Otuz ikinci Bölüm

2.1K 150 22
                                    

Arkadaşlar ben bi bok yiyip smut yazdım. Eğer olmamış veya aşırı saçma yerler varsa maruz görün çünkü ilk defa yazdım.

-----------

Saat gece 03.17 idi, Teo sabah gidecekti. Aramız hala tam düzelmemişti, aşırı huzursuzdum. Bu huzursuzluk uykumu kaçırmıştı.

Yatağımda doğrulup etrafı inceledim Ay'ın ışığı odayı aydınlatıyordu. Duyduğum tek ses nefes alış selerimdi. İçimde huzursuzluğum gitgide büyürken dayanamadım, üstümdeki çarşafı kenara atıp kalktım yataktan.

Telefonumu cebime atıp, odamdan çıkıp karşı odaya geçtim. Sessizce kapıyı açıp içeri girdim, Teo da uyumuyordu benim gibi yatakta oturuyordu.

"Teo niye uyumadın?" dedim, kaç saattir konuşmadığım için sesim çatallaşmıştı.

"Uyku tutmadı, sen niye uyumadın?" dedi, anlaşılan o da benim gibiydi. Yanına gidiğ yatağın içine girdim, iyice yayılıp başımı omuzuna dayadım.

"Gitmesen olmaz mı?" dedim, ilk defa birine bu şekil bağlanmıştım, yanımdan ayrılsın istemiyordum.

"Olmaz." dedi, Allahım ölüme gidiyordu sanki içimdeki huzursuzluk saniye saniye artıyordu.

Gözüm dolmuştu yine, burnumu çekince eğilip yüzüme baktı şaşırmıştı sıkıntıyla üfleyi yan döndü başımı ellerinin arasına alıp, "Ölecekmişim gibi davranmasana seni gören savaşa gidiyorum sanar." dedi.

"Teo sen hala beni affetmedin." dedim, gözümden akan yaşı sildi.

"Affettim." dedi, yalan söylüyordu.

"Yalan söyleme."dedim, suratını yana eğip elmacık kemiğimden öptü, "Yalan söylemiyorum affettim sadece kırıldım." dedi, seni kıracağıma ölseydim.

"Nasıl düzelte bilirim, her şeyi." dedim, bu konuda çaresizdim.

"Bir şey yapmana gerek yok." dedi, iki üç saniye durup devametti, "Geçen gün farkkettim beni telefonuna Teoman diye kaydetmişsin minnoşum diye kaydedersen belki azıcık kırılganlığım geçebilir." dedi bu halimde bile güldürmüştü.

"Telefonum senin kurbanın olsun." dedim, cebimden çıkarıp ona uzattım, istediğini yapabilirdi.

Rehber kısmından kendi adını 'Minnoşum' olarak değiştirirp telefonu uzattı alacaken geri çevirip gülümsedi, bu normal gülümseme değildi, "Neyi değiştirmek istiyorsun?" dedim.

Muzipce gülümseyip, "İnstagramında biyoğrafine benim baş harfimi koyup yanına da kalp koyalım mı?" dedi,

"Teo istersen tarihte atalım ergen miyiz biz?" dedim,  öyle tipler hep saçma gelmiştir bana.

Telefonu kucağıma atıp yüzünü sola çevirdi, "Tamam koyma." dedi, sinirlenmişti yine.

Ağzımı acacakken elini havaya kaldırıp "Kerem tamam koyma.... Tamam kerem koyma." dedi, şimdi ağzını yüzünü ısıracaktım.

Havaya kaldırdığı elini tutup dudaklarımı bastırdım, "Sen istersin de yapmaz mıyım gülüm al istediğini yaz." dedim, eğer mutlu olup içi rahat edecekse benim için sorun yoktu.

Bana bakmadan alıp hesaba girdi, biyoğrafi kısmına girip 'T' yazıp kaydetti, telefonu vermesini beklerken ayarlardan profilimi gizledi, bana dönüp, "Aşkım şimdi gizlemeseydim arkamdan bunda ne geniş mide var derlerdi." dedi, sadece gülmüştüm.

"Kerem..." dedi, "Hıımm.." dedim,  bir şeydemeden dudaklarıma uzandı, beklemeden karşılık verdim. Ağzını araladığında alt dudağını alıp emdim, elini boynuma atıp dizlerinin üzerinde durdu.

Anahtar  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin