4. Bölüm

457 40 3
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR!

***


Edward atın üzerinde ilerlerken oldukça düşünceliydi. Kardeşinin öldüğünü duymak adamı sarsmıştı. Kralın iki kız kardeşi vardı. Biri babası tarafından saraydan gönderilerek eğitilmesini istemişti ama tedbirler de zafiyet göstermişti. Kardeşi altı ay sonra ortadan kaybolmuştu. Ne kadar arasalar da onu bulamamışlardı. Diğer kız kardeşi zayıf bir bedene sahipti. Kanından gelen güce fazla dayanamamış ve genç yaşta hayata gözlerini yummuştu. Şimdi ise kardeşinin oğlu kendi topraklarında bir başınaydı. Küçücük çocuk, karanlık ormanda bir başına ne yapacaktı? Kendi kendine düşünürken komutanının seslenmesi ile duraksamıştı.

"Kralım, sizi bu kadar düşündüren nedir?" Edward bir süre düşündükten sonra komutanına dönerek bakmış ve "Şu küçük çocuğu düşünüyordum. Onun yaşında bir çocuk için buralar çok tehlikeli." Komutan kralın düşman çocuğuna bile merhametli davranması karşısında gururlanmıştı. Edward iyi bir kraldı. Masumlara ilişmeyecek kadar da merhametliydi. Bir süre daha düşündükten sonra "İki asker ayarla, saraya dönüp ormanda arama yapmak için birkaç adam getirsin. Çocuğu tez zamanda bulmamız lazım."

"Ama kralım, çocuğu bulursak..."

"O çocuk bulunacak ve kim olduğunu kimse bilmeyecek. Bunca yabancıya kucak açan bu krallık bir çocuğa mı sahip çıkamayacak. Sana emrimdir komutan, çocuğu bulup bana getireceksin ve kim olduğunu kimse bilmeyecek. Senden başka." Adam şaşkınlıkla kralına bakmıyordu. Kralla bir sırrı paylaşacağı için heyecanlanmıştı. Atıyla geri durarak askerlerin arasından iki kişi seçip kralın emrini söylemişti. Çocuğa zarar gelmemesini de özellikle tembihlemişti. İşi biraz da abartarak çocuğa zarar geldiği taktirde asılacaklarını belirterek atını çevirip kralın yanına doğru hızlandı. Grup bir süre daha ilerlerken ormanlık alan dışına doğru geldiklerini evlerden gelen cılız ışıklarla anlamıştı.

"Dikkatli olun, köye ulaştık." Kralın emri ile herkes sessizce yolda ilerlerken etrafı incelemeye almışlardı. Her türlü saldırıya karşı önlem alınsa da bazen önlemler yeteli olmayabilirdi. Bunu bile tecrübeli askerler kralın etrafında durarak yoluna devam ederken ağaçlık alandan çıkıp yeşil arazide bulunan birkaç eve doğru ilerlemeye başladı. Onları henüz kimse fark etmemişti. Ya da fark edip saklanmışları. Askerlerden biri ileride ki bir yeri göstererek "Orada bir han var Kralım," diye uyarırken komutan askerin gösterdiği tarafa bakmıştı. Bir grup evden uzakta ormandan çıktıktan sonra görünen başka bir grup ev daha vardı. Onların durumu daha iyi durumda olduğu uzaktan bile belli oluyordu. Atlar ilerledikçe insan sesleri de gelmeye başlamıştı.

"Bir eğlence olmalı!" komutanın sözleri ile kral gerilirken gözlerini kısıp biraz ilerde olan hareketliliğe dikkat kesildi.

"Dikkatli olun, tuzak olabilir." Komutan kralın baktığı tarafa dönerken o da hareketliliği görmüştü. Askerlerine işaret verirken herkes savunma konumunu almıştı.

"Ne düşünüyorsunuz kralım?"

"Birileri bizden önce haber uçurmuş," dedi. Komutan olası bir durum olduğu için krala hak verdi.

"Tehlikeli olabilir, siz geride dursanız?" Komutanın sözleri ile Edward tek kaşını kaldırarak komutanına bakmıştı. Onun alaycı bakışları komutanın tedirgin olmasına neden olmuştu. Bazen kralın kendileri gibi normal olmadığını unutuyordu.

"Beni düşünmeyin, siz halka zarar gelmemesini sağlayın yeter."

Askerler hızlanarak ileri doğru hareket ederken han olduklarını düşündükleri yere geldiklerinde hala etrafta kimsenin olmaması onlarında dikkatini çekti. Askerlerden biri eli kılıcının kabzasında komutanına yaklaşarak sormuştu.

ASİL KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin