22. Bölüm

596 71 3
                                    

Arkadaşlar. Bölüm yayınlanmadan taslaklara kayıt olmuş. Uyarı yapan arkadaşlara teşekkür ederim. 

**

Kraliçe odasında ki kalabalığa şaşkınlıkla bakıyordu. Hamile olduğunu öğrenen saray hanımları onu ziyarete gelmişti. Cariye Nadia biran olsun onu yalnız bırakmamıştı. Birde kendisinden sorumlu olan şifacı kadın sürekli onun yanında duruyordu. Bakışları kocasının annesine takılınca Nadia ile göz göze gelmişti. Kadının onun düşüncelerini okuduğundan habersiz derin bir nefes aldı. Çok yorulmuştu ve kadınları ancak Nadia gönderebilirdi.

"Hanımlar, biliyorsunuz ki ziyaretin kısası makbul olandır. Üstelik Kraliçe Katren hamile olduğu için dinlenmesi gerekiyor. Şimdi izniniz olursa kraliçemiz dinlenmeye çekilsin." Nadia'nın sözlerini duyan genç kadının gözleri parlamıştı. Almira dikkatle iki kadını izliyordu. Arada Nadia'nın bakışları kendisine dönse de onunla göz teması kurmamaya çalışıyordu. Kadınlar oturdukları yerden ayaklanırken yeniden geleceklerini söyleyerek oradan ayrılmıştı.

"Bizde gidelim, sen dinlen kızım." Katren Nadia'nın şefkatli sesine karşılık yutkunmuştu. Katren kadının sadece naif sesine değil, yaşına rağmen güzelliğine de hayran kalmıştı. Prenseslerin annelerine benzememeleri çok yazıktı.

"Lütfen siz kalın," diye atılan Katren'e gülümseyen kadın elini onun elinin üzerine koyarak hafif sıktı.

"Birazdan Drew gelir, siz yalnız kalın biraz." Nadia kızı Lizzy'e dönerek "Gidelim Lizzy," dedi. Prenses annesinin peşinden odanın kapısına doğru ilerlerken Nadia duraksayarak Almira'ya baktı.

"Gelen yemekleri kontrol etmeden kraliçeye vermeyin lütfen. Katren size emanet," diyerek iki kadını şaşkın bir şekilde bırakarak oradan ayrılmıştı. Lizzy şaşkınlıkla annesinin yanında yürürken dayanamayarak sormuştu.

"Neden öyle söyledin anne? Kraliçeye zarar vereceklerini mi düşünüyorsun?" Nadia kızına bakarak derin bir nefes aldı.

"Lizzy, bu sarayda ne olacağını kimse kestiremez. Asil kan bebekler doğana kadar her zaman tehlikededir doğduktan sonra prens ise tehlike devam eder, ancak prenses olduklarında az da olsa tehlike geçer. Ne demek istediğimi anladın mı hayatım?" dediğinde Lizzy yutkunarak annesine baktı. İkili saray koridorunda kendi bölmelerine doğru ilerlerken düşünceliydi.

"Cariye Nadia," Nadia kendisine selam veren hizmetliye kısa bir bakış attı.

"Bir sorun mu var?"

"Hanımım, bir misafiriniz var. Prenses Elizabeth ile geldiğini söyledi. Özellikle sizi görmek istediğini belirtti." Nadia kadının kimden bahsettiğini merak ederek ağırlama salonuna doğru ilerlemeye başladı.

"Sence Elizabeth saraya kimi getirmiş olabilir?" Lizzy'in sorusu ile Nadia bilmediğini belirterek "Birazdan öğreneceğiz," dedi. İkili salona girdiklerinde Nadia duraksamıştı. Arkası dönük adamın kim olduğunu göremese de hissetmişti. Ensesinde ki saçlarında yer yer aklar düşmüş ama heybetinden yaşlansa da bir şey kaybetmemiş adamı tanımaması mümkün değildi.

"Albert?" Nadia yutkunarak kendisine dönen adama bakarken, adamın hızla kendisine dönmesi ile yanağından aşağıya bir damla inci yuvarlanmıştı.

"Bu sen misin?" kadının acı dolu sesi adamında gözlerinin yaşarmasına neden olmuştu. Albert başını eğerek genç kadını selamlarken Nadia hızlı davranarak yıllardır görmediği abisine sarılmıştı.

"Seni çok özledim."

"Nadia, bu pek uygun bir davranış değil." Nadia adamın uyarısına aldırış etmeyerek daha sıkı sarılmıştı.

ASİL KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin