10. Kalp Durduran Anlar

142 16 3
                                    

 Yeni bölümden herkese merhaba,

Bugün bir bölüm, yarın bir bölüm gelecek bir aksilik olmazsa. Perşembe babam ciddi bir ameliyat geçirecek. Bu nedenle sonraki bölümler biraz gecikirse anlayışla karşılayacağınıza eminim. İyi okumalar.

Yemekte ekiple simülasyon hakkında konuşuyorduk. Milletin korkuları bana daha insancıl gelmişti. Elly için aslında yüksekliğin sorun olduğunu öğrenmiştim. Nick ciddi anlamda köpeklerden korkuyordu. Küçükken bir kaç köpeğin saldırısına uğramış ve uyluğunda büyük bir yadigar kalmıştı. Ashley’nin karanlıkta tek başına kalma korkusu vardı. Robert ise klostrofobikti. Simülasyon odası onun için başlı başına sorun olmuştu.

Konu bana döndüğünde korkularımdan nasıl bahsedeceğimi bilmiyordum. Hele ki simülasyonun beni attığını söylemek daha tedirgin ediciydi. Finali geçemezsem Korkusuzlardan da atılacaktım.

Bu sırada Eric’i gördüm. Bize doğru geliyordu. Elly gözlerini devirdi. Ashley “Yine mi?” dedi. Robert ve Nick arkaları dönük olmalarına rağmen kızların neden bahsettiklerini direkt anlamışlardı. Artık kabak tadı veriyordu. Lanetlenmiştim.

Eric masaya geldiğinde “Benimle gel.”dedi.

“Ama ben bir şey yapmadım.”

“Benimle geliyorsun. Şimdi.”

Eric sıradaki itirazımı beklemeden geri döndü. Ben de el mahkum peşine takıldım. Beni yerleşkenin daha önce hiç görmediğim bir kanadına götürüyordu. Sonra bir kapının önüne geldik ve kapıyı cebinden çıkardığı anahtar ile açtı.

Kolumdan tutup içeri sokarken “Ne oluyor ya?” dedim. Geri dönmeme bile fırsat kalmadan kapıyı kapatıp tekrar kilitledi.

Hadi ama, bu kez ne oluyordu? Sıradaki neydi?

“Hey sana dedim, neler oluyor? Aç şu kapıyı gideceğim.”

“Otur.”

“Ne?” dediğimde simülasyon koltuğunu gösterdi.

Teodor ile simülasyona girdiğim odanın bir benzeriydi şu anda bulunduğum oda. Aynı klostrofobik yapı burada da mevcuttu. Tek giriş, tek çıkış, penceresiz bir kutu. Evet en iyi bu şekilde tanımlanabilirdi burası.

Tabi işin bir de simülasyona girme kısmı vardı. Bir günde iki kez simülasyon mu yok daha neler? Zaten yorulmuştum, uykum gelmişti. Ve işli yeterince eziyet etmişti bana. Düşününce böcekleri tekrar üzerimde hisseder gibi oldum.

“Beklemeyeceğim. Oturmazsan zorla oturtur ve simülasyona sokarım seni.” Dedi Eric.

“Zorba.” Dedim.

O anda omuzlarımdan tutup sertçe koltuğa oturttu. Tam kalkmaya yeltendiğimde attığı “Sakın!!!” bakışları ile yerimde kalmak zorunda kaldım. Yeterince açık ve netti emri.

“En azından nedenini söyle. Aynı günde iki kez aynı şeyleri yaşayacak olan benim.” Dedim.

“Teodor simülasyonundaki sorundan bahsetti. Bu iş Bilgelik’e gitmeden ne olduğunu anlamalıyız.” Dedi. Ardından devam etti istifini bozmadan.

“Ve bunu yapabileceğimiz tek yer burası. Bu bilgisayar Bilgelik’in bilgisayar ağına bağlı değil.”

Bunları söylerken bir yandan da serumu hazırlıyordu.

“Şimdi hazırsan başlayacağız. Ekrandan her şeyi izleyeceğim.” Dediğinde ufak bir inleme kaçtı ağzımdan. Korkularımı görmesini istediğim en son kişi Eric’ti herhalde.

Dauntless' Angel (Korkusuz Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin