Annemi doğru duyduğumdan emin değildim.
“Max mi? Hani topluluk liderimiz olan.”
“Evet. Biz 20 senedir evliyiz. Küçüklükten beri tanışıyorduk. Birbirimizin ilk aşkıydık. Sonra 22 yaşıma geldiğimde evlendik. Evliliğimizin ilk yılları her şey çok güzeldi. Sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. Sürekli bir kıskançlık, baskı hali başladı. Bundan kaçmak için Bilgelik’te olan o göreve gönüllü oldum. Görevin uzun süreceğini biliyordum.
Baban ile tanışmak, ona aşık olmam ise dediğim gibi tamamen beklemediğim bir şeydi. Evet Max’i seviyordum ama babana aşık olmuştum. İkisinin arasındaki farkı yaşamamanı dilerim. Görev sonrası döndüğümde Max’le daha fazla devam edemeyeceğimi düşünmeye başlamıştım. Ve sana hamile olduğumu öğrendim.
Max beni bırakmama konusunda çok ısrarcıydı. Ayrılmayı kabul etmiyordu. Ona yeni göreve gönüllü olacağımı söylediğimde bunun, düşünmem için iyi bir fırsat olacağını söyleyip gitmeme izin verdi. Aslında peşime beni her an izleyecek birini de takmıştı.
Bu kişiyi tespit ettiğimde Sue ile onu atlatmanın bir yolunu bulduk. Sonra da kaçtık. Her şey bitip geri döndüğümde Max çok kızdı. Üstelik o aradaki süre içerisinde topluluk liderliğine getirilmişti. Artık ondan hiç ayrılamacaktım. Ben de seni korumanın tek yolu olan senden uzak kalmaya devam ettim.” Dedi.
Duyduklarımı hazmetmem uzun sürecekti. Annem topluluk liderimizin karısıydı. O anda bazı şeyleri de anlamaya başladım.
“O yüzden seni araştırırken her bulduğum ipucu elimden kayıp gidiyordu. Testimi yapan barmeni bile partiden sonra tekrar bulamadım. Çünkü onun da seninle bağlantısı vardı. Ve Eric bana, seni bulma konusunda yardım etmekten kaçınıyordu.”
“Evet. Yapılacak yanlış bir hareket senin hayatına mal olacaktı. Hepsini ben, engellemek zorunda kaldım. Tabi Eric’in benimle ilgili şeyi ağzından kaçırması, olmaması gereken bir şeydi. O zaman aranızda geçen konuşma ile senin beni aradığını öğrenmişti. Bu sayede simülasyondaki sorunda, Teodor ona gelip durumu anlattığında işi kendi üstüne devralması gerektiğini fark etti.”
“Peki bu oda?”
“Ben ayarladım. Daha önce Eric için de kullanmıştık. O yüzden ona bu odayı kullanmasını söyledim. Bu sayede sistemden gizli bir şekilde durumu araştırabilecektik.”
“Eric için neden bu odayı kullandınız?”
“Bu soruyu ona sormalısın canım. Bu onunla ilgili bir konu. Artık gitmeliyim.” Diyen annem ayağa kalktı.
Gitmesini istemiyordum.
“Anne kalamaz mısın?” dedim.
Olumsuz anlamda kafasını salladı.
“Çok bile kaldım kızım. Max bir şeylerden şüphelenmeden gitmeliyim. Şimdi beni iyi dinle. Artık beni aramaktan vazgeçiyorsun. Ben sana ulaşacağım. Eğer acil bir durum olur da senin ulaşman gerekirse Sue’ya git. ‘Sophia’ya ulaşmalıyım’ dersen o gerekeni yapacaktır.” Dedi.
O an teyzemin dövmecideki Sue olduğu kafama dank etti.
“Teyzem?” dediğimde annem beni öperek “Evet. Dövmeni yaparken nazik olduğunu umuyorum. Eric’in çizimi tam sana göreydi zaten.” Dedi.
Düşündüğümde dövmecide o çizimi seçmem, boş olduğu için teyzemin yanına gitmem, hepsi kaderin bir oyunu gibiydi.
Annem son kez sarıldıktan sonra kapıdan çıkıp gitti. Odada bir süre öğrendiklerimi sindirmek için tek başıma oturdum.
Sonra kapının açılışı ile bakışlarımı kapıya çevirdim.
Eric “Gidelim mi?” dedi.
O an uzun süredir kutlamada olmadığım kafama dank etti. Ekip kesinlikle merak etmiş olmalıydı. Annemi görmüş olmak her şeyin aklımdan uçup gitmesine neden olmuştu.
“Of ekip beni çok merak etmiştir. Elly kesin öldürecek beni.” Dedim kapıya giderken.
Tam çıkarken Eric kolumu tuttu. Bu adam nezaketten anlamıyor muydu?
“Bekle.” Dedi. Soru sorarcasına yüzüne bakıyordum.
Arka cebinden kağıda sarılı bir şey çıkardı ve uzattı.
Verdiği şeyi elime aldığımda ağırlığını hissettim. Merakla açıp içindekine baktığımda bir kez daha şaşırıp kaldım.
Sapı bronzdan, harika işlemeleri olan, kılıfı deri bir hançer vardı elimde. Hançeri kılıfından çıkardığımda bıçağı pırıl pırıl parlıyordu. Gayet de keskin görünüyordu.
Hediyemden memnun bir şekilde Eric’e baktığımda “Doğum günün kutlu olsun, Korkusuz Meleği.” Dedi.
Bu adam bana en güzel doğum günü hediyemi vermişti. Bir değil iki hediye hatta. Önce annemi getirmişti bana. Sonra da elimde sıkı sıkı tuttuğum hançeri.
Pastanın mumlarını üflerken tuttuğum dileklerden birini o gerçekleştirmişti. Anneme kavuşmamı sağlamıştı. Hala inanamıyordum. Artık annem yanımdaydı.
Sonra ona baktığımda ikinci dileğimi ancak kendi çabamla gerçekleştirebileceğimi fark ettim ve uzanıp Eric’i öptüm.
Bir bölümün daha sonuna geldik. Biraz kısa okdu ama olsun. Nasıl buldunuz bölümü? Desteklerinizi ve fikirlerinizi bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dauntless' Angel (Korkusuz Meleği)
Teen FictionAngelica Bilgelik'te babası ile yaşadığı hayatı, içinde taşıdığı Korkusuz kanını hissederek geride bırakmayı seçti. Peki babasının güvenli kollarından çıkıp Korkusuzların acımasız dünyasına düştüğünde karşılaşacakları için hazır mıydı? Angelica'ya...