İyi okumalar 🌿
Önceki bölümü atlamayın lütfen...
Araf'la ikinci yıldönümümüzde evlenmiştik ve Parise yerleşmiştik. Burada daha rahat yaşayacağımıza emin olduğumuz için burada kaldık ve evliliğimizin ikinci yılında, bir kız çocuğu evlat edindik. Biz evlat edindiğimizde, henüz 2 yaşındaydı. İki yıldır bizimleydi.
Araf burada, babasının yurtdışı işlerini idare ediyordu. Paristeki şirket ona aitti. Ben de bir bar açmıştım ve orayı idare ediyordum. Yani sonuç olarak, ikimizde kendi alanımızda, istediğimiz işi yapıyorduk.
Tatil gününü evde kızımızla değerlendiriyorduk ve Araf, babasından gelen bir telefon üzerine acil şirkete gitmişti ve bir saat içinde geleceğini söylemişti. Biz de kızımla evde zaman geçiriyorduk. O resim yapıyordu, bende yağmurun yağışını izliyordum camdan.
Yağmurun yağışına öyle bir dalmışım ki, kızımın sesiyle kendime gelebildim.
"Baba!" diye seslenen küçük kıza baktım sevgiyle. Elindeki kağıdı özenle tutarak bana doğru geliyordu. Yüzümdeki gülümsemeyi silmeden cevap verdim.
"Söyle kızım." dedim. İki yandan topladığım sarı saçları, kıvır kıvır omuzuna dökülüyordu. Boncuk gibi masmavi gözleri vardı.
"Bak resim çizdim." dedi elinde tuttuğu kağıdı göstererek. Bana doğru tuttuğu resime baktım. Gülümseyerek kucağıma aldım kızımı.
"Hmm. Bu kim?" dedim resimi göstererek. Tatlı tatlı konuşarak cevap verdi. Henüz 4 yaşındaydı ve çok güzel konuşuyordu. Bazı kelimeleri yutuyor, bazılarına da dili dönmüyordu. Bu da onu daha sevimli yapıyordu.
"Araf babam." dedi. Diğerini gösterdim bu kez.
"Bu kim peki?" dedim. Bana baktı ve cevapladı.
"Seen. Yani Barlas babam." dedi. Yanağından öptüm ve başka bir yeri gösterdim.
"Pekii bu kim?" diye sordum. Kıkırdayıp cevap verdi bu kez.
"Asel. Yani ben." dedi. "Hani geçen gün gezmeye gittik ya, onu çizdim işte. Araf babam demişti bana." dedi.
"Ne dedi Araf baban sana?" diye sordum.
"Ben güzel günlerimizi yazmak istediğimi ama yazma bilmediğimi söyledim. Birazcık üzüldüm bu yüzden. Ama Araf babam bana resim çizebileceğimi ve bu sayede de unutmayacağımı söyledi. Ben de artık sizinle geçirdiğim bütün güzel günleri çiziyorum." dedi. Gülümseyerek yüzüne baktım ve sarıldım minik bedenine.
"Güzel kızım benim." dedim. Gözlerim dolmuştu. "Araf baban doğru söylemiş. Bazen resimler de çok şey anlatır." dedim ve kapı çaldı. Asel, kapıya koştu.
"Araf babam geldiiii!" diye kapıya kadar koştu ama boyu yetmiyordu kapı kilidine. Üstteki kilidi açtım ve Asel de kapı koluna asılıp kapıyı açtı. Araf, yine her zamanki gibi Asel'i kucağına aldı ve yanaklarından öptü. Asel de aynı şekilde Araf'ı öptü ve indi Araf'ın kucağından. Salona koşturdu yine. Onun içeri girdiğinden emin olunca, uzun bir öpücük bahşetti sevdiğim adam. Şekeri andıran dudaklarından öptükten sonra içeri geçtik birlikte.
"Hallettin mi işlerini." dedim Araf'ın beline sarılırken. O da kollarını boynuma doladı.
"Tam olarak değil. Birlikte gitmemiz gerekebilir." dedi. Tek kaşımı kaldırarak baktım.
"Neden birlikte gidiyoruz sevgilim?" diye sordum. Dudağıma minik bir öpücük bıraktı.
"Bu bir sır." diye fısıldayıp, sıkı bir öpücük bıraktı dudaklarıma ve içeri geçti. Resim yapan Asel'in yanına oturdu ve yumuşak bir sesle konuşmaya başladı. Ben de kapı pervazına dayanmış, onları izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİRALIK AŞIK (B×B)
RomanceEşcinsel içerik. Homofobiksen uzak dur! Kapak Tasarım; @MineLafc 💕 03.02.2020-15.04.2020 #gayaşk etiketiyle 8. sırada.