Söz verdiğim gibi yeni bölüm karşınızda. Keyifli okumalar. Fikirlerinizi bekliyorum.
Teodor simülasyonun Angel’ı bir kaç saniyede attığını söylemişti. Ama bu kez süre daha uzundu.
Koltuktan sıçrayarak kalktı. Derin nefesler alıyordu. Korkusu gerçekliğe taşmış ve Angel henüz kendine gelememişti.
“Tamam, tamam, sakin ol, geçti hepsi.” Dedim.
Angel dikkatini bir süre bana veremedi. Verdiğinde ise gözlerinde utanç ve öfke vardı.
“Hoşuna gitti mi Lider? Küçük testin başarıya ulaştı mı?” dedi nefretle.
Simülasyonun onu kötü etkilediği belliydi. Nasıl etkilemeyecekti ki? Yüzü bembeyaz olmuş, terden sırılsıklam kalmış ve hala nefesi düzene girmemişti.
“Bu kez daha uzun süre kalbin durdu ve simülasyon daha geç seni dışarı attı.” Dedim. Kaşları çatılmıştı.
“Nasıl yani?”
“Evet. Geçen sefer Teodor bir kaç saniye sürdüğünü söylemişti bu durumun. Bu kez 15 saniye sürdü.”
“Peki neden böyle oluyor? Kalbim neden duruyor ? Son korkumun üstesinden niye gelemiyorum?”
“Simülasyon sırasında korkularının gerçek olmadığının, simülasyonda olduğunun farkında mıydın?” dedim.
Anlamadığı belliydi ama ben izlerken fark etmiştim. Normal insanlar simülasyona girdiklerinde yaşadıklarını gerçek sanıp ona göre tepki verirlerdi. Ama Angel beş korkunun dördünde, bir süre sonra simülasyonun içinde olduğunu ve yaşadıklarının gerçek olmadığını anlıyor ve zekice çözümler ile korkularının üstesinden gelmeyi başarıyordu. Sadece son korkusunda bunu başaramıyordu. Sanki son korkusuna sıra geldiğinde simülasyon gerçek anlamda çalışmaya başlıyordu.
Hayır Angel Uyumsuz değildi. Evet, Uyumsuzlar simülasyonda olduklarını bilirlerdi ama aynı zamanda simülasyonu etkileyerek değişmesine neden olurlardı. Angel ise simülasyonu etkilemeden, değiştirmeden ama korkusunun farkında olarak hareket ediyordu.
“Evet. Ama bunun şu durumda, bana bir faydası olmuyor.” Dedi. Anlaşılan gerçekte olması gerekeni bile bilmiyordu.
“Aslında hata burada başlıyor zaten. Simülasyon sırasında korkunun gerçek olmadığının farkında olmaman gerekiyordu.”
“Anlamadım. Herkes farkında değil midir zaten?”
“Hayır. Sen hariç hiç kimse farkında olmadı bugünkü simülasyonda. Herkes gerçekte korkularını yaşıyor olduklarını zannettiler. Bunun ne olduğunu araştıracağım ama.” Dediğimde iyice endişelenmeye başlamıştı.
Konuyu daha fazla dağıtmamak için “Simülasyondaki korkularını iyi düşün. Diğerlerinin üstesinden gelirken hep bir çıkış yolu buldun. Sonuncu da ise bayıldın.” Dedim.
Akıl yürütmeye çalışıyordum. Gerçekten babasına tava ile vurmaya bile cesaret etmişken annesini engellemek için nasıl hareket edememişti?
Düşündüğü duruşundan belliydi. Bir an başını kaldırıp gözlerimin içine baktı.
“Annemi bulmalıyım.” Dedi ve devam etti.
“Her bir korkumda tetikleyicimi biliyorum. Onları nasıl ortadan kaldıracağımı, az çok biliyorum, anlayabiliyorum. Ama annem söz konusu olduğunda, korkumda elimden bir şey gelmiyor. Çünkü hayatımda çözüme kavuşmayan en önemli konu annem. Ve onu bulmadan bu korkumdan kurtulamayacağım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dauntless' Angel (Korkusuz Meleği)
Fiksi RemajaAngelica Bilgelik'te babası ile yaşadığı hayatı, içinde taşıdığı Korkusuz kanını hissederek geride bırakmayı seçti. Peki babasının güvenli kollarından çıkıp Korkusuzların acımasız dünyasına düştüğünde karşılaşacakları için hazır mıydı? Angelica'ya...