Merhaba arkadaşlar. Bölümü okuyanlar hikayeyi beğenmedi mi? Neden vote sayısı bu kadra düşük. Sitede bile daha fazla beğeni alıyor. Açıkçası iki hikayemi de burad ayayınlamak içimden gelmiyor artık. Umaırm bu bölüm daha güzel yorum ve vote alır. Keyifli okumalaR!
***
Elizabeth kendisini takip eden kişiyi gördüğüne hiç şaşırmamıştı. Hançerini biraz daha bastırırken sivil birine zarar veremeyeceğini düşünüyordu. Başını iki yana sallayarak "Neden beni takip ediyorsun?" diye sordu.
Adrian salonda herkesin eğlendiğini görünce etrafına daha dikkatle bakmaya başlamıştı. Prenses Feliscia'yı göz hapsine tutsa da içgüdüsel olarak bakışları sürekli prenses Elizabeth'e kayıyordu. Hala gördüklerini sindirememişti. Ablasına olan davranışlarından hiç hoşlanmamıştı. Prensesin kralın yanına gidip bir süre konuştuğunu görmüş, uzaktan ne konuştuklarını dudak okuyarak öğrenmişti. Yeni kralın prenses Elizabeth'e düşkün olduğu ona sarılışından belli oluyordu. Derin bir iç çekerken Elizabeth'in salonun kapısına doğru ilerlediğini görünce ayakları onu prensesin peşine doğru sürüklemişti. Dalgınlıkla ilerlerken yaptığı hatayı boğazına dayanan hançer ile anlamıştı. Prensesin karma karışık düşüncelerini okurken kendisini sivil sanmasına neredeyse gülümseyecekti. Hissettiği baskı ile bakışlarını Elizabeth'e sabitledi.
"Merak ediyordum, herkese karşı bu kadar saldırgan olup olmadığınızı!" Elizabeth gözlerini kısarken adamın düşüncelerini okuyamadığı için şaşırmıştı.
"Saldırgan mı? Ben mi saldırganım?"
"Ablanıza olan davranışınıza şahit oldum, bence kendinize göre rakipler bulmalısınız."
"Sizi ilgilendirmeyen konulara burnunuzu sokmayın. İşinizi iyi yapın kâfi!" Elizabeth yüzünün yarısı maske ile kapalı olan adama dikkatle bakıyordu. Gözlerinde ki bir şey genç kızın içini ürpertirken kendisine neler olduğunu anlayamamıştı. Hançerini geri çekerek arkasını dönüp hızlı adımlarla oradan uzaklaştı. Arkasından şaşkın bir şekilde bıraktığı adamın ne durumda olduğunu bilmeden...
***
Elizabeth sarayın koridorlarında ağır adımlarla ilerlerken her gün yeni bir yerini keşfediyordu. Özellikle tören ve eğlence olduğu zamanlarda sarayda herkes çekilirdi. Birkaç hizmetliden başka kimse ortalıkta dolanmazdı. Bu da Elizabeth'in rahat bir şekilde sarayda dolanmasına olanak sağlıyordu. Sarayın kuzey kısmında ilerlerken dikkatini çeken kapıdan içeriye girdiğinde kendisini karşılayan karanlığa gözlerini kısarak bakarken elinde ki ateşi yakmak üzereyken gözünün önünde beliren görüntülerle şaşkınlıkla yutkunmuştu.
"Görüyorum!" Elizabeth yutkunarak yeni keşfettiği gece görüşü yeteneğiyle hem şaşırmış hem de korkmuştu. Karanlık taşların üzerinde ki lekelerden hoşlanmamıştı. Ağır adımlarla ilerlerken biraz ileride gördüğü merdivenle o tarafa doğru ilerledi. Keskin kulakları etraftaki sesleri algılamaya çalışırken nefes sesinin dışarı çıkmaması için dikkat ediyordu. İlerledikçe sarayın alt katına doğru iniyor ve her adımında bedeni ürperiyordu. Arkasından duyduğu kapı kilitleme sesi ile birden irkilen genç kız adımlarını hızlandırarak neyle karşılaşacağını bilmeden elini duvarlara sürerek ilerliyordu. Daha derinlere indiğinde ise yutkunmadan edememişti. Sarayın zindanlarına indiğini fark edince içinde garip bir his oluşmuştu. Daha önce sarayın altında bir zindan olduğunu duymamıştı. Babası onu bu konuda uyarmamıştı. Ağır adımlarla ilerlemesine devam ederken sessiz olan duvarlar sanki genç kızla konuşmaya başlamıştı. Kulaklarına yankılanan çığlıkları duymak Elizabeth'i dehşete düşürürken gözleri dolmaya başlamıştı. Duvarlara sıçrayan işkence gören kişilerin kan izleri Elizabeth'i dehşete düşürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL KAN
Fantasy Güç krallıklarının bulunduğu bir dönemde savaşların en çetin yaşandığı coğrafya da sessiz bir bekleyiş sürüyordu. Kralların doğa üstü güçlerinin yanı sıra zeka yarışı göz dolduruyordu. Her ülkenin kendi veliahtı artık yaşlı babalarının yerine geçm...