Keyifli okumalar!
**
"Adrian!" Almira ve Ronald ileri atılırken genç adamın baygın bir şekilde yere düşmesine engel olamamışlardı. İkili onun başına geldiğinde Adrian'ın yerde nöbet geçirdiğini, bedeninin buza tutulmuş gibi titrediğini görünce Almira oğlunu tutmak istemiş ama Ronald kadına engel olmuştu.
"Ona dokunma!"
"Ama ne halde olduğunu görüyorsun."
"Birazdan geçecek, inan bana Almira..." Kadın Ronald'a kısa bir bakış attıktan sonra bedeninden buharlar çıkan oğluna içi acıyarak bakmıştı. Sakinleşmeye başladığını gördüğünde ise az da olsa rahatladı.
"Onları saraydan çıkarmalıyız."
"Ama..." Ronald yerde yatan genç adamı kaldırarak Elizabeth'in yanına yatırmıştı. Onun bu hareketi Almira'nın dikkatini çekerken Ronald kapı ağzında olan askerlere seslenerek içeri girmelerini istemişti. Adamların meraklı bakışlarına karşılık Ronald taviz vermeye bir sesle "Prenses Elizabeth ve Danışman Adrian saray dışına çıkarılacak. Hazırlıklar hemen yapılsın," dedi. Adamlar hızlı hareket Almira yüzünü kapatarak oğlunun yanına gitmişti. Eli genç adamın saçına giderken onun büyüdüğünü göremediği için kendine kızıyordu. Oğlunu koruyamamıştı.
"O kadar büyümüşsün ki ben nasıl bir adam olduğunu merak ediyorum."
"Prenses?" Ronald'ın seslenmesi ile Almira adama dönmüştü.
"Baksana Ronald, kendi oğlumun büyümesini izleyemedim. Sence de adaletsizlik değil mi?"
"O iyi bir adam oldu, bundan sakın şüphe etme."
"Biliyorum, onu Edward büyüttü. Yine de kaçırdığım zamanlara üzülüyorum."
"Geçmişi geri getiremezsin, önemli olan bundan sonra ne yapacağın!" dediğinde Almira adama hak vermişti. Oğlundan ayrılmayacaktı. Aradan ne kadar zaman geçerse geçsin oğlu için geçmişe bir sünger çekecekti.
Ronald birkaç saat içinde hazırlıkları tamamladıktan sonra ikiliyi tekerlekli arabaya yatırarak meraklı bakışlar arasında askerleriyle saraydan çıkarmıştı. Kimisi kıpırdamayan prensesin öldüğünü düşünerek ağlarken, kimisi prense ile Adrian'ın neden aynı anda bayıldığını sorguluyordu. Düşünceler ikisinin de kralın danışmanı olduğu paydasında birleşiyordu.
"Keşke Edward'ı bekleseydik," dediğinde Ronald kadına dönerek ciddi bir sesle konuşmuştu. Kimse Almira'nın kimliğini bilmiyordu.
"Onları merak etme, Elizabeth bana emanet, Adrian da öyle," diyerek kadını geride bırakıp saraydan ayrıldı. Yolculuk oldukça gizli yapılmıştı. Adrian ve Elizabeth'in güvenliği için her türlü önlemi almıştı. Yaklaşık bir saatlik yoldan sonra Ronald ikiliyi daha önce kimsenin bilmediği kendi aile evine götürmüştü. Ev ormanın içinde izole edilmiş bir şekilde inşa edilmişti. Ronald'ın babası yıllar önce annesi öldükten sonra saraydan kafa dinlemek için bu eve gelir, birkaç gün kalarak saraya görevinin başına geri dönerdi. Yıllar vardı bu eve gelmemişti. İki odalı kulübe tarzı evin etrafı sarmaşıla kaplı olduğu için uzaktan fark edilmiyordu. Askerler ikiliyi evin içine bırakarak oradan ayrılırken Ronald kimseye yerini söylememeleri için onlara emir vermişti.
***
"Buna inanamıyorum, bunu nasıl yapar?" Nadia duydukları ile yerinde dönüp duruyordu. Prensesin başına gelenler kadının ilk defa sinirlenmesine neden olmuştu. Lizzy annesinin odada dönüp durması karşısında şaşkınlıkla ona bakarken korkuyla yutkundu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL KAN
Fantasi Güç krallıklarının bulunduğu bir dönemde savaşların en çetin yaşandığı coğrafya da sessiz bir bekleyiş sürüyordu. Kralların doğa üstü güçlerinin yanı sıra zeka yarışı göz dolduruyordu. Her ülkenin kendi veliahtı artık yaşlı babalarının yerine geçm...