Bölüm Şarkısı: Lord Huron (The Night We Met)
"Bir ömre birden fazla hayat sığabilir"
Hayat upuzun engebeli bir yoldan ibarettir . Doğuduğumuz günden itibaren hayat yolculuğumuz başlar . Hayat yolculuğu uzun bir yolculuk gibi görünür ama kişiden kişiye göre değişir . Ayrıca yürüdüğümüz bu yol tuzaklarla doludur . Hayat bizi hep mutlu etmez . Bazen elimize verir oyunumuzun repliğini çıkarır bizi sahneye ve yüzümüze taktığımız o yalancı maskeyle oynarız oyunumuzu . Oyun biter alkış bekleriz ancak o zaman fark ederiz ki bu bir oyun değil bu gerçeğin ta kendisi .
***
Kapkaranlık zihnimin içinde o küçük kızın adımlarını hissettim . Geçmişin oymalı ahşap kapısı açılırken kız ağlaya ağlaya girdi kapıdan . Eski evleri seyretti uzun bir süre sonra koşmaya başladı . Burası onun ihanete uğradığı ilk yerdi . Kaçmak istiyordu . Koşarken büyüdü o küçük kız şimdiki halini aldı . Geriye baktığında hiçliğin ortasından başka bir yerde değildi . Hafifçe çöktü dizlerinin üzerine . Diz kapakları soğuk zemine değdi . Etraf kapkaranlıktı . Birden bir ışık yandı uzaktan , ışık gittikçe yakınlaşırken ela gözleri görüldü önce sonra bembeyaz dişleri . Elini uzattı genç kıza genç kız olduğu yerden kalktı . Genç adam onunla dans etmeye başladı . Genç kız gülümserken tüm o karanlık dağıldı .***
Huzurla uyandım uykumdan . Ateş de yeni uyanıyordu. İkimizin de farkında olduğu bir şey vardı artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı . Bunu nereden mi bilmiyorum ? Ateşin komodinin üzerine bıraktığı silahtan . Evet yanlış duymadınız komodinin üzerinde bir silah vardı . Gözlerim faltaşı gibi açılmış halde silaha bakarken Ateş gözlerimi takip edip silahı buldu . Hemen silahı oradan aldı ve doğruldu . Artık çok tedirgin yaşıyorduk . Ölümle burun buruna gelmiştik . Üstelik düşmanımızı tam olarak tanımıyoruz bile . Ateşin yüzüne akşam güneşi değiyordu . Aşağı gittiğini Erenle konuşması gerekenlerin olduğunu söyledi . O gittikten sonra bende çekmeceden Eren' in masallarla doldur dediği defteri buldum en son yazdıklarıma baktım .Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, doğa ile bütünleşen bir şehirde bir kız varmış . Bu kız şehrin en güzel kızıymış .
Bu güzeller güzeli kız çok fedakar birisiymiş. Sevdiği için kendini feda edecek kadar fedakardı . Yaşadığı ülkede kelebek diye adlandırılmıştır. Tek günlük canı olan kelebek , genç kız için en uygun lakap buymuş.
Bir gün kız deniz kenarına inmiş ve denizi izlemeye başlamış . Fedakar kızımız lanetliymiş . Kimseyi sevemezmiş. Herkes onu çok sever ama o kimseyi sevemezmiş . Keşke birini sevebilsem diye düşünürken karşısında bir kadın belirmiş .
"Gerçekten aşık olmayı istiyorsan sana yardım edebilirim . Bu kelebek kolyesini takarsan birini sevebilirsin ancak gerçekten aşık olduğun kişiyi bulursan ömrünün son gününü yaşarsın . "
Genç kız bu teklifi hiç düşünmeden kabul etmiş çünkü aşka inanmazmış. Kolyeyi boynuna takmış aşık olmasa bile artık birilerini sevebilecekmiş . O gece huzur içinde uyumuş . Sabah uyandığında onu seven herkesi sevildiğini fark etmiş . O gece o kadına teşekkür etmek üzere tekrar deniz kenarına gitmiş ama ordan o kadın yerine bir adam varmış .
Genç kız şaşkınlıkla adama bakarken kalbi hızla çarpmaya başlamış . İnanmadığı aşk ilk görüşte onu bulmuş . Adam üzgün üzgün denizi seyrederken genç kız arkasından yaklaşmaya başlamış . Genç adam suya yansıyan o kadına oracıkta aşık oluvermiş . Genç kız , adamın yanına oturmuş ve deniz kenarında saatlerce konuşmuşlar . Ülke aydınlanmış ama genç kız gitmek istemiyormuş son gününü aşık olduğu adamın yanında geçirmeye kararlıymış .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Ficção Adolescente"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...