23. Bölüm

615 83 5
                                    


Merhaba arkadaşlar. Bir çoğunuz biliyor ilk kez bu tarz hikaye yazıyorum. Bu yüzden yorumlarınız çok önemli. Fikrinizi belirtirseniz çok sevinirim. 

Keyifli Okumlar!

***

Elizabeth babasının sözleri ile donup kalırken bedenini saran alevlerin farkında bile değildi. Edward kızının kararan göz irislerini görünce endişeyle yutkunmuştu.

"Elizabeth?" genç kız babasının seslenmesini duymuyordu bile. Adrian dayısının sözlerine karşılık prensesten daha soğukkanlı davranmıştı. Edward'ın prensese seslenmesi ile bakışları Elizabeth'e dönmüştü. Kızın tüm vücudu alevler arasında kalmıştı. Gözleri zifiri karanlık olmuştu.

"Prenses!" sesi oldukça yüksek çıkarken Elizabeth onu duymamıştı bile. Alevler çoğalırken Adrian dayısına dönerek "Dayı sen odadan çıkmalısın!" dedi. Edward şüpheyle genç adama bakarken Adrian'ın odaklanmaya başladığını görünce dediğini yaparak odadan çıkmıştı. Kapıyı kapattığında duvarların sarsılmasıyla geriye doğru sıçradı. Hızla yeniden kapıya yöneldiğinde bu kez yer sarsılmıştı. Adrian gözlerini kapatarak gücüne odaklanırken yanından geçen alev topuyla kısa süreli dikkati dağılsa da yeniden odaklanmayı başarmıştı. Elleri birleşmiş bir şekilde etrafına çember oluştururken Elizabeth'i çemberin içine hapsetmişti. Kızın çırpınışları artarken yerin sarsılmasıyla Elizabeth yere yığılmıştı. Birkaç dakika kıpırdamayan kızın derin uykuya daldığını anlayan genç adam çemberi yok ederek yorgunlukla derin bir nefes verip prensesin yanına oturdu. Uyuyan kıza şaşkınlıkla bakarken ilk kez gücünü kullanırken bu kadar zorlandığını hissediyordu. Kızın yanına uzanırken gözleri yüksek taş tavana takılmıştı. Duvara çarpıp yere düşen alev küçük bir dumanla sönmüştü.

"Bu kadar güçlü olduğuna inanamıyorum." Derin derin nefes alarak bedenini sakinleştirmeye çalışmıştı. Bir kolu alnında gözlerini kapattığında kapının açılma sesini duymuştu. Gelen kişinin kim olduğunu bildiğinden dönüp bakmamıştı bile.

"Neden bunu yapıyorsun dayı?"

"İlerde anlayacaksın. Burada ne oldu?" Adrian kolunu indirerek yanında yatan kıza başını çevirdi.

"Çok güçlüydü. Onu engellemek çok zordu." Edward yerde yatan kızına sevgiyle bakarken birden gülümsemişti.

"Daha doğar doğmaz babasıyla konuşan kızdan bahsediyorsun. Elizabeth krallığın gelmiş geçmiş en güçlü üyesi olacak. Kiminle evlenmek üzere olduğunu bilmende fayda var. Onu senden başkası durduramaz."

"Buna mecbur muyum dayı? Yani kızınla evlenmezsem bana kızar mısın?" Edward yeğenine dalgınca bakmıştı. Kızının yanına yaklaşarak yerde yatan prensesi kucaklayıp odadaki yatağa yatırıp saçlarını okşamıştı.

"Sen bilirsin, evlenmek istemiyorsan evlenme. Elizabeth uyandığında başka bir aday seçer o zaman." Adrian şaşkınlıkla dayısına bakarken ne söyleyeceğini bilememişti. Yavaş bir şekilde yattığı yerden kalkarak yatakta uyuyan kıza bakmıştı.

"Neden evlenmesini istiyorsun ki?" Adrian dalgın bir şekilde sorarken Edward yeğeninin bakışlarının farkına vararak imalı bir şekilde gülümsedi.

"Bu artık senin sorunun değil. İlerde evlenmek istediğinde bana gelmeyeceksin. Bundan sonra sana verecek bir prenses bulamayacaksın." Adrian dayısına yutkunarak bakarken Edward kapıya yönelerek "Hadi çıkalım, dinlensin," dedi. Adrian yatakta uyuyan kıza baka baka odanın kapısına yönelmişti. Kapıdan çıkacağı anda bedeninde hissettiği soğukluk ile yerinde donup kalmıştı. Edward yeğeninin duraksaması ile ona bakmıştı. Adrian ağır bir şekilde geriye dönüp baktığında yatakta yatan kızın buz kütlesi ile kaplanmaya başladığını görünce şaşkınlıkla Elizabeth'e bakmıştı.

ASİL KANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin