Bölüm Şarkısı : Safe and sound (Taylor Swift)
"Güneş doğacak , batacak . Yıllar geçecek ama biz asla kavuşamayacağız."
Bir rivayete göre ay ve güneş birbirlerine aşıklarmış ama kavuşmaları imkansızmış . Güneş çıkınca her yer ışığa , Ay çıkınca her yer karanlığa bürünürmüş . Birbirlerine öylesine zıtlarmış ki... Güneş bir gün öyle çok ağlamış ki Tanrı güneş ve ayı o gün birbirine kavuşturmuş . Her yer aydınlık olması gerekirken kısa bir süreliğine karanlığa bürünmüş . Ay ve güneş bir kaç dakika bile olsa kavuşup birbirlerine sarılmış . Tekrarı ne zaman olacağı bilinmeyen bu kavuşma tüm umutsuz aşıklara umut bahşetmiş .
***
Bir varmış,bir yokmuş diye uyuttular beni.Ben acının ilmek ilmek işlendiği bir masalın baş kahramanıydım . Sevgisizlik dolu kuru çölleşmiş toprakta kök salmış , tek başına büyümüş kurak toprakların sahibiydim.
Bir masalın içine hapsettiler.
Kötü sonla başlayan hep kötü giden bir masalın içine hapsedildim . Bu masal bir bataklık gibiydi . Ne zaman mutluluğa inansam hüzün daha da derinlere çekti beni .
İşte son sahne geldi.
Hep mutlu olacağım o günü bekledim . Mutlu olma yolunda birçok şeyi feda ettim ancak hayatın şanslı ve şanssızları , mutlu ve mutsuzları vardır . Ben hep ikinci grupta yer aldım .
Mutlu sonla değil acıklı ölümle bitecek.
Herkesin hikayesinin noktalandığı , mutlak bir sonsuzluk olan ölümü uzun süre tek çare olarak gördüm. Her daim Tanrı'ya bana kollarını açması için yalvardım ancak Tanrı hiçbir zaman beni yanına kabul etmek istemedi .
Şimdi kulaklarımda çınlıyor geçmişin uğultulu sesi.
Geçmişin zehirli sarmaşıkları zihnimi esir almış , mutluluğa olan inancımı elimden almıştı . Her zaman kullandığım 'Her şey çok güzel olacak' cümlesi geçmişin zehri ile zehirlenmiş , " Her şey güzel olacak yalanıyla kendini kandırmaktan vazgeç ' Hiçbir şey güzel olmayacak' " cümlesine dönüşmüştü .
***
Artık gerçek anlamda mutlu sonlara inancım kalmamıştı . Ateşin yanından hızla kalktım . Ben nasıl ona ihanet edebildim diye düşündüm . Güneşin ilk ışıkları kalın perdeleri aşamıyor , etraf loş bir havayla sabah olduğunu belirtiyordu .Sahi her kötü gecenin ardından , güneş tüm ışıltısı ile yeniden doğmaz mı ? Belki de zamana ihtiyacım vardır diye düşünmek istiyorum. İçim karmaşık bir savaş halinde . Merdivenleri parmak uçlarıma basa basa iniyorum . Kimseyi uyandırmak niyetiyinde değilim çünkü kimsenin yüzüne bakacak cesaretim yok . Salonda Eren'in unuttuğu hırkayı görüp üzerime geçiriyorum . Çantamdan sigaramı ve çakmağı alıyorum . Yeni kalktığım için boğazımdaki kuruluğun yeni yeni farkına varıyorum . Sürahiden doldurduğum büyük bir bardak suyu kana kana içiyor arka bahçenin önündeki terlikleri giyip kendimi bahçeye atıyorum . Soğuk bir rüzgar çarparak selam veriyor bana.
Evde nefes alamadığımı fark ediyorum . Salıncağa yönelirken denizin o eşsiz kokusu burnuma çarpıyor . Martı sesleri , gemi düdükleri boğazın gerdanını inci bir kolye gibi süslüyor . Çakmağı çakıp sigarayı dudaklarıma götürüyorum . Son günlerde yaşadıklarım hızlıca gözümün önünden geçiyor . Bi an duraksıyorum. Ne hissetmem gerektiğini bile bilmiyorum . Sigaraya sığınıyorum o saçma düşüncelerden kurtulmak için . Zihnimi gri bir duman kaplıyor . Kötü düşünceler zihnimin karanlığına gömülürken boşluk hissiyatı başlıyor içimde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İÇİMDEKİ YABANCI
Teen Fiction"Her şey onunla değişti ben bile öfke, aykırı hatta soğuk bile..." 🌙 Acının esir aldığı bir kız ve onu acıya esir etmiş suçlular... Genç kız her geçen gün tanrıya daha da yaklaşacağı günü beklerken , her şey içinden çıkılamaz bi...