Minnoşum: Aşkların en güzeli yetiştin mi?
Minnoşum: Aradım açmadın.
Yiğidim: Şimdi indi, çıkıyorum havaalanından.
Minnoşum: Tamam, şirkete geçince haber ver.
----
Görüldü atıp kitledim telefonumu.
Doğruca şirkete gitmem lazımdı, İstanbul'a aniden gittiğim için evdekilere doğru dürüst bir açıklama yapmamıştım.Bende büyük abim dün gece aniden arayıp ilk uçakla gelmemi söylemişti, niye desemde bir şey söylememişti.
Babam sorun çıkarmıştır diye tahmin ediyorum.
Arabaya binip doğruca şirkete sürdüm, ne olacaktı kim bilir..Arabadan indiğimde abim şirketin kapısında elinde çay bardağıyla beni bekliyordu.
Suratından nasıl olduğunu çözemiyorum, yüzü ifadesiz gibiydi...Yanına adımladım, elindeki bardağı korumaya uzattı, arkasını dönüp "Gel..." diye söylendi.
Kesin bir şey olmuştu.Onun odasına ilerliyorduk, içeri girdiğimde kapıyı kapatıp koltuğa oturdu, bende karşısına geçtim.
Hala bir şey dememişti, böyle ifadesiz bakması suçlu gibi hissettiriyordu."Neden Kerem?"
"Ne, neden abi?" Umarım işle ilgili hatalar yapmışımdır.
"Neden onca kız varken... Neden Teoman?" Her şey bitmişti işte...
"Ölmek mi istiyorsun?" Gözleri dolmuştu...
"Aa-bi.."
"Söylesene bu yaptığın ölüme yürümek değil mi, nasıl kendini böyle saçma bir şeyin içine atarsın, hiç mi kendini bizi düşünmedim?" Düşündüm, ama aşka yenik düşmüştüm.
"Sen... Aklım almıyor hâlâ ya, neden, neden Kerem neden?" Abimin ağladığını görmek daha kötü yapıyordu beni...
"B-ben sevdim..." diye bildim sadece.
"Ölümü bile göze alacak kadar mı?" Dedi, sadece kafamı salladım.
Elleriyle yüzünü sildi bardaktan yudum alıp, bana döndü bakışları "Ne zamandan beridir var?"
"6 ay."
"6 koca ay, anamla babamın yüzüne bakarken hiç mi utanmadın ulan?"
Hiçbir şey söylemedim, yaptığım utanılacak bir şey değildi en azından Teo bana bunu öğretmişti, ben Teoman'ı çok seviyordum ve onunla yaptığım şeylerden de pişman değildim.
"Ya en kısa zamanda evlenirsin..." sözünü kestim diğer seçenek belliydi zaten..
"Ben evlenmem abi." Elinin tersiyle tokat attı yüzüme. Dudağımdan akan kanı hissedebiliyordum.
"Ne demek evlenmem ulan, kendi katilinin bizim olması daha mı iyi."
"Ne dersen de istersen herkese söyle ben başka biriyle birlikte olmam." Gözümden akan yaşları silip ayağı kalkıp çıktım, odadan.
Arabama bindim, telefonumu çıkarıp Teoyu aradım, büyük ihtimalle son konuşmamız olacaktı.
Hoparlörü açıp başımı direksiyona dayadım. Üçüncü çalıştı açtı.
"Yiğidim.." Sesini son kez duyacağımı bilmek... çok farklıydı,
"Kerem orada mısın?" Bir şey anlatmayacaktım, bilmemesi daha iyidi."Buradayım telefon elimden düştü."
"Sesine ne oldu ağladın mı?" Anlamıştı, sesim çatallaşmıştı.
"Hayır bademciklerim doldu herhalde üşütmüşüm, sen nerdesin?"
"Ee sabah bir şeyin yoktu sevgilim."
Abim şirketin kapısından, çıkıp bana doğru yürümeye başladı.
"Teo kapatmam lazım şimdi."
"Tamam sonra ara ama." Nasıl son arayışım diyebilirim sana...
"Teo çok seviyorum, her zaman da çok sevdim, unutma olur mu?" Dudaklarımı dişledim sesim titriyordu..
Son kez söylemek farklıydı, şimdi başlasam sevgimi anlatmam ne kadar sürerdi bilmiyorum.Bir şey demeden telefonu kapattım.
Her şey bitmişti, kapıyı açıp yanıma oturdu.
Suratıma bakmadan "Eve sür.." dedi, ölümüme itiraz etmeyecektim.Son altı ayda öğrendiğim tek şey Teo için ölmeye hazırdım.
-------
45. Bölüm final olur büyük ihtimalle...
![](https://img.wattpad.com/cover/283204588-288-k484994.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anahtar -GAY
عاطفيةYazmak isteyen saçma bile olsa bir bahane bulur ve yazar. Türk & kürt aşkı İki erkeğin aşkını anlatmaktadır rahatsız olacaklar lütfen okumasın. Bölümler texting - Metin karışık şeklinde ilerleyecektir. +18 ve küfür içermektedir.