Bölüm şarkısı : Klaus & Hope (Don't You Worry Child)
"Seni güneş sönene dek seveceğim. "
Genç kız acil servise alınmıştı. Ateş ve Zehir ise yolda genç kız yüzünden tartışıyordu. Zehir başından beri Ateşin bu kıza yardımcı olmasına karşıydı. Ateşi en iyi tanıyan kişi Zehirdi. O bile bu kızın Ateşin zaafı olduğunun farkındaydı. Hastaneye varıp hemen yoğun bakıma yönelirken Ateşin yüzüne yansıyan panik aslında herşeyi ortaya koyuyordu. Genç adamın eli ayağı titriyordu. İlk defa bu kadar kötü bir haldeydi. Ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu. Bir kaç dakika sonra odadan bir doktor çıktı. Ateşe içeride yatan genç kızın yakını olup olmadığını sordu . Ateş onun bu şehirde yaşayan tek yakını olduğunu söyledi . Doktor derin bir nefes aldı ve Ateşe döndü.
"Kaybınız için özür dilerim . Başınız sağolsun. "
Ateş olduğu yere ağlayarak otururken Zehir de neye uğradığını şaşırmıştı. Doktor koridoru dönerken odadan bir hemşire çıktı ve doktorun peşinden koşmaya başladı. İki dakika içinde doktor ile hemşire koşarak içeri girdi. Ateş odanın duvarına sarılmış ağlıyordu . Bitmiş , tükenmiş bir haldeydi . Zehire döndü ve ;
"Zehir , geçmişim öldü. Ben onu kendi elimle öldürdüm. Eğer onu dinleseydim şu an yaşıyor olacaktı. Zehir ben berbat bir adamım. "
Ateş ayaklandı. Tam koridorda köşeyi dönmüştü ki arkadan bir ses geldi .
"Beyefendi durun. Adınız Ateş mi ? "
Ateş kafasını salladığında doktor onu bir yere sürükledi. Üstüne özel bir kıyafet giydirdi ve yoğun bakıma yönlendirdi.
"Ateş bey , hastamız son anda hayata geri döndü . Kalbi durmuşken yeniden hayata döndü ve sizin adınızı sayıklamaya başladı. Sizi duyabiliyor yanlız sizinle konuşamaz . Hastayı fazla yormayın lütfen. "
Genç adamın yüzüne buruk bir tebessüm yerleşti . Genç kızın yanına çöküp elini tuttu. Çok bitkin görünüyordu .
"Küçüğüm" diye fısıldadı. Hiç bir tepki almıyordu ama onu duyduğunu biliyordu.
"Küçüğüm kalk buradan sana söz veriyorum bir daha sözünden çıkmayacağım. Bir daha sana asla zarar vermeyeceğim. "
Başını genç kızın eline yasladı ve ağlamaya başladı. Onu böyle görmeye dayanamıyordu. Bir süre sonra Ateşi odadan çıkartırlar. Genç adam üzgündü ama içi rahattı.- Bir hafta sonra -( Asena'dan )
Birden gözlerimi açtım . Artık karanlık son bulmuştu . Beyaz tavanla bakışıyordum. Ağzıma baskı yapan birşey vardı . Sanırım solunum cihazıydı. Yavaş yavaş kendime gelmeye başladığımda , yüzümde derin bir sızı hissettim. Tam o esnada içeri hemşire ile konuşan Ateş girdi. Sesi çok bitkin çıkıyordu. İyi olması , en azından hastanede yatıyor olmaması yüzümde hafif bir tebessüm oluşturdu. Elim ağzımda duran maskeye gitti. Onu çıkardığımda kendimi konuşmaya hazır hissetmiyordum . Sesimi duymayacağını düşünüyordum. Adını fısıldadığımda ela gözleri üzerime sabitlendi. Hemşireye teşekkür etti ve yanıma yaklaştı . Odada bulunan koltuğu yatağa yaklaştırdı ve elimi tuttu."Beni çok korkuttun küçük kız . Bir haftadır yoğun bakımdaydın . Daha bu odaya alınalı bir saat oldu ve uyandığını görmek çok mutlu edici . Gerçekten geçmişteki kadar güçlüsün."
Gözleri yere sabitlendi. Bu bakışlar derin acının izleriydi. Ela gözleri tekrar bana döndüğünde , gözlerinin dolduğunu gördüm . Ona bir çok soruyu sormak istiyordum ama canım o kadar acıyordu ki konuşmayı bırakın parmağımı bile oynatmıyordum. Dolu gözleri canımı acıttı. Yutkunamadım , boğazıma bir yumru oturmuştu. Sonunda sesimin çıktığına inandığımda konuşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Teen Fiction"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...