9. BÖLÜM

15.8K 845 443
                                    

Merhaba nasılsınız?

Bölüm geç geldiği için kusura bakmayın. Sizi çok bekletiğim için iki bölümü birleştirdim. Beşbin kelime oldu. 

Fikirleriniz benim için çok önemli lütfen yazın merak ediyorum düşüncelerinizi.

Oysa
Acı tatlı geçecekti hayat.
Acısı fazla geldiği içindir belki,
Tatlı tarafını yapmaya kalmadı fırsat...

O dakikadan sonra Berdan'ın kafasında yankılanan tek şey ' Senin gibi adamlar sevse de sevdiğini yarı yolda bırakır ' olmuştu. O da sevdiğini yarı yolda bırakmıştı hem de kaçtığı, adaletsiz bulduğu, onun da hayat ışığını söndüren töre uğruna. Karşısındaki kızın kabul ediyorum demesiyle karanlığa mahkum olan hayatını zindana çevirmeye yemin etmişti ama canım yanacağaını hesaba katmamıştı. Gerçekleri duymak bu kadar acı olmamalıydı. O kızın söylediği her kelimede kurşun yemiş gibi sendeliyordu ama yıkılmamak için direniyordu. Söylenen her sözde yarası yeniden kızgın demirlerle dağlanıyordu.

Annesine Berdan öldü dememişmiydi ölen insanın canı acımazdı ki. 
Gerçi berdanın canı değil her tarafı yara bere içinde olan ruhu acıyordu. Her gün yeni bir yara açılıyordu daha diğerinin acısını çekmeden daha derin daha acımasız bir şekilde açılıyordu bu yaralar. Kimse bilmiyordu o yaraları, yerini, izini, acısını bile yaşayamıyordu. Yaşayamadığı her acı, ağlayamadığı her yarası onu biraz daha ölüme yaklaştırıyordu. O yarları saracak tek kişiyi de kaybetmişti.

  Sevdasını zor bulmuştu ama kaybetmesi sadece tek bir lafa bakmıştı. O kadar kolaymıydı sevda'dan vazgeçmek? Berdan elini göğsüne götürmüştü kalbinin yandığını hissediyordu. Kendisi bile bu acıya dayanamıyordu peki karşısındaki kız her gün bunları duyarken nasıl böyle dimdik savaşıyordu. Kadınlar güçsüz diyenler yanılıyordu kadınlar yüreklerini ortaya koyark savaşıyorlardı.

Derin nefes alıp vermek dışında kimseden tek laf bile çıkmıyordu. Ezra yıkılmıştı, Berdan o enkazın altında kalmıştı. Çok ağır gelmişti bu kızın yükü. Ahını almıştı.

Berdan duyduğu gerçekler karşısında ilk kez acı çekiyordu ama Ezra kabul ediyorum dedi andan itibaren sevilmeyeceğini bildiği bir adama mahkum olduğundan beri yok oluyordu çektiği acıyı tarif edecek tek bir cümlesi bile yoktu gerçi gözleri her şeyi anlatıyordu ağlamamk için kıpkırmızı olan o gözler direnişin en acı haliydi. Acısı dillerde tarifsizdi yüreklerde iz bırakan cinstendi.

Berdan elini kalbinin üzerinden çekip gözlerini Ezraya dikmişti. Berdanı yıkan acısını aleve veren kişiydi. 
Berdan karşısındaki kızın gözlerinde gördüğü hiçlikte ölmüştü. Karanlığın kol gezdiği gözlerde infazını vermişti.

Ezra, Berdanın infazını verdiği gözlerini kaçırmıştı o gözler kara toprağa hasret yaşıyordu artık.

Umut ışıklarının hepsini söndürmüştü. Kendini uçurumdan aşağı atmıştı ona el uzatacak kimsesi yoktu. Bu zindanda mahsur kalmıştı. Kurtarıcı meleği nerdeydi, gözünün nuru da akıtacak yaş kalmamıştı.  Saçlarını okşayarak bu da geçecek kızım diyen annesi acılarını hissetmiyormuydu? Oysaki yanına gelen herkes anlıyordu onu acısını. Kalbi dile gelmiş gibi acıtıyordu canını.

LOTUS ÇİÇEĞİ ( TÖRE )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin