38. Bölüm

565 49 3
                                    

Keyifli okumalar!

***

Genç adam heyecanla sarayın kapısından içeriye girerken hissettiği endişeyle başını çevirmiş ve gördüğü manzara ile dehşete düşmüştü. Neredeyse bir aydır görmediği prenses pencereden aşağıya düşüyor ama hiçbir kurtarma çabası göstermiyordu. Farkında olmadan elini uzatarak yerden yukarıya doğru yükselen genişçe bir su hortumu oluşturmuştu. Suyun tene çarpması ile genç adam bedeninin üşüdüğünü hissetmişti. Ürperse de soğuğa dayanarak genç kızı yere düşmeden suyun üzerinde yakalamıştı. Genç kızın suyun üzerinden süzülerek yere ayak basmasını hayran gözlerle izlerken kendine gelerek atından inip hızlı adımlarla prensesin yanına ulaşmıştı.

Elizabeth'in kendisini görünce ki yüz ifadesini asla unutamazdı. genç kızın onu görünce yaşadığı şaşkınlıktan faydalanmak için hiçbir fırsatı kaçırmazken onu almaya geldiğini söylediğinde ki tepkisi Adrian'ın içini ısıtmıştı. Elizabeth farkında olmasa da gözlerinin parladığını Adrian görebilmişti. Kızın ürpermesi ile ıslak elbisesine dikkat çeken Adrian prensesin üzerine yapışan elbisesinden bedeninin kıvrımlarının belli olmasından ve bu manzarayı yabancıların görme ihtimalinden de hoşlanmamıştı. Yaşadığı rahatsızlığa anlam veremezken omuzlarından aşağıya dökülen kraliyet pelerinini çözerek genç kızın bedenine sarmıştı.

"Onun olanı kimse göremezdi!" genç adam düşüncelerini dışa sesli olarak vurduğunu Elizabeth'in verdiği tepkiyle anlamıştı. Prensesin kısa bir duraksamadan sonra tek kaşını kaldırarak Adiran'a bakması ve "Kraliçem?" diye sorması Adrian'ın gülmesine neden olmuştu. Başını eğerek kızın kulağına dudağını yaklaştırarak nefesini verdiğinde Elizabeth'in ürpererek gerildiğini kendi bedeninde bile hissetmişti.

"Evet, siz kraliçem! Siz kendinizi yola çıkmaya hazırlarsanız iyi olur. Birkaç güne yeni evinize doğru yola çıkacaksınız." Adrian'ın sözlerine alaycı bir şekilde gülen genç kız başını iki yana sallamıştı.

"Çok hayalperestsiniz kralım. Size evet dediğimi hatırlamıyorum."

"Ah evet diyeceksiniz." Adrian'ın gülümsemesi Elizabeth'in bedeninin üzerinde ki etkisi ikisinin de gözünden kaçmamıştı. Elizabeth etrafta kendilerini merakla izleyenleri fark edince bir adım geri çekilerek kralı gerektiği gibi selamlamıştı.

"Kralım, sarayımıza omur verdiniz!" Adrian birden tavrı değişen genç kıza şaşkın bir şekilde bakarken Elizabeth'in arada bakışlarını kaçırdığı etrafa göz atınca yalnız olmadıklarını hatırlamıştı.

"O onur bana ait prenses!" Elizabeth öne geçerek genç adama eşlik ederken oldukça sessizdi. Saray giriş kapısında kendilerini bekleyen ağabeyi prens Drew'i gören Elizabeth adımlarını hızlandırarak ona ilerlemişti.

"Prensim, kral Adrian sarayımıza teşrif etmiş." Elizabeth'in bildirisi daha çok 'neden geleceğinden haberim yok' der gibiydi.

"Evet prenses görüyorum." Drew kardeşinin uyarısını görmezden gelerek Adrian'ı selamlamıştı. Adrian gülerek Drew'e sarılırken Elizabeth kaşlarını çatarak ikiliye bakmıştı.

"Seni gördüğüme sevindim kuzen, ayrıca dostlarını gönderdiğin içinde teşekkür ederim." Drew geri çekilerek başını sallamıştı.

"Bu çok uygunsuz bir davranıştı. Hizmetlilerin yanında bana sarılmamalısınız."

"Neden?" Adrian'ın sorusu ile Drew derin bir nefes almıştı.

"Siz bir kralsınız, konumunuza göre hareket etmelisiniz." Adrian elini sallayarak gülmüştü.

"Boş versene, biz bir aileyiz. Unvanlar kimin umurunda."

"Kral Adrian!" Elizabeth'in uyarısı ile Adrian genç kıza dönmüştü.

ASİL KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin