Bölüm şarkısı: B-Mike (Baby, Don't Cut)
" Ben küçük bir çocuktum . Sen de elimden alınan oyuncağım..."
Hüzün ve acı gene dönmüştü. Genç kız bir kaç gündür zorla uyutuluyordu. Normal insanların kabusları genç kızın rüyaları imiş. Nefes nefese uyanmak isterken daha derin kabuslara gideceğiniz zorla yapılan en acı verici işkenceydi. Üşüyordu , bedeni buz tutmuştu. Ölüden farkı kalmamıştı. Yaklaşık beş gün uyutulmasına karar verilmişti. Bu daha ikinci günüydü . Sabahın erken saatlerinde hemşire odaya çoktan girmişti. Yemek yiyemediği için ihtiyacı olan enerjiyi serum yoluyla veriliyordu. Hemşire genç kızın solgun bembeyaz duran yüzünü incelerken derin bir iç çekti. Koluna serumu takmak için dokunduğunda genç kızın buz kestiğini fark etmişti.Elinden bir şey gelmiyordu. Genç kızın kollarını ele geçiren yüzlerce iğne izi ve morluk vardı. Hemşire serumu taktı ve bir doz daha uyku ilacı verdi. Hemşire kapıdan çıkarken Eren ile karşılaştı ve hafif bir gülümseme ile Erene baktı. Sonra oradan uzaklaştı. Eren odaya sessizce girdi ve odanın dışından aşık olduğu kadını izlemeye başladı. Yatağın yanına geldi ve hafifçe yanına diz çöktü. Elleri genç kızın saçlarına gitti . En istediği şeylerden biriydi bu ama ne yazık ki bunu sadece genç kız narkozun etkisindeyken yapabiliyordu. Eli genç kızın yanağına gittiğinde genç kızın buz gibi bedeni onu ürkütmüştü. Üstünde bulunan hırkasını yavaşça çıkardı ve genç kızın üstüne örttü. Şu anda karşısında yer alan onun paramparça ettiği kız tek bir sözü ile canını yakıyordu. Hatta bazen konuşmasına bile gerek kalmıyormuş , genç kız burada ölü gibi yatarken de onun üzgün hissetmesini sağlıyordu. Kafasını genç kızın boynuna gömüp ağlamaya başladı. Pişmanlık en büyük duyguydu. Çünkü bir insan bir pişmanlık yüzünden asla rahat edemezdi. Gece rüyalarında , gündüz düşlerinde o pişmanlık her zaman karşına çıkıyordu bir şekilde. Her nasıl çıkarsa çıksın sonucu hep acı oluyordu. Genç adam çok büyük pişmanlık duyuyordu. Bir genç kızın sıradan hayallerini çalmıştı. Genç kızın önce kendisinden sonra ise her şeyden nefret etmesini sağlamıştı. Her geçen gün genç adam sürekli tanrıya yalvarmaya başlamıştı. Tanrıdan tek bir isteği oluyordu artık paramparça kızı yanına almamasını istiyordu sürekli.
" Tanrım diye fısıldadı genç adam.Tanrım lütfen... lütfen onu.. onu yanına alma. O... o bana... bana güvenmediği ... sürece onu yanına alma. Ne olur tanrım ... lütfen onu eski haline döndürmeden onun canını alma ... Ben ... ben çok... çok kötü... ve berbat birisiyim ... Tanrım lütfen eğer varsan onu mutlu sona inandırmadan yanına alma..."
Sabah olup genç adam geldiğinde hemşire ona gülümsedi ve koşarak uzaklaştı.Genç adam hemşirenin bu tepkisi üzerine şaşırmıştı. Genç adam odaya girdiğinde şaşkınlığı iyice arttı. Günlerce uyuyan genç kız uyanmış , tenine değen gün ışığı ile donuk bakışlar eşliğinde dışarıyı izliyordu. Üstelik genç adamın hırkası üzerindeydi. Genç adam kızın tam arkasına geçtiğinde odaya giren doktor genç adamı yanına çağırdı. Peki ama genç kızın uyanması iyi bir durum değil miydi ? Genç adam endişeli gözlerle doktora baktığında , doktor gülümsedi.
" Korkma evladım. Kötü bir durum yok sadece hala narkozun etkisinde korkmana gerek yok. Ben seni buraya sana zarar verebileceğini söylemek için çağırdım . İçerideki kızımız en zorlu hastamız . Hiçbir şey anlatmıyor , yemek yemiyor ve sürekli kendine zarar veriyor . Eğer herhangi bir şey yapmaya çalışırsa odadan çıkıp bir hemşire bulmalısın evladım. Kendine çok dikkat et."
Genç adam koşarak oradan uzaklaştı. Odaya sevinçle girdi ve genç kızın yanına oturdu. Genç kız gülerek dışarıyı seyrediyordu. Genç adam şaşkındı.
" Sen dedi genç kız gülerek. Sen tanrının canımı alması için gönderdiğin o melek misin ? Tanrı davetsiz misafirlerden nefret ettiği için acıdı mı bana ? Son kez acı çekeyim diye seni mi gönderdi? Son gördüğüm sen olmamalıydın ."
Genç kızın gülümsemesi solarken genç adam genç kızın bileklerindeki kanı fark etti. Ne yapacağını bilemeden genç kızın bileklerini sıkıca tuttu ve onu sürüklemeye başladı. Tıbbi müdahale odasını bulduğunda genç kızı hemen oraya yönlendirdi. Genç kız odanın girişinde genç adamın kollarına yığılırken , genç adam soğukkanlı kalmayı deniyordu. Elleri titreyerek kanamayı durduracak bir şeyler aramaya başladı . Gözyaşlarını durduramıyordu. Bu kadar kolay kaybedemezdi. Daha yaşanacak günler vardı.
"Tanrım lütfen... lütfen ... Bu kadar çabuk alma onu benden ... lütfen tanrım benim canımı al ona dokunma."
Genç adam kanamayı durdu ve genç kızın anlına ufak bir öpücük bıraktı.
" Üzgünüm her şeyimi ele geçiren kadın . Tanrı bu seferde seni kabul etmedi . Demek ki yaşayacağımız günler varmış daha. "
Genç adam genç kızı kollarının arasına aldı ve onu odaya kadar taşıdı.Genç kızın zayıf bedeni genç adamın canını iyice yakarken genç kızı yatağa yatırıp üstünü örttü. Odada açık kalan camı kapatırken derin bir nefes aldı. Genç adam yatağın yanına yürüdü ve genç kızın bileklerine birer öpücük kondurdu.
Genç kız ise alevlerin arasında görüyordu . Cayır cayır yanan ateşler bedenini ürpertiyordu. Hayatının her anı tek tek gözünün önünden geçmeye başladığında genç kızın gözyaşları yanağını ısıttı. Artık her şeyin sonuna gelmişti. Kendine ağlamaması gerektiğini söylüyordu ama başaramıyordu. Karanlık her yeri istila etmeye başladığında genç kız korkmaya başladı. Kendini bir odada bulurken yatağın kenarında kendini izleyen üç canavarla karşılaştı.
" Lütfen bana başardığımı söyleyin. Lütfen her şeyden kurtulduğumu ve tanrının beni kabul ettiğini söyleyin."
Genç kız umutsuz bakışlar ile canavarlara bakarken , Aykırı genç kıza yaklaştı ve ona sımsıkı sarıldı.
"Üzgünüm küçüğüm . Tanrı senin yaşamanı uygun gördü. "
Aykırı genç kızı serbest bırakırken genç kız daha çok ağlamaya başladı . Nefes nefese doğrulurken gene aynı odada olduğunu fark etti. Bileklerindeki sargı onu daha da sinirlendirdi. Hızla orada uyuyan genç adamın yanına gitti ve bağırmaya başladı.
" SEN ... ! SEN BERBAT BİRİSİN... ! KEŞKE SENİ HİÇ TANIMAMIŞ OLSAYDIM...!"
Genç kız ağlayarak yere çömeldi . Genç adam kalktı genç kıza sımsıkı sarıldı ve saçlarına ufak bir öpücük bıraktı.
" Benim küçük ve tatlı kadınım , sana söz veriyorum hatamı düzeltikten sonra seni rahat bırakacağım. "
Genç adam işleri dolayısıyla o gece sevdiği kadının yanında kalamayarak en büyük hatayı yaptı. Genç adam çıktıktan yaklaşık bir saat sonra genç kızın yıllar önce yaptığı anlaşmayı uygulama zamanı gelmişti. Odaya gelen adam sayesinde genç kız o gece hastaneyi sessiz sedasız terk etti. Genç kız kendini yaklaşık iki saatlik bir yolculuk sonrasında havalimanında buldu. Ankara artık onun için tarih oluyordu. O gece bindiği uçakla kendini hiç bilmediği bir şehirde buldu. Uçaktan iner inmez onu iki adam karşıladı. Genç kız oldukça lüks araca bindirildiğinde şaşkınlığına hakim olamıyordu. Neredeydi ?,Nereye gidiyordu ? ve en önemlisi borcunu ödeyeceği bu anlaşma ölüm ile mi sonuçlanacaktı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Teen Fiction"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...