28. Liderlik

47 9 2
                                    

Sabah Eric'in beni öpmesi ile uyandım. Gözlerimi açmadan halimin keyfini çıkarmakla meşguldüm. Gerçek bir Korkusuz olarak hayatımın ilk günü başlıyordu. Güzel bir başlangıç yapmak istiyordum. Bu istekle Eric'e sokuldum iyice. Kokusu, bedeninin sıcaklığı güven aşılıyordu. Onun kollarında uyumaya da uyanmaya da kesinlikle alışmıştım. Bugün kendime artık yaşayacağım daireyi de sçeecektim. Ama çok kullanacağım konusunda şüphelerim vardı. bu düşünce ile kıkırdadım.

Kıkırdamam ile Eric "Uyan bakalım uykucu şey. Bugün görüşmen var yoksa unuttun mu?" dedi.

Görüşme mi? Ne görüşmesi diye düşündüm önce. Sonra Max ile liderlik görüşmesi aklıma geldi ve yatakta sıçrayarak kalktım.

"Hayır olamaz. Geç kalmadım değil mi? Yoksa geç mi kaldım? Saat kaç? Kaçta orada olmalıyım?" diye çırpınışlarım arasında Eric'in güldüğünü fark ettim.

"Eric, sen niye gülüyorsun?" dedim.

Önce yataktan sıçrayarak kalkmama şaşırmıştı Eric. Ardı ardına sorularımı sıraladığımda ise gülmeye başlamıştı. Beni tekrar yatağa çekerken gülmeleri kahkahaya dönüşmüştü.

"Saat henüz 7. Görüşmeler 9'da başlar. Ayrıca sen niye bu kadar panikledin? Yataktan sıçrayışını görmeliydin." Dedi. Hala pis pis gülüyordu.

"Bırak beni. Ödüm patladı geç kaldım diye. Bırak ben gidiyorum." Deyip uzaklaşmaya çalıştım.

Sinirli görünmeye çalışıyordum. aslında sinirlenmiştim de. Yani yapılmazdı ama böyle. Fakat Eric bırakmak bir kenara, beni yatağa ve kendine daha da çok çekmişti.

"Bir de sinirlenirmiş, benim hırçın sevgilim." Dedi.

Elleri çıplak olan kalçalarıma gitmişti. Bir yandan da beni öpmek için uzanmıştı.

"Hile yapıyorsun." Deyip sızlanmaya başlayacağım anda da dudakları dudaklarımı örterek tüm sesimi kesti. Elleri ise aşağıda daha fena şeyler yapıyordu. Aklım, düşüncelerim tamamen dağılmıştı. Anın keyfini çıkarmaya başladım yine. Gece bana doyamamıştı anlaşılan, hoş ben de ona doyamamıştım.

Yataktan çıkacak hale geldiğimizde saat sekizi çeyrek geçiyordu. Eric'in kollarından sıyrılıp banyoya gittim. İşim bitip geldiğimde hazırlanmaya başladım. Düşünüyordum. Eric'in odasında bir kaç parça kıyafetim vardı, onlar da siyahtı. Korkusuzların giydiği klasik kıyafetlerdi. Pantolon, kazak, tişört...

Bense liderlik için görüşmeye gidecektim. Ama böyle bir iş görüşmesinde farklı ne giyebilirdim ki? Hiç bir şey. Giyinip hala yatakta keyif yapan Eric'e bir öpücük vererek dışarı çıktım.

Kahvaltı yapacak zamanım yoktu. Max'in odasına doğru yola çıktım. Kapıya geldiğimde kapıyı çalıp içeriden gelen "Gir" sesine göre içeri girdim. Max ve diğer liderler içerideydi. Max'in masasının karşısına yerleştirilmiş sandalyeler dikkatimi çekti. Liderler hilal oluşturacak şekilde bunlarda oturuyordu. Aralarında bir tek Eric eksikti. Yeni Korkusuzlardan ise bir tek ben vardım.

Max boş olan üç sandalyeyi işaret etti. Birine oturdum ve beklemeye başladım. On dakika sonra kapı çaldı ve içeri diğer iki yeni Korkusuz girdi. Onların ardından ise Eric.

Eric liderler arasında yerini alırken diğer iki yeni de benim yanıma oturmuştu. Bunlar Andreas ve Jack adında Korkusuz doğumlu iki oğlandı.

Senenin birincisi ve liderlik için çağırılan tek bayan ve tek transferdim. Kendimle gurur duyuyordum. Bakalım bundan sonra beni neler bekliyordu?

Hepimiz geldikten sonra Max konuşmaya başladı.

"Liderlik adaylarımız. Aranızdan birisi Lider olarak aramıza katılacak. Üçünüz arasından kimin lider olacağını belirlemek için sizi bir takım eğitimlerden ve sınavlardan geçireceğiz yine. Evet yine eğitim yine sınav söz konusu.

Geçtiğiniz iki aşamalı sınamalar liderlik için gerekli olan tüm vasıflara sahip olup olmadığınızı belirlemede tahmin edersiniz ki yetersiz kalıyor. O yüzden aradığımız vasıfları maksimum düzeyde barındıran kişiyi lider olarak aramıza almayı tercih ediyoruz.

Bu yeni eğitim ve sınavlar, topluluğa giriş eğitim ve sınavlarınızdan çok daha çetin olacak. O yüzden şimdiden 'Ben lider olmak istemiyorum.' Diyeniniz varsa gidebilir, hiç sorun değil."

Max'in sözleri ile diğer iki yeniye gözümün ucuyla baktım. İkisi de yerinden dahi kıpırdamamış, biz buna hazırız der gibiydiler. Onlar hazırsa ben dünden hazırdım. Bizden ses çıkmayınca Max konuşmasına devam etti.

"Tam da beklediğim gibi. Bu seneki Korkusuzlarımız daha yürekli, daha cesur ve daha kendinden eminler. Takdir edilesi.

O zaman size eğitiminizden bahsedeyim. Eğitiminiz zamana yaygın bir şekilde aşama aşama ilerleyecek. Toplam süre bir kaç ayı bulacak. Burada son aşamaya kadar elenmek gibi bir durum yok. Ama yine puanlar alacaksınız ve sınavlara gireceksiniz.

Eğitiminizin içeriği ise şöyle olacak. Önce teknoloji ile aranızın nasıl olduğuna bakacağız. Biliyorsunuz ki biz de teknolojiyi kullanıyoruz. İyi bir lider teknolojiden anlamalı bana göre. En azından kendine yetecek düzeyde. Ayrıca simülasyonları değerlendirmek, güvenliği sağlamak, sistemin işleyişinde aksilik çıkaracak durumlara da müdahale edebilmek için ne yapmanız gerektiğini de bilmeniz lazım.

Ardından silahlar konusunda eğitileceksiniz. Elinize hangi silahı alırsanız alın onu son derece iyi kullanıyor olmanız gerekir. Bu sayede sizi takip edenlere de yol gösterebilirsiniz. Bu aşamanın adaylıktaki silahlı eğitimden farkı ise o zaman görmediğiniz, bilmediğiniz her türlü silahı öğrenecek ve kullanacak olmanız. Başka bilgilerle de donatılacaksınız ayrıca.

Sonra ilk yardım eğitimi olacak. Kendi başınızın çaresine bakmanız gereken durumlarda kendinize yetebilmelisiniz. Ayrıca gerekirse başkasının da canını kurtarabilmelisiniz.

Bir sonraki sınır eğitimi olacak. Çitlerin içinde ve dışında nasıl yaşanılacağını, güvenliğin nasıl sağlanacağını öğreneceksiniz. Bizim görevlerimizden biri de sınırların içini ve dışını güvende tutmaktır. Kendi sınırlarını bilmeyen lider nereyi koruması gerektiğini de bilemez.

Bunların hepsinde yüzde yüz başarılı olmanızı beklemiyorum açık konuşmak gerekirse. Ama öğrenmeniz gerekiyor.

Sınavlarınız ise her aşamada öğrendiklerinizi ortaya koymanızı sağlayacak düzeyde olacak. Son sınavınız ise yeni liderimizi belirleyecek. Şimdiden başarılar diliyorum."

Max konuşmasını bitirdiğinde oturduğu yerden kalkıp masanın bizden tarafa olan kısmına geldi.

Max "Şimdi çıkabilirsiniz. Size eğitimin başlama tarihini daha sonra bildireceğiz." Dedi.

Diğer iki lider adayı ile birlikte ayağa kalktım ve kapıya yöneldim.

Dışarı çıktığımızda Jack bize dönüp "Bundan sonrasında iyi şanslar arkadaşlar. Ama özellikle de senin ihtiyacın olacak Angel." Dedi.

Jack nedense bana pek bir ukala gelmişti. Gözümü korkutmak istemesi ise çocukça bir davranıştı bence.

Uzaklaştığında Andreas "Sen ona bakma. Gerçekten hak edenin kazanacağına eminim." Dedi gülümseyerek. Hiç olmazsa Andreas olgun davranıyordu.

Eğitim sırasında neler olabileceğini düşündüğümde Max'in beni ortadan kaldırmak için bir çok fırsata sahip olacağını fark ettim. Özellikle silah ve sınır aşamaları riskli olacaktı. Hele ki sınır eğitiminde.


Dauntless' Angel (Korkusuz Meleği)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin