Sizi de kendimi de uykusuz bırakma pahasına bölümü bitirdim ve işte geldim buradayım:)
ÇILGIIIIINNN bir bölüm geliyor canlar.
Spoiden de anladığınız üzere aksiyonu bol, sonu zor bir bölüm olacak. Susuyorummm, size keyifli okumalar diliyorum.
E.Ç.
***
Sometimes I wish that I could see you one more day
One more rainy day
***
BÖLÜM 15:
Kat
Önümde uzanan tünel. Altımda titreyen motor. Sırtımı yasladığım yabancı. Tepemde açılmış kanatlar. Ortalarında Lore. Kulağımda Fitz. Az ötede annem, Moxie. Onlarla süren Alfa askerleri. Misha. Her saniye geride kalan Kule. Geride kalan Noah. Geride kalan babam. Geride kalan Ark.
Geride kalan... Tyron...
Bir zaman tüneline hapsetmişlerdi beni sanki, bedenim kontrolsüz sürükleniyordu içine sıkıştığım hortumla birlikte. Hiçbir şey öngördüğüm şekilde akmamıştı bu tünelde. Annem ölmemiş, Tyron onu vurmamış, Noah kazanmamıştı. Yaşıyorduk. Kaçıyorduk. Geride kalıyordu korku, dehşet, ölüm her saniye. Ne ara o terastan kurtulmuştum, ne ara beni bu motora bindirmişlerdi? Kayıptı aradaki resimler. Allak bullak, karman çorman, kontrolsüzdü düşüncelerim. Şu ana kadar iç güdüleriyle hayatta kalmaya çalışmaktan fazlasını yapmamış vahşi bir kediydim. Ama...
Kimsenin görmediği bir kement vardı boynumda nefesimi kesen, derimi yakan, giderek büyüyen bir güçle beni geri çekiştiren. O kemendin ucundaydı aklım, kalbim, ruhum. İlerledikçe giderek keskinleşiyordu tenimde bıraktığı acı. Beni felç eden şoku silip uzuvlarımı yeniden ateşleyecek kadar güçlüydü. Aldığımız her metrede biraz daha açılıyordu algılarım. Sis dağılıyor, parçalar birleşiyor, taşlar yerine oturuyor, ne yaptığımızı, ne yaptığımı fark ediyordum.
"Hayır," dedim bu idrakle. Aynı anda arkamızdan gelen patlama sesi benimkiyle birlikte tüm diğer gürültüleri yutmuştu.
"Kapıyı aştılar!" dedi Fitz nefes nefese.
Lore'un askerlerine verdiği komut karıştı onun talimatlarına. Hala kulaklarımda yankılanan bombanın sesi değildi onları duymamamın sebebi. Kafamın içindeki öfkeli çığlık tüm diğer notaları ezip geçecek, bana dilediği her şeyi yaptıracak kadar kuvvetliydi.
Hayır! Hayır! Hayır!
Bir anda olmuştu öne eğilmem, motorun kontrolünü ele geçirmem ve direksiyonu sağa kırmam. Arkamda oturan asker bu müdahalemi beklemediğinden tepki vermekte gecikmiş, ne yaptığımı anladığındaysa bizi rotada tutmak için daha büyük bir kuvvetle kavramıştı direksiyonu. O bir Alfa askeri olabilirdi, ama ben gözü dönmüş bir kaplandım. Tırnaklarımı oğlanın direksiyondaki ellerine sapladım ve o acıyla bağırırken avını kimseye kaptırmayacak vahşi bir hayvan gibi kükredim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N.O.A.H. - II
Science Fiction***Watty 2021 Bilim Kurgu kazananı ve En Etkileyici Dünya ödüllü N.O.A.H.'nın devam kitabıdır.*** --- Vahşi bir kedinin pençelerine, keskin kulaklarına, her şeyi gören gözlerine sahibim. Ve bunların hiçbiri yaklaşan kıyameti öngörmemi sağlamadı. Hay...