok değil mi ?" Siyah, bu soru karşısında afalladı. Çünkü Mehir'in yaşananlardan sonra bu tarz şeylere isteği olmadığını düşünmüştü.

"Aslında biraz işim var başka zaman yapsak ?" Mehir öfkelenmişti. Siyah'sa hemen eve gidip Marco hakkında verilere ulaşmak istiyordu. Mehir sitemli şekilde söylendi.

"Babamı bulma konusunda bir şeyler konuşuruz diye düşünmüştüm. Burada durma amacım buydu Siyah, ama şimdilerde bu amaçtan çok uzaklaştık. O yüzden sana sordum."

Siyah, Mehir'e ne cevap vereceğini düşündü. "Şuan yapabileceğimiz bir şey yok sana ne biliyorsam anlattım. Ben ustamı bulmak istiyorum ama işi polise bırakmak en doğrusu."

"Polisten bir haber var mı peki ?" Mehir'in sorusu normal soru sorma biçiminden oldukça uzaktı. Sorgulamaya daha yakındı. Siyah bunu fark etmedi çünkü aklında sadece Marco vardı. "Hayır maalesef hiç ses yok."

Bu zamana kadar polise defalarca gittiğini söyleyen Siyah'ın sözleri artık Mehir'e inandırıcı gelmiyordu.

"O zaman ben bugün biraz dolaşmak istiyorum." Siyah'ın dikkati bir anda Mehir'e kaydı. Kaygılı gözlerle ona baktı.

"Tek başına dolaşamazsın yaşadıklarımızı ne çabuk unuttun."

"Öyleyse benimle gel." Siyah bir süre düşündü ardından cevap verdi.

"Üzgünüm gerçekten işim var eve gitsek iyi olacak lütfen benden habersiz iş yapma dışarısı bizim için hâlâ tehlikeli olabilir."

Son olayda polise gidilmemişti. Asıl polise söylenmesi gereken olay göz ardı edilmişti. Mehir'i kaplayan şüphe duygusu iyice ağırlaşmıştı.


***


              Siyah eve sonunda gelmişti. Mehir'in üst kata çıktığından emin oldu. Ardından hemen kendine kahve yapıp işe koyuldu. Laptopu ve diğer monitörlerin evin içindeki gizli oda da saklıyordu. Gizli odaya girdi. Buradan hep nefret etmişti çünkü ne zaman buraya girse kötü sonuçlarla dolu olaylara tanıklık etmişti. Hakkında az şey bilinen adamlar, başka devletler tarafından devletin kemiklerine sızmış olan isimler, hep bu odandan çıkmıştı. Bilgi arşivinden farksızdı. Buraya izinsiz bir giriş olduğunda bilgiler kendini silecek şekilde ayarlanmıştı. Marco ismi araştırılmak üzere çalışmaya sunulmuş olup Siyah saatlerini belki de günlerini burada geçirecekti. İşe koyulmadan önce Lacivert'den yani Alp'den bir ricada bulundu.

              Turuncu, Cengiz'in sol kolunu kırmış güzelce dövmüştü. Cengiz'in bir daha bu davada gözükmesi halinde, adı bu dünyadan silinecekti. Tehditleri iyice Cengiz'in aklına sokan Yeşil ve Turuncu artık onun uslu duracağından emindi. Marco denilen gizemli herif söylenene göre Rus asıllıydı. Bu şehirde uzun yıllar bulunsa da ufak tefek suçları vardı. Devletin sürekli takip ettiği adamlar listesinde de ismi yoktu. Şimdiyse suikastlerin arkasından çıkan eleman olarak gözükmesi tuhaftı. Hainin isminin ve suikastlerin amacının öğrenilmesi için Marco'ya ihtiyaçları vardı. Siyah, Marco'nun raporlarına bakarken ilginç durumlarla karşılaşmayı umdu lakin her şey normaldi. Sıradan bir insandan uzaktı, kirli dosyaları vardı ama şüpheli değildi. Cengiz'in yanlış isim verdiğini düşündü. Turuncu ve Yeşil'e bunu sordu, onlarsa doğruyu söylediğinden emindi.

BEYAZ KARGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin