kırkıncı Bölüm

2K 138 15
                                    

Biz geldikkkk....

Satır arası yorum yapmayı unutmayın lütfen...
-----------

Kafamı göğsüne koymuştum, günlerdir hasret olduğum kalp atış seslerini dinliyordum.

Kerem'e bakıp ağlamak istiyordum bazen aşırı sevgiden gözlerim doluyordu, benimle olduğuna hâlâ inanamıyordum bazen.
Bu yaşadıklarımın rüya olmasından korkuyordum.

Yine gözlerim dolmuştu, gözyaşlarım akmadan elimle sildim gözlerimi. Kerem'e baktığımda gözleri kapalıydı uyuyor muydu bilmiyordum, bir saate yakındır aynı pozisyondaydık.

Küçük Kerem ne yapıyor diye üzerindeki çarşafı kaldırıp baktım.
"Ne yapıyorsun Teo." Sesini duyunca elimdeki çarşafı bırakıp refleks olarak "Ay..." diye bağırdım.

Tepkime kahkaha atıp yatakta dikleşti. Beni kendine çekti, kolunun altına aldı. Yanağımı öptü, "Gülüm istersen al eline oyna." Dedi gülerek. Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım.

"Yanlış anladın yaw." Dedim, Kahkahası artarken beni daha çok kendine çekti. "Gülme Kerem ya." Dedim dudaklarımı bükerek.

Çenemden tutup benimden öptü ardı ardına, "Tamam sustum bükme dudaklarını." Dedi, gülmemek için zor tutuyordu kendini şerefsiz.

Kollarımı beline sarıp daha çok sokuldum. Kafamı göğsüne bastırdım, "Bugün dışarı çıkalım mı?" Diye sordum, tekrar çenemden tutup kaldırdı başımı yüzümün her yerini öptü defalarca.

"Sen yeter ki iste yavrum." Dedi, Allahım her yavrum dediğinde düşüyordum resmen.

"Yavrun muyum gerçekten?" Dedim cilveli olmaya çalışıyordum. Benzediğim tek şey dişisini elde etmek isteyen arizonalardı.

"Nıch... yavrum değilsin sen benim her şeyimsin." Söyleyip, dudaklarıma uzandı.

Dudaklarımı aralayıp yumuşak deriye baskı uyguladım, dudaklarını araladığında hemen karşılık verdim. Dilini ağzımın içine soktuğunda geri çekildim.

Tekrar kafasını uzattığında alnından ittim, "Az önce güldün bana." Dedim, üstündeki çarşafı çekip kendime sardım evet hâlâ utanıyordum.

"Sende sapık gibi dikizledin beni." Dedi, itiraz etme modumu açıp, "Dikizlemedim, yerinde mi diye kontrol ettim bir kere." Mal olduğumu daha iyi kanıtlayamazdım.

"Çünkü kanatları var amına koyayım canı sıkılınca geziyor." Dedi, bir şey demeden kalktım yanından, banyoya gittim yüzüm kıpkırmızı olmuştu anasını satayım.

"Teoo gelip kese atayım sana?" İçeriden bağırdı, sonra kahkahasını duydum. "Gelme..." diye yırttım kendimi.

Banyoda utanmam geçene kadar durdum sonra çıktım.
Odaya geldiğimde Kerem ıslak saçlarını eliyle düzeltiyordu. Yeni takım giymişti.

"Sen nerde banyo yaptın, bu kıyafetleri kim getirdi?" Dedim, önceden giyilmediği belliydi.

"Teo bu evin diğer odalarında da banyo var ve kıyafetlerim burada da var evi gezmedin mi?" Dedi, sıcak su çarpmıştı resmen beni.

"Ev çok büyük diye gezmeye üşendim." Dedim, gerçekten bazı odalara girmemiştim bile.

"Neyse giyin yemeğe gidelim acıktım ben." Dedi, tesbihini sallarken, kafamı sallayıp çıkmasını bekledim. Bende açıkmıştım.

---

Sahilde köfte ekmek yedikten sonra Galata kulesine çıkalım diye tutturmuştum çünkü hediyesini Galata kulesinde vermek istiyordum.

"Bok vardı kuleye çıkacak." Diye yüzüncü kez söyleniyordu...

Gece olduğu için çok insan yoktu. Millet fotoğraf çekmekle ilgilenirken ben insanlardan uzak en köşeye geldim.

Yağmurluğumun cebinden kutuyu çıkarıp Kerem'e uzattım.
"Ilkim, iyikikerimin sahibi, kalbimin anahtarı, benden ayrı geçirdiğin doğum günleri için özür dilerim yanında olamadım hayatımda yaşadığım tek pişmanlık daha önce benim hayatıma girmemendi bundan sonrakiler için saymayı unutacağım günler geçirmeyi diliyorum doğum günün kutlu olsun hep benimle ol." Dedim, yine aşırı duygulardan gözlerim dolmuştu.

"Teo kurban olurum sana." Söyleyip kollarına açtı şuan kimseyi düşünemezdim, direk kollarımı beline doladım.

"Bana ne aldın?" Dedi, ortamdaki aşkı bozmak adına; 

"31 çekmediğin zamanlarda tehbih çek diye tesbih aldım aşkım." Dedim, az önceki aşk dolu bakışları kaybolmuştu.

"Şuursuz..." diye söyleyip kutuyu açtı. Şarap rengi püsküllünde 'T' harfi olan sinir, stresi alan özel taşlardan yaptırmıştım.
Belki anında sinirlenme özelliğini alırdı bu taşlar.

"Beğendin mi? yiğidim." Dedim, beğenmezse diye bir seçenek yoktu laf olsun diye sormuştum.

"Çok beğendim T harfi resmen 'Ben sahipliyim' diye bağırıyor." Dedi gülümseyerek.

Asıl amacı oydu zaten. Koluna girip banka çektim. "Efsaneye göre Galataya ilk kiminle çıkarsan onunla evlenirmişsin, ben daha önce hep tek çıktım ilk defa seninle çıkıyorum Kerem." Gerçekten böyle bir efsane vardı.

"Yavrum moralini bozmak istemem ama ben daha önce buraya çok çıktım... ııı her çıktığımda yanımda farklı biri vardı." Dedi çekinerek.

Bugün doğum günüydü diye trip atmayacaktım. "Efsaneyi siktir et zaten inanmam böyle şeylere." Dedim. Gülecekken tuttu kendini.

"Teo teşekkür ederim her şey için." Dedi birden, beklemediğim için iki saniye duraklamıştım.

"Aşkım önemli değilde böyle kuru kuru teşekkür gitmiyor yalnız bence eve gidelim artık." Dedim, yüzümde sinsi bakışlarımı takınmıştım.

"Sapık gibi bakma amına koyayım millet anlayacak."  Dedi, etrafa bakarak.

"Sen kalkıyor musun yoksa ben dudaklarına yapışayım mı?" Dayak yiyecek havamda olmadığım için asla yapmazdım.

"İyi kalk hadi..." dedi burun kıvırarak.

"Senin burnunu yerim hayvan." Yine aşka gelmiştim.

"Ya sabır." Dediğini duydum ilerlerken.

--------

Kendinize iyi bakın, mümkünse demiyorum çünkü hiçbir şey sizden önemli değil. ♡



Anahtar  -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin