Yazarın bu bölümü yazarken yer yer gözlerinin dolduğu ve hatta ağladığı gerçektir. Diyecek başka bir şeyim yoktur. Teşekkürler.
Keyifli okumalar,
E.ç.
***
Leftovers...
***
BÖLÜM 2:
Tyron
Ölüm yağmuru. Gökten inen felaket. Kapımıza dayanan kıyamet.
İsmi pek çok şey olabilirdi bu gördüğüm şeyin. Buradan kurtulanlar yarın pek çok farklı şekilde anlatacaktı yaşanan dehşeti şüphesiz. Oysa tek bir isim, tek bir resim, tek bir gerçek vardı benim aklımda. Başımdan aşağı dökülen her cam kırığında aynı yansımayı görmüştüm. Her çığlık, her yakarış, her isyan aynı sesi taşımıştı kulaklarıma.
Katherine Stone. Katherine. Kat. Kat. Kat.
Tavan parçalanıp dev kanatlar gökyüzünü kararttığında kendimi tırabzanın üstünden aşağı atmam da merdiven boşluğuna sığınmam da tamamen reflekslerimin kontrolündeydi. Yakaladığım ilk Ark'lı askerin askısındaki yedek silahı çekip düşmana doğrultmuş, ama ikinci adıma karar verememiştim. Hayatım boyunca öğrendiğim tüm bilgiler, kaslarıma yer etmiş tüm deneyimler, beynime kazılı tüm doğrular düşmanın üstüne ilerlememi, yanlışlarla mücadele etmemi, kötüleri durdurmamı söylüyordu. Söylüyordu ama... Kimdi düşman, neydi yanlış, neredeydi kötü?
Kat. Katherine Stone. Katherine.
Tıpkı gözlerimin önündekine benzer kanlı bir savaş vardı kafamın içinde. Gördüklerim görmek istediklerimle çatışıyor, geçmişin anılarını ve geleceğin hayallerini anbean yok ediyordu. Saniyeler öncesine ait sesler karşımda oynayan filmin üstüne konmuş kötü bir dublaj gibiydi. Ben Dr. Leena Stone. Ve bu da kızım... Kızım Katherine... Yönetime el koyuyorum. Buraya duvarlarını yıkmaya geldim. Göze almadığım hiçbir şey yok! Yok... Hiçbir şey yok... ben ve kızım... Katherine... Kat...
Öyle yüksekti ki kulaklarıma kazınmış sözlerin uğultusu, silahı doğrultup tetiği çektiğimde patlamanın sesini duymamıştım bile. Üzerime saldıran kızın metal kanadına çarpıp kıvılcımlar saçtı kurşun. İşitmedim. O kanatlardan kopup fırlayan bıçaklar dönerek üzerime gelirken yüzlerce ıslık sarmıştı etrafımı. Fark etmedim. Çığlıklar, bağırışlar, yakarışlar, komutlar... Olmuyordu, ulaşmıyordu kulaklarıma, sızamıyordu kafamın içine. Lanet yankı susmayacaktı beni delirtene kadar.
Kat... Kat... Kat... Kat...
Yan platforma sıçrayıp son anda parçalara ayrılmaktan kurtulmuştum. Yine de kesik ve kan içindeydi göğsüm. Keşke hissetseydim. Keşke o yaralı derinin altındaki kalbim bu kadar acı içinde olmasaydı da bıçaklardan kaçarken bacağıma saplanan cam kırığını fark etseydim. Ya da aynı anda solumdan gelen darbeyi savuşturmakta gecikince burnumda patlayan damarı... Yoktu. Yaşadığım şoku delip bana ulaşabilen hiçbir şey yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N.O.A.H. - II
Science Fiction***Watty 2021 Bilim Kurgu kazananı ve En Etkileyici Dünya ödüllü N.O.A.H.'nın devam kitabıdır.*** --- Vahşi bir kedinin pençelerine, keskin kulaklarına, her şeyi gören gözlerine sahibim. Ve bunların hiçbiri yaklaşan kıyameti öngörmemi sağlamadı. Hay...