Teoman: Aşkım uyudun mu?
Yiğidim: Yok neden?
Teoman: Uyku tutmadı beni ya.
Yiğidim: Niye ki gülüm?
Teoman: Dört gün oldu, babamlar bir mesaj bile atmadı.
Yiğidim: Üzülme yavrum illaki atarlar şimdi olay daha taze.
Teoman: Hadi babam sert biri anladım anneme ya, bana kıyamazdı.
Yiğidim: Kimse bilmiyor muydu seni?
Teoman: Bazı arkadaşlarım tek biliyor, annem ve babama söylemeye hiç cesaret edemedim.
Yiğidim: Yanına geleyim mi?
Teoman: Gelme böyle daha iyi.
Yiğidim: Peki, nasıl öğrendiler?
Teoman: Sabah kahvaltı yaparken sana mesaj yazıyordum babamın eli çay bardağına değdi üzerime döküldü, bende o panikle ne sana gönderebilirim ne de telefonu kilitleye bildim direk masanın üstüne koydum, ben banyoya giderken babam okumuş.
Teoman: Sonra tartıştık, biraz hakaret etti en sonda defol evimden dedi, hiçbir sözünü umursamadım da en sonda ki pislik gibiymişim bakması çok zoruma gitti, en üzüldüğüm şeyde buydu zaten.
Teoman: Sende olmasaydın ne yapardım bilmiyorum.
Yiğidim: Saçmalama Teo ne yaptım sanki.
Teoman: Daha ne yapabilirsin beni evine aldın, para verdin, seviyorsun... daha ne isteyebilirim ki Allahdan.
Yiğidim: Keşke elimde olsaydı da ailenle aranı düzelte bilseydim.
Teoman: Ne yapalım, vardır bunda da bir hayır.
Yiğidim: Senin canına kurban olurum ben.
Teoman: Bu gece keşke birlikte uyusaydık.
Yiğidim: Niye keşke diyorsun yavrum, kalk hadi gidelim.
Teoman: Ciddi misin?
Yiğidim: Ciddiyim yavrum kalk hadi.
Teoman: Tamam.
Görüldü...Kerem'den.
Telefonu kapatıp direk kalktım yataktan, dolaptan spor ayakkabı çıkarıp giydim, ceketimin cebinden kutuyu çıkarıp şortun cebine koydum. Dışarı çıktım, Teo beni bekliyordu. Beni görünce bakışları değişti, "Noldu Teo?" Dedim.
Aşağıdan yukarı üzerimi süzüp, "E sen yatarken de takım giymiyor muydun?" Dedi, göz devirmeyle yetindim.
"Hadi gidek." Dedim kolumu omzuna attığımda "Ayy..." dedi, korkutuyordu beni bazen.
Aşağı inip korumalardan arabamı istedik, Teoman'ın yüzüne baktığımda yeni fark etmiştim gözlerinin altı ıslaktı, ağlamıştı ailesi için. Arabayı getirdiklerinde arabaya geçtik."Nereye gidiyoruz?" Dedi, "Seni eve atacam." Dedim "İyi hızlı ol hadi." Bazen sevgilimin sapık olduğunu unutuyordum.
Kimsenin bilmediği arada sırada kafa dinlemek için gittiğim şehrin ortasında bir evim vardı oraya gidiyorduk.
"Kerem bir şey soracağım ama doğru söyle. " dedi, yarrağı yedik Allah bilir ne soracaktı."Sor yavrum." Dedim, "Ben buraya gelmeden beni düşünüyor muydun?" Dedi, bu kadar basit beklemiyordum. "Seni düşünmediğim an yok ki gülüm." Dedim, az romantik olayım, bu laflar kızlar üzerinde hep işe yaramıştı,
"Hmm, peki düşünürken etkileniyor musun?" Dedi, ne saçma sorulardı bunlar. "Seni her düşündüğümde kalbime bir ağrı sağlandığı doğrudur." Dedim.
"Başka nerelerine saplanıyor?" Dedi küçük Kerem'i kastettiğini anlamıştım, "Başka bir yerime saplanmıyor Teocum." Dedim bu yine niyetini bozmuştu.
"İyi düşün belkiiii unuttuğun yerler vardır." Dedi, ya sabır. "Teo çıldırtma insanı gece gece." Dedim, azgın bir sevgiliyle uğraşmak ne zordu yaw.
"Aman be iki dakika romantik an yaşayalım dedik içine sıçtın." Dedi, sabır dileniyordum artık. "Küçük Keremle de romantik an yaşamayı ver." Dedim sinirle.
Arabayı park edip, kontağı kapattım. Kemerlerimizi çözüp aşağı indik. Binaya girip asansöre bindik altıncı numaraya bastım cebimden anahtarı çıkardım, Teo bana sinirli sinirli bakıyordu hala, sinirli hali bile çok tatlıydı, şeytan diyordu tut kafasını asansörün aynasının camına vur.
Böyle vura vura sevmek istiyordum iti, altıncı katta inip, kapıya ilerledik anahtarla açıp içeri girdim, uzun süredir gelmediğim için ev havasız kalmıştı. İceri girip ışıkları açtım, Teo da arkamdaydı.
Evin tek tek ışıklarını ve pencerelerini açtım, Teo da evi geziyordu, büyük ihtimalle şimdi gelip. 'Ben niye burada kalmıyorum diyecekti.' Evi gezip yanıma geldiğinde ağzını açacaktı ki "Seni gece tek bırakamam çünkü." Dedim
Gözlerini kısıp, "Sini gici tik birikimim çinki." Taklitimi yapıp "Snnki on yaşındayım ya." Diye devam etti. Normalde bunu başka biri yapsa Allahına kavuşturmuştum, fakat sevdiğim yapınca sadece bakıyorum.
"Kaşınma, dayak yersin bak." Dedim, eğer öyle bir pozisyon olsaydı elim kalkmazdı ama bunu Teo'nun bilmesine gerek yoktu.
Ağzını büzüp "Ben küstüm." Dedi, gel de sevme bunu şimdi amına koyayım, koltuktan kalkıp onun yanına oturdum, ensesinden tutup kafasını göğsüme koydum. "Teo bundan yaklaşık üç buçuk ay önce bana bir mesaj geldi." Dedim.
Kafasını kaldırıp "Hangi şıllık attı, ne dedi?"dedi, "Küfür atma amına koyayım anlatıyoruz," söyleyip devam ettim. "Dedi ki ben anahtarımı kaybettim siz bulmuşsunuz..."
"Dedim yok bulmadım ısrarla dedi ki siz bulmuşsunuz... " cebimden kutuyu çıkarıp, "Bulduğum anahtarı sahibine geri verelim o zaman." Kutuyu Teoya uzattım.
Elimden alıp kapağını açtı, gerçekten de anahtar şeklinde kolye yaptırmıştım, kutunun içinden çıkarıp, "Yaa Kiremm..." dedi.
"Hadi boynuma tak takarken de öp." Dedi, elinden alıp boynuna taktım, dediği gibi öpmeyip boynunu ısırdım."Ya Kerem ne hayvan herifsin yaw..." o demeden "İçine sıçtın anın." Dedim aynı anda demiştik, ikimizde gülmüştük. Kollarımın arasına aldım, boynuna uzun bir öpücük bıraktım...
SON
--------
ŞAKA ŞAKA son değil mheudjeje
Arkadaşlar siz de Kerem gibi..... olun işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anahtar -GAY
RomansaYazmak isteyen saçma bile olsa bir bahane bulur ve yazar. Türk & kürt aşkı İki erkeğin aşkını anlatmaktadır rahatsız olacaklar lütfen okumasın. Bölümler texting - Metin karışık şeklinde ilerleyecektir. +18 ve küfür içermektedir.