kırk dördüncü Bölüm

1.5K 135 19
                                    

"Baba." Abime çevirdim bakışlarımı olacak her şey belliydi...

Abim babamın yanına yerleşti, eliyle yanını gösterdi, yanına ilerleyip oturdum.

Bütün bakışlar suratım da toplandı "Suratına noldu Kerem?" Annem yerinde kalkıp telaşla yanıma geldi.

"Ben yaptım." Ben konuşacakken abim önce  davrandı. Onun yaptığını söyleyecektim gerçi söyleseydim bile benim canımın bir önemi kalmamıştı. 

"İt gibi dalaşmayın dedim kaç kere size." Annem peçeteye kolonya döküp yanağıma bastırdı.

"Baba ben Keremle konuştum kabul etti." Dedi abim, annemin dediğini umursamadan, umarım evlilikten bahsetmiyordur.

"En yakın zamanda halledin." Söyleyip kalktı babam, neyi halledecektik.

Abime baktığımda başıyla içeriyi işaret etti. O önde ben arkasındaydım, ikisinin yaptığı davranışlar, konuşma şekilleri kafamda ki soru işaretlerini bir noktada topluyordu.

Birinci katta ki babamın çalışma odasına girdik, odadaki sedire oturup gözleriyle oturmamı işaret etti.

"Ben çok düşündüm, senin davranışların, konuşmaların kısacası sadece seni gözlemledim..." Söylediği her kelime kaderimi belirleyecekti.

"İlk öğrendiğim de dünya başıma yıkıldı sanki, aklıma direk senin ölümün geldi. O anı hiç unutamıyacam sanırım sana bir şey olması yüreğimi paramparça etti..."

Yanıma yaklaşıp elimin üzerine elini koydu, gözlerin akan yaşlar ceketini ıslatıyordu...

"Eğer sana evleneceksin dediğimde kabul etseydin, ikimizin arasında sır olarak kalacaktı, fakat sen o çocuk için ölümü bile sorgulamadın her ne kadar yanlış gelse de sevgine ve sana inanıyorum." Bilmece gibi konuşuyordu.

"Abi ne demek istiyorsun?"

Elimin üzerinde ki elini enseme atıp kendine çekti, kafamın üstünü öpüp  "Hazırlan bu akşam İstanbul'a gidiyorsun tamamen." Dedi.

"Ben seni göz göre göre ateşin içine atamam, sen benim kanım benim parçamsın, senin yaptığın şeyleri sorgulamayı 6 yaşımda bıraktım, çünkü sende ki zeka geriliğini o zaman anlamıştım." Duyduklarım gerçek miydi,
Ben Teo'ya kavuşacak mıydım tekrardan...

"Bir şey demeyeceksin?" Kafamı göğsünden ayırıp sordu, ne diyeceğimi bilmiyorum ki sabahtandır yaşadığım duygu değişimlerini kelimelere sığdıramıyorum.

"Kerem..." Yüzüme bakarken bakışları korkulu hâl aldı.
"Felç mi geçiriyorsun tepki versene." Ağzımı açmama izin vermeden enseme vurdu, yalan yok kendime getirdi beni vurmasıyla.

"Ne diyim Allah razı olsun abi..." eline tutup öptüm, mutluluktan gözlerim doldu.
Daha sonra babamın  neden İstanbul'a göndereceği hakkında konuştuk.
Aslında İstanbuldaki işlerin başına abimi düşünmüş ilk başta, abim beni öğrendikten sonra babamla benim gitmem hakkında konuşup ikna etmiş.
Babam normalde kabul etmezdi belliki işler sandığımdan da ciddiydi de kabul etmişti.

Diyarbakır'dan ayrılmam içimde burukluk yaratsa da Teoyla birlikte olmak her şeye bedeldi.
Bütün korkularım bitmişti içimde sanki uçmayı yeni öğrenmiş kanat çırpan kuşlar vardı.

Buraya uzun süre gelmeyi düşünmüyorum, en azından bu sabah yaşadıklarımı atlatana kadar.
Şimdi ise Teoyla buluşmama saatler vardı.

Her saniye dakika gibi geliyordu....

------

Bölümü beğendiniz mi bilmiyorum, aslında içimden mutsuz son geçse de sizleri üzmemek için mutlu son bitirmeye karar verdim.

45 bölümde bitireceğimi söylemiştim ama biraz uzatacağım sanırım mutlu oldukları bölümler yazma kararı aldım.

Kendinize iyi bakın...

Anahtar  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin