ANGEL
Bilgelik'e gitmek, babama bu kadar yakın olmak içimi acıtmıştı. Başka hiçbir şey değil. Sadece içimi acıtmıştı. Aklıma son konuşmamızda söyledikleri geldi. Benden vazgeçtiği. Dönüş yolu boyunca da aklımdan çıkmamıştı. Ama bir yandan da giriştiğim işin ciddiyetini düşünüyordum. Acaba doğru mu yapıyorum diye de kendime sormadan edemiyordum. Sonunu görmediğim bir yola çıkacaktım. Ama başka çaremiz de yoktu.
Eric de tek kelime konuşmamıştı yol boyunca. Ona rağmen annesinin planını kabul edişime kızmıştı. Bunu anlayabiliyordum ama neden bu kadar şiddetle karşı çıktığını ise çözemiyordum. Sonuçta bundan asıl etkilenecek kişi bendim, o değil. Başka yolumuz da vaktimiz de yoktu üstelik.
Yerleşkeye yaklaşırken yine aklım babama takılmıştı. Bir de Eric'in simülasyon testim ile ilgili söylediği şeye. Ne yani sonucum gerçekte Korkusuzlar değil miydi? Bunu ona sormalıydım. Aslında ona soracağım o kadar çok şey vardı ki. Annesine yaptığımız ziyaret benim için resmen soru üreten bir beyin fırtınası gibi olmuştu.
Trenden inip yerleşkeye girdiğimizde Eric bir şey demeden odasına yöneldi. Ben de peşine takıldım. Bu gece cevaplarımı istiyordum.
Odanın kapısına geldiğimizde Eric kapıyı açtı ve içeri girebilmem için kenara çekildi. Sorgusuz sualsiz beni odasına alıyordu. İçeri girdiğimde etrafın, kör eden karanlığında hareket edemez hale geldim. Eric ise bir şeyler yapıyordu. Çıkardığı seslerden anlıyordum. Az sonra köşedeki, az ışık veren bir lamba yandı. Hatta lambanın ışığı o kadar azdı ki Eric'in silüetini seçebiliyordum sadece.
Eric kolumdan tutarak beni, bugün üzerine oturduğum koltuğa yönlendirdi. Kendisi ise bir sandalye alıp karşıma geçti. Lambanın ışığı yavaş yavaş kuvvetlenmeye başlamıştı.
"Evet, seni dinliyorum." Dedi.
Asıl ben onu dinleyecektim bu gece. Aklımda uçuşan sorulardan birini yakalayıp ortamıza attım.
"Simülasyon sonucum gerçekte ne?"
Eric sorum ile daha dik bir pozisyona geçti. Anlaşılan sorumun cevabı ciddiydi.
"Bilmiyorum. Ama sonucunun değiştirildiğini biliyorum." Dedi. Anlamamıştım.
"Nasıl yani? Bunu kim yapar ki?" dediğimde açıklamaya başladı.
"Partideki barmeni hatırlıyor musun? Senin de simülasyn testini yapan hani, Luck. Onunla konuştum ve simülasyon testinde sonucunun Korkusuz olarak işlenmesi gerektiğine dair Sophia'dan emir aldığını söyledi." Dedi.
Bu sindirilmesi zor bir şeydi benim için. Aklıma gelen ilk geçerli mazeret, annemin onun yanına gelebilmem için Max'e yakalanmayı göze alıp simülasyon testimin sonucunu değiştirtmesiydi. Demek o yüzden Luck testten sonra ve partide tuhaf davranmıştı bana. Yakalanacağından endişe etmişti.
Annemin bunu yapması içimdeki küçük çocuğu sevindirmişti bir anda. Annem beni yanında istiyordu. Keyfim yerine gelmişti doğrusu. Saçma bir şekilde gülümsemeye bile başlamıştım.
Ama diğer sorularım da duruyordu hala. İkinci soruma geçtim.
"Uyumsuz olmadığıma nasıl bu kadar eminsin?" dedim.
Eric bunu beklemiyor olacak ki kısa bir an durakladı. Cevap verme konusunda emin değildi. Sandalyeden kalktı, arkasını döndü, gerginliği omuzlarının duruşundan belliydi. Sonra zor duyulur bir sesle cevap verdi.
"Çünkü ben bir Uyumsuz'um."
İşte bunu hiç beklemiyordum. Bu çok güçlü bir itiraftı aslında. Bana güvenmese söylemeyeceği kadar da büyük bir sır. Uyumsuz olmak ölü olmaktan farksızdı bu dünyada. Yönetemediğin beyin tehlikeli beyindi. Ve kimse tehlikeli bir beyin istemezdi.
Eric'in bana duyduğu güven ruhumu okşamıştı doğrusu. Şimdi ise benden bir tepki bekliyordu. Ama ben ne tepki vereceğimi bile bilmiyordum.
"Nasıl?" diyebildim sadece.
"Ben bir Uyumsuz'um ve Uyumsuzların nasıl olduğunu, özelliklerini biliyorum. Sen ise o özellikleri gerektiği kadar taşımıyorsun. Sende simülasyonu etkileme yeteneği yok. Ama inanılmaz bir farkındalık ile hareket ediyorsun. Bunu ilk defa görüyorum. Ve liderler için ne kadar tehdit oluşturabilirsin bilmiyorum." Dedi.
Sorularıma direkt cevap vermesi, kaçamak cevaplardan kaçınması beni biraz daha cesaretlendirdi. Ayrıca bu gece soracağım her sorunun cevabı bunlar gibi olacaksa gece hiç bitmeyecekti.
"O halde ben neyim?" dedim. Merak ediyordum. Gerçekte ben neydim?
Eric "Bilmiyorum. Gerçekten bilmiyorum. Keşke bilsem de sana yardım edebilsem." Dedi. Bunu söylerken sesi mahçup çıkmıştı.
"Tamam sorun değil. Öyle ya da böyle bulacağız." Dedim.
Onu rahatlatmak istemiştim. Sonra aklıma diğer sorum geldi. Buna vereceği cevabı duymak istediğimden emin değildim ama yine de soracaktım ve cevabını alacaktım.
"Peki annem ile arandaki borç meselesi nedir?"
"Sophia benim simülasyon testimde görevliydi. Bir işe yarama amacıyla yaptığım işlerden biriydi bu. Testte Uyumsuz olduğumu fark etti ama bana bir şans vererek bunu gizledi. Eğer Korkusuzları seçersem de yardımcı olacağını söyledi. Zaten istediğim buraya gelmekti. Seçim yapıp geldiğimde eğitmenim olmuştu. İkinci aşamada bana, yakalanmadan korkularımın üstesinden gelmenin yollarını öğretti. Seninle çalıştığımız odada Sophia beni simülasyonlara sokup tamamen finale hazır olana dek, kimsenin haberi olmadan eğitti. O yüzden ona hayatımı borçluyum." Dedi.
Demek bütün mesele buydu. Eric annem sayesinde Uyumsuzluğunu gizleyebilmişti. Şimdi de borcunu ödemek için bana yardım ediyordu. Bu biraz kalbimi kırmıştı aslında. Onun bana sadece anneme olan borcu yüzünden yardım ettiğini bilmek, içimde ona karşı olan hislerde deprem etkisi yaratmıştı.
Bunun hüznü ile boğuşurken sonraki soruma geçtim. Evet daha bitmemişti.
"Annenin bahsettiği çözüme neden bu kadar karşı çıkıyorsun? Başka yolumuzun olmadığını biliyorsun." Dedim.
Aslında sormak istediğim bu değildi ama aklıma gelen bu sorunun cevabını daha çok merak ediyordum.
Sorumun üzerine Eric karşımda volta atmaya başlamıştı. Neden bu kadar gerildiğini anlayamıyordum. Sonuçta basit bir soruydu bu. Onun cevabını geciktirdiği her saniye ben de geriliyordum. Bu halde oturamayacaktım ve ayağa kalktım.
Eric'in önüne geçerek onu durdurdum.
"Cevabını bekliyorum. Çok da zor bir soru sormadım değil mi?" dedim.
Eric bakışlarını yerden alarak gözlerime çevirdi. Loş ışıkta gözlerinde ne olduğunu anlayamıyordum. Tam tekrar bir şey diyecekken Eric uzandı, yüzümü tuttu ve beni öpmeye başladı.
Normalde bu bölümden sonra bir ara girmek iyi olurdu sezon finali gibi :)) Ama bunun nasıl bir işkence olacağının farkındayım. O yüzden bölümünüz yarın gelecek bir aksilik çıkmazsa. Merakla bu günü geçirmek kalıyor size sadece. Bir de oylar ve yorumlar :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dauntless' Angel (Korkusuz Meleği)
Ficção AdolescenteAngelica Bilgelik'te babası ile yaşadığı hayatı, içinde taşıdığı Korkusuz kanını hissederek geride bırakmayı seçti. Peki babasının güvenli kollarından çıkıp Korkusuzların acımasız dünyasına düştüğünde karşılaşacakları için hazır mıydı? Angelica'ya...