Anahtar -GAY

Yirmi Yedinci bölüm

Merhabaaaa

--------

Beraber şirketten çıkıp önceden de geldiğimiz bir kafeye geldik, karşılıklı oturup sipariş verdik. Az önce yaşadıklarımız aklımdan çıkmıyordu.

Daha önce bir çok kadınla beraber olmuştum ama hiçbirinde Teo da hissettiklerimi hissetmemiştim, sürekli sırıtıyordum.

Teo telefonuyla ilgileniyordu, "Teo n'yapıyorsun telefonda." Dedim sabahtandır elinden düşmemişti.

"Arkadaşlar gitmediğim günlerde işlenmiş konuları notlarını attılar, onlara bakıyorum göz aşinalığım olsun diye." Dedi, ne güzel açıklama yapıyordu tutup boğasım geliyordu.

Sinir etmek için, "Ders çalışmak istiyorsansa seni bizim çobanın yanında işe başlatalım."dedim, benim sinirlendiğim de yaptığım gibi elinin tersini gösterdi.

"Kerem..." arkamdan bir kız seslenince döndüm, tanımadığım bir kızdı fakat yüzünü daha önce görmüştüm.

"Buyrun benim." Dedim, Allahım lütfen Teoman'dan önce yaptığım tek gecelik kadınlardan olmasın.

"Meraba Şükran ben." Dedi elini uzatıp, Yani sanki hayatımdaki tek Şükran sensin.

"Kusura bakma çıkaramadım." Dedim, uzattığı elini sıktım, "Cemil Kaplan'ın kızı." İşte şimdi yarrağı yedim, babamın beni evlendirmeyi düşündüğü kızdı.

Kız Teoya dönüp elini uzattı, "Merhaba." Dedi, Teoman da hemen karşılık verip, "Oturmaz mısınız?" Dedi, hayır ya lütfen oturma.

"Çok vaktim yok ama beş dakika oturabilirim." Dedi, Allah kahretsin.

Yanıma oturup, "Böyle tanışmayı hayal etmemiştim ama sen benimle iletişime geçmeyince, ben seninle tanışmak istedim." Dedi yani seninle beraber olmayı isteseydim zaten yanına gelirdim niye gelip rahatsız ediyorsun.

"Siz tanışmıyor musunuz?" Dedi Teo, ben cevap verecekken Şükran atladı.

"Yani birebir daha yeni tanışıyoruz ama nişanlım sayılır." Dedi, Teoya baktığımda bana bakıyordu, bir şey söylememi bekliyordu da ben ne söyleyeceğimi bilmiyordum.

Teo'nun gözleri dolunca sinirlenmiştim, "Nerden nişanlım sayılıyorsun acaba, daha yeni yüzünü gördüm bu ne hadsizliktir ki karşıma geçmiş bunu söylüyorsun." Dedim elim ayağım titredi resmen Teoyu öyle görünce.

Laflarımı duyunca kızın da yüzü değişti, "Ama Civan amca dedi ki..." sözlerini tamamlamasına izin vermedim.

"Bak babam ne dedi bilmiyorum bilmekte istemiyorum, babam her ne dediyse onun dediği hiçbir şey olmayacak ayrıca bu devirde görücü usulü mü kaldı Allah aşkına, gençsin güzelsin en başta senin itiraz etmen gerekirken gelmiş benimle tanışıyorsun." Dedim, rahatladım amına koyayım yaw.

"Belki tanıştıktan sonra anlaşırız umuduyla gelmiştim." Dedi, ya sabır...

"Bak bacım benim sevdiğim ve beraber olduğum biri var zaten ve ben onunlada çok mutluyum, yani kafanda benimle ilgili şeyler kurma ben başkasını seviyorum."dedim, Evet Teoman'a kurban olurdum.

"Bacım mı?" Dedi şaşırarak, "O kadar şey söyledim buna mı takıldın, her neyse evet bacım, seni dünya ahiret bacım olarak görüyorum." Dedim düş yakamdan siktir git artık yaw.

"Pekala ben daha fazla rahatsızlık vermeyeyim." Söyleyip uzaklaştı yanımızdan.

Şimdi Teo'nun bokunu yeme vaktiydi...

Tam bir şey söyleyecekken ben konuştum; "Teo vallahi billahi kızı bende seninle beraber gördüm, hiçbir alakam yok babamın çıkardığı şeyler işte." Dedim, suratıma baktı sadece cevap veya bir tepki vermedi.

"Teo bir şey demeyecek misin?" Dedim, söylenecek laf mı bıraktı o kadın.

"Ne söylememi bekliyorsun bunun olacağı zaten belliydi, sadece biraz erken oldu." Dedi, sona doğru sesi kısılmıştı büyük ihtimalle boğazın da yumru oluşmuştu.

"Teo ben onunla evlenmeyecem." Dedim, büyük konuşuyorum asla da olmayacaktı.

"Bugün o değilse yarın başkası çıkar." Dedi.

"Ben onuda istemem engellerim, her ne olursa olsun ben ömrümün sonuna kadar seninle olacağım, şimdi kalkıp bana sakın ayrılsak daha iyi gibi saçma cümleler kurma dayak yersin." Dedim. Bu konuşmanın sonu ona gidiyordu resmen.

"Kerem ya baban..." dedi, ah baba yaw başımın belasısın resmen.

"Bırak şimdi babamı sen acıkmadın mı?" Dedim, konuyu değiştirmek için.

"Bizim canımız hamburger istedi babası." Dedi, gelde sevme şimdi bu it oğlu iti.

"Kurban olurum size de, hamburger ne Teo yaw kalk hadi gidip şırdan yiyelim." Dedim, canım çekmişti.

"Ya ben onu kaç kere kanlı gördüm, midemi tutmuyor yemek için." Dedi. Haklıydı da canım çekmişti bir kere.

"Tamam sen mumbar dolması yersin." Cüzdanımı çıkarıp masaya para bıraktım. Çıktık mekandan.

"Bırak şimdi yemek yemeyi, gidip pasta keselim küçük Keremle tanışma şerefine." Dedi, gülmüştüm.

"Beklediğin gibi miydi?" Dedim, bu sorular hep morali yerine gelsin diyeydi...

"Saçmalama hiçbir beklentim öyle olamazdı, düşündüm bence de kalbimin üstüne resmini yaptıralım." Dedi, kahkaha atmıştım artık.

"Millet kocamın adını yaptırayım diyor sen tövbe tövbe."dedim, acaba ben mi 'Teoman' diye kalbimin üstüne yazdırsaydım.

"Kıskanma Kerem şimdi senin yerin ayrı onun yeri ayrı bende." Dedi, manyaktı.

"Bu durumda kendi şeyimi mi kıskanmam gerekiyor." Dedim, öyleyse kıskanacaktım çünkü.

"Ayrıca okuduğum haberde doğru çıktı, senin şeyin kocamandı işte bir de kızdın." Dedi, öyle bir haber olmadığına adım kadar emindim.

"O gazete de şey haberini de gördün mü? Doğulu insanlar aşırı sinirlidir yazısını." Dedim,

"Şey görmedim demek ki gözümden kaçmış." Dedi böyle, öyle tatlı konuşuyordu ki dayanamadım.

Daha önce de yaptığım gibi, ensesinden tutup direksiyona çekip kafasını kornanın düğmesine bastırdım.

"Ulan Keremm başım ağrıdı hayvan." Dedi, bir kaç kere daha bastırıp kaldırıp dudağını öptüm.

"Öyle tatlı tatlı konuşma içim gidiyor içim." Dedim öperken.

Kafasını okşayıp "Ayı yavrusunu severken öldürürmüş," dedi, kaşlarını çatarak.

"Hayvanlık yapma dayak yersin bak." Dedim kafasını tutup yere bastırdım, bu da ayrı sevme şeklimdi.

"Severken ayrı sinirlenince ayrı yiyorum zaten iyice kum torbasına döndüm." Dedi saçlarını düzeltirken.

Saçında ki elini çekip defalarca öptüm, "Senin tek damla göz yaşına dünyaları yakarım dıle mîn (Kalbim)," dedim.

İsterse on tane Şükran çıksın karşıma gözüm Teoman'dan başkasını görmez.

-------

Bende sizi seviyorum rmfkdke kimse bana seni seviyorum demiyor yaw.

Öpücüyorum siziii....♡♡♡♡♡