2.BÖLÜM : ZİYARETÇİ

266 112 11
                                    

Bölüm Şarkısı: Katie Sky ;(Monsters)

"Her şey güzel olacak yalanıyla kendini kandırmaktan vazgeç, çünkü hiçbir şey güzel olmayacak..."

Güneş ışığı odaya normal bir hastane odası görünümü vermişti.  Hastanenin dışı gibi içerisinde de kahve tonları hakimdi. Yatak ve koltuklar dışında her yerde açık kahverengi ağırlıklı olarak kullanılmıştı. Pencereler hastanenin ön bahçesine bakıyordu. Tüm pencerelerde demirler vardı. Oda bir bakıma hapishaneyi de andırıyordu. Bu hastanede bir zamanlar çok intihar olayı yaşandığı için hastanede sıkı bir güvenlik vardı. Temizlik ve titizliğe baya önem veren bir hastaneydi. Uzman doktor ve personel kadrosuyla birçok hastayı çok kısa bir sürede  iyileştiren bir hastaneydi. Günde bir buçuk saat bahçe izini veriliyor , yaklaşık iki saatlik de ziyaretçi saatleri oluyordu. Ayrıca akşam sekiz ile dokuz arasında da telefon görüşmeleri yapılabiliyordu. Odalarda hiçbir şekilde kesici alet bulunmuyordu.  Hastaların giyindiği özel bir kıyafet vardı. Sakinleştirici ile  hastalar önce sakin olmaya zorlanırdı eğer bu yapılamazsa hasta direk karantinaya alınırdı. Doktorlar hastaların hepsi ile özel olarak ilgilenirdi. Yaklaşık yüz elli hastanın , elliye yakın temizlik personelinin ve yetmiş beş doktorun bulunduğu özel bir akıl hastanesiydi. Hastanenin tüm odaları özenle temizlenir , hastalar bahçedeyken tüm odalar havalandırılır ve yemek saatlerinde bile her şey titizlikle ve özenle hazırlanırdı. Ücreti baya pahalı olan bu hastaneye pek fazla hasta gitmezdi. Çoğu ailenin bütçesini rahatlıkla aşabilecek pahalı bir hastaneydi. 

 ❤❤❤

Hastaneye doğru adım attığımda burnuma hastanenin ağır kokusu çarptı. Yavaşça yutkundum. Burası sandığımdan çok daha farklı bir yerdi. Oldukça temizdi. Danışma tarafında beni bekleyen iki güler yüzlü hemşire vardı. Onlara doğru sakin ve yavaş adımlar ile yürüdüm. İki hemşire nazik bir şekilde kollarıma girdi ve beni odama götürmek üzere harekete geçtiler. Çok korkuyordum. Öfke beni burada rahat bırakacak mıydı ? Ya da iyileşip buradan çıkabilme olanağım olacak mıydı ? İlk defa kendimi bu kadar cesur hissettim. İlk defa bir şeyi başarabileceğime inandım. Asansörün kapıları üçüncü kata açıldığında iki nazik hemşire beni asansörden indirdi. Katın sonunda bir odanın önünde durduk. Hemşirenin biri kapıyı açtı ve bana içeri girmem için bir işaret yaptı. Odaya girdim ve etrafı incelemeye başladım. Hemşirelerden biri odada duran dolaptan bir kıyafet çıkardı ve yatağın üstüne koydu. İki hemşire nazikçe gülümsedikten sonra odadan ayrıldılar. Üstüme yatağın üstüne konulan kıyafetleri giyindim. Ayakkabılarımı çıkardım ve yatağın üstüne oturdum. Yatak pencereye , pencere ise hastanenin ön bahçesine bakıyordu. Camlarda demirler vardı. Hava çoktan kararmış, ay ve yıldızlar çoktan gülümsemeye başlamışlardı. Ayaklarımı karnıma doğru çektim ve diz kapağıma sol yanağımı dayadım. Sessizce ağlamaya başladım. Sanırım bunu yapmayacağım.Burada durmak istemiyorum. İyileşmek istemiyorum. Burası çok sessizdi ve bıçaklanma anını sürekli aklıma getiriyordu. İnsanların hep bir on sekiz yaşı hayali vardır. Ehliyet almak, ailenin sana karışmaması gibi hayaller. Oysa ben hep beş yaşımda kalmak isterdim. Büyümek istemezdim. 

Tanrım neden her şey bu kadar zor olmak zorunda ? Canavarları görüyor , daha da kötüsü onlarla yaşıyorum. Şimdi hapishaneden beter bir yerde hapsolmuş durumdayım. Belki de bazı şeyleri yapabilecek cesareti bulmalıydım. Yaşamaya cesaretim olmalıydı. Sevmeye , başarmaya ve güçlü olmaya ihtiyacım vardı. Üstüme gitgide bastıran ağırlık ile gözlerim kapanmaya başladı. Çok yorucu bir gündü. Uyumadan önce aklıma otoparktaki sözler geldi ve tekrar ürperdim.

 "İki yıl  sonra patronum ile karşılaşacaksın ve asıl isteğimizi yerine getireceksin"
 

❤❤❤  

İÇİMDEKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin