Keyifli okumalar!
***
Genç adam önündeki kağıtlardan başını kaldırarak salona giren adama bakmıştı. Sıkıntıyla içini çekerek elinde ki tüy kalemi bırakarak geriye yaslandı.
"Bu sefer ne istiyorsun?"
"Ne istediğimi gayet iyi biliyorsun. Tahtta oturalı ay oldu ve sen hala bir kraliçe seçmedin. Zamanı gelmedi mi artık?"
"Şuanda meşgulüm boş işlerle uğraşamam."
"Boş işler mi? Adrian, sen kralsın ve kraliçelik makamını boş bırakamazsın. Ülke sorunları gibi sarayın iç sorunları da var."
"Merak etme, şu yönetimi oturtayım kraliçemi almaya gideceğim." Adrian'ın sözleri ile adam kaşlarını çatmıştı.
"O kız senin kraliçen olacak nitelikte değil, üstelik en büyük düşmanımın kızı." Adrian babası olacak adamın sözlerine karşılık iyice geriye yaslanarak gülümsemişti.
"Yanılıyorsunuz, Elizabeth benim düşmanınım değil, her zaman hayran olduğum adamın kızı... Yani dayım kral Edward'ın kızı. Tabi senin kuzenini de boş geçmemek lazım."
"Adrian!" Alexis öne çıkarken Adrian elini sertçe masaya geçirerek konuşmuştu.
"Bence devlet işlerine bu kadar karışmak yerine köşenize çekilerek hala kellerinizin gövdenizde olduğu için şükrederek yaşamalısınız. Nitekim bu davranışlarınız gözüme batmaya başladı."
"Benimle bu şekilde konuşamazsın, ben senin babanım."
"Gurur duyduğum bir durum değil bu. Maalesef öylesiniz. Bu size bana ve krallığıma karışma hakkını vermez. Siz karınızla huzurlu bir şekilde yaşamaya devam edin. Tabi yapabilirseniz." Alexis üzgün bir şekilde oğluna bakmıştı. Onun haklı olduğunu biliyordu, nafile bir çabanın içinde olduğunu da.
"Umarım gurur duyulan bir baba olursunuz!" Alexis son sözlerini söyledikten sonra salondan çıkarken Adrian arkasından derin bir nefes bırakmıştı. Başını iki yana sallarken tahtta geçtiği günden veri ülkenin bulunduğu durumu daha yakından incelemeye başlamıştı. Batık bir devleti yeniden şaha kaldırmak zor olacaktı ama imkansız değildi. Bunun için komşu ülkelerle iyi geçinmeli ve ticaret alanını genişletmeliydi. Halkı iyi durumda değildi. İki gün önce memurluk sınavı için birçok başvuru yapılmıştı. İşin komik tarafı ise köylü diye azarladıkları insanları iyi eğitim görmüş asil çocuklardan daha başarılı olmasıydı.
Canı iyice sıkılınca önündeki kağıtları iler iterek yerinden kalktı. Salonun yüksek ölçekli penceresinde giderek sarayın dışını seyrederken aklında sadece Elizabeth vardı. Onu özlemişti. Özlemi ne kadar büyükse kızgınlığı da o derece büyüktü. Onu dinlemeden saraydan ayrıldığı için Elizabeth'in elinden çekeceği vardı. Ama önce onu kraliçesi olmaya ikna etmesi gerekiyordu.
"Kralım?" Adrian arkasından seslenen en yakın arkadaşı ve danışmanına dönerek hafif gülümsemişti.
"Gel Kriss, yeni bir haber var mı?"
"Sander haber gönderdi Kralım, prenses Elizabeth Cariye Nadia ile saraydan ayrılmış."
"Cariye Nadia saraydan ayrıldı mı?" Adrian şaşkınlıkla arkadaşına bakarken eliyle yüzünü sıvazlamıştı.
"Sanırım sarayda yeni dolaplar dönüyor. Biliyorsunuz Kraliçe Barbara tahttan indirildikten sonra kraliçelik koltuğu boş kalmış. Kral Edward'ın yeni bir kraliçe seçmesi için yetkililer baskı yapıyorlar. Sanırım Cariye Nadia'nın da saraydan gönderilmesinin nedeni bu."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL KAN
Fantasia Güç krallıklarının bulunduğu bir dönemde savaşların en çetin yaşandığı coğrafya da sessiz bir bekleyiş sürüyordu. Kralların doğa üstü güçlerinin yanı sıra zeka yarışı göz dolduruyordu. Her ülkenin kendi veliahtı artık yaşlı babalarının yerine geçm...