4.BÖLÜM

20.4K 1K 427
                                    

Herkese merhaba

Dördüncü bölüm ile karşınızdayım.

Bölüm itfhafı tümm okuyuculara.

Yanlız sizden bir ricam olacak lütfen okuduktan sonra yıldıza basın ve fikirlerinizi belirtin. Okuma oranı iyi ama vote sayısı düşük sınır koymak istemiyorum ama böyle giderse diğer bölüm sınır koymak zorunda kalacağım.

Öyle bir ateşe düşmüşüm ki;
Dıştan mum ışığı,
İçeriden yangın yeri.
Öyle bir halde ki içim,
Dıştan küçük bir ırmka,
İçeride okyanus.
Öyle bir yerde ki yüreğim,
Dışarıda sükût,
Dışarıdan terk edilmiş bir kent,
Oysa içim kızılca kıyamet.
Bilmiyor kimse, bilmesin de...

Yanan kim yakılan kim bilinmezdi ama kan dökülmüştü yeniden.

Berdan Ağa'nın silahından çıkan kurşunun hedefi tek masum olan Ezra'yı bulmuştu. Herkes şok olmuş bir şekilde olanları anlamaya çalışıyordu.

Bu şoku en fazla yaşayan Berdan ağaydı.

Miraç Ağa hemen Ezrayı kucağına almaya çalışsa da Ezra sadece ona yardım edip ayağı kaldırmasını istedi. Ayakta durmak için abisinden destek aldı.

Çıkan sesleri söylenen sözleri Ezra dışında herkes duyuyordu.

Azat Ağa sinirle Affan Ağa kıznı yukarı gönder dediğinde;

Ezra elini omuzuna bastırıp aşiret Ağlarının karşısına geçerek konuşmaya başladı.

" Azat Ağa yaptığım terbisizlikse sizin yaptığınız da haksızlıktır sabahtan beri benim  hakkımda konuşuyorsunuz ama biriniz bile bana sormadı. Her şeye kendi kafanıza göre karar veriyorsunuz hiç düşünmüyorsunuz acaba üzülürmü, istermi diye. "

Kafamı babama çevirdim
" Kusura bakama baba seni çiğnemek istemiyorum ama abimin ölmesine göz yumamam. "

Dedikten sonra ağalara döndüm
" Ben kabul ediyorum."

Hayat insanı her şekilde sınar. Bazen vazgeçmen gerekir, bazen düşmem. Umutla girdiğin yollardan bir sokağa çıkmaman gerekir. Acıya karşı hissizliği öğrenmek için. Olmadığında zorlamak için. Bazen büyümek gerekir. Yokuşlardan düşmek, tekrar ayağa kalkabilmek için.

Bager ağa tamam dercesine kafasını saladı.
" Kız istedikten sonra bizim için sorun yoktur değil mi ağalar? "

Herkes aynı anada konuşmaya başlamıştım.

" Çoğunluk kabul etmiştir haydi hayırlısı. " Diyen Kendal Ağa olmuştu.

İşte o anda nefes almakatan canım yandı insanın nefes almaktan canı yanar mı? Benim yandı. O sözleri duymak istemedim kulağımın sağır olmasını istedim ama olmadı. Abim uğruna kendimi yakmıştım.

Herkes Ezraya hayran gözlerle bakıyordu. Normalde herkesin çekinerek konuştuğu kişilerin karşısında kendini savunuyordu. Hatta savunmakla kalmayıp onların verdiği kararları sorgulatıyordu.

Affan Ağanın kolu kanadı kırılmıştı o an dünayası başına yıkılmıştı gözümün nuru dediği kızı kendini ateşe atmıştı o hiçbir şey yapamamıştı. O an adamlığından, babalığından utanmıştı. Gözünün nuru solmaya mahkum olmuştu. Bundan sonra gözü kördü, gönlü yarlıydı, kalbine amanet ettiği kızı yoktu artık. Ama yinede bir kez daha gurur duymuştu böyle bir kız yetiştirdiği için.

Berdan uzun bir süre kendine gelememişti yaptığı hatanın bedelini etrafındakilerden çıkarmanın peşindeydi. Gözü babasının üzerinde durduğunda hıncını kimden alacağını bulmuştu.

LOTUS ÇİÇEĞİ ( TÖRE )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin