11. BÖLÜM🥀

1.6K 129 60
                                    

Gene bir bölüm gene biz!

Yarın yeni bölüm gelecek bol bol yorum istiyorum ve yıldızlarınızı parlatmanızı canlarım.

Ben sizin için buraya bir yıldız bıraktım bile✨

Keyifli okumalar canlarım.



Kartal'ın elimin üstüne tuttuğu buz ile dişlerimi sıktım.

"Biraz sabret geçecek." dedi kafamı salladım.

"Bir daha da böyle aptallıklar yapma." dedi bana kızmayı da ihmal etmiyordu hanzademiz!

"Senin yüzünden. Aptalsın çünkü." hiç altta kalır mıyım?

"Benim yüzümden mi? Ben mi dedim sana elini çivinin üstüne koy diye?" bakışlarını bana çevirdi. Cevap bekleyen haliyle kaşlarımı çattım.

"Canım acıyor susar mısın? Niye konuşturuyorsun beni." verecek cevabım yoksa tüyecek cevaplarım vardı.

"Konuşunca can acımasını da sende gördüm." dedi gülerek normal bir cevap vermişti aslında. Niye alınmıştım bu cümleye? Elimin üstünde ki buzu yavaşça kaldırdı yüzünü buruşturarak baktı. Hafif şişlik hafif morluk birazda ezilen elim dışında bir sıkıntı yok gibiydi. Asıl onun eli su tutmaya başlamıştı. O benim elime bakarak yüzünü buruşturdu ben onun eline..

Konuşunca can acımasını da sende gördüm..

Kartal ile her konuştuğumda yada gözlerine baktığımda canım acıyor muydu? Kesinlikle.

Ben sevdiği adamın ellerinde kanı olan bir katil ile konuşuyordum.

Keşke eskiye dönsek.. Kartal benim sevdiğim kuzenim olarak kalsaydı hep..

Nefret ettiğim kuzenim ve kocam olmaktansa..

"Hadi doktora gidelim birde onlar baksın." aniden beni kaldırıp evden çıkarması bir olmuştu. Bunun için doktora mı gidilirdi. Sonra kendi eli aklıma gelince itiraz etmedim sözlerine. Oraya gittiğimiz zaman onun eline de baktıra bilirdim.

*******

İkimizde elimizde ki eczane poşetleri ile eve girdik. Halimize göz devirdim şaka gibiydi resmen. Ben hafif ezik ile durumu yırtmıştım. Kartal ise elinin üstünde ki yanığı derindi. En azından tek sevinebileceğim şey güzel ve enfes yediğim yemekti.

Kartal salona doğru yürürken ben merdivenlere doğru yürüdüm. Uykum gelmişti bugün iki saatlik uyku ile günü bitirmiştim. Birde İstanbul'un trafiğinden nefret etmiştim bu neydi böyle! Bizim orda yarım saatte her işini halledebilirdin ama burada yol iki saat sürüyordu. Sevmemiştim bu işi.

"Gidiyor musun hemen?" arkamdan gelen sesine esneyerek cevap verdim.

"Uykum var. İki saatlik uyku ile duruyorum. Sen hiç uyumadın git yat bence." merdivenleri savsak savsak çıkarak odaya kendimi attım. Doktorların sürdüğü krem resmen narkoz etkisi yaratmıştı elimde sıfır acı hissediyordum. Gözüme çarpan dolaba doğru yürüdüm, inşallah içinden eşofman takımı bulurdum. Benim valizler daha ortalıkta yoktu. Kartal'a da bunu sormamıştım. Dolap da gördüğüm eşofman takımı ile güldüm. Hızlıca üstümü değiştirerek yatağa kendimi attım. Göz kapaklarımın kapanması ile kendimi uykuya bıraktım.

*********

Yatakta diğer tarafa doğru esneyerek döndüm. Uzaktan gelen kadın sesi ile uyumaya devam ettim.

Kadın sesi!

Gözerimi açarak kulağımı kabartarak sese odaklandım.

Kartal uyumamış film falan mı izliyordu. Diğer tarafa dönerek gözlerimi kapattım.

"Kartaal."

Gözlerimi açarak yataktan çıktım. Kenardaki abajuru yakarak saate baktım. Gördüğüm üç sayısı ile gözlerimi kocaman açtım. Gecenin üçünde! Yeni evli çiftin evinde! Bir kadının ne işi vardı! 

Belki eve kadın atmıştı Kartal! Düşündüğüm düşünce ile yutkundum. Sonuçta ihtiyaçları olan biriydi. Karısı olarak ben karşılamayacağıma göre. Demek ki. Kızaran yanaklarım ile ışığı kapatarak yatağın içine girdim kafama kadar çektiğim pike ile nefesimi tutarak sesleri dinlemeye başladım.

Sesler git gide azalmıştı. Yataktan çıkarak kapının yanına gittim.

Kartal'ın ekmeğine niye bal sürecektim ki? Bu aldatmak demekti. Eğer onları basarsam bu boşanma sebebim olurdu. Gözlerimin açılmasıyla hemen kapıyı açarak merdivenlere doğru sessiz sessiz yürüdüm.

Ama Gül boşandıktan sonra nereye gidecektim? Beni zorla Kartal ile evlendiren ailemin yanına mı?..

Kara abimin sözleri yankılandı beynimde.

Gidersem gelmem dememiş miydim..

Çöken omuzlarım ile odama doğru döndüm.

"Ben yokken kim girdi evime bulabildin mi? O odayı öyle yapan ibneyi bulacaksın bana." Kartal'ın sözleri durdum. Gerçekten kimdi canımı yakmak isteyen ve bunu başaran. Kendi derdinde olan biriydim ben.  Merakla merdivenlerden indim. Salonun yanan ışığı ile salona dalmıştım resmen.

Kartal'ın dizinin dibinde oturan kıza baktım sonra Kartal'a.

Kartal açtığı gözler ile bana baştan ayağa baktı. Ne vardı da bana bu böyle bakıyordu! Asıl benim ona öyle bakmam gerekmiyor mu! Üstü çıplak mini etekli kızın yanında oturan oydu. Yada bana ne bok yiyorsa yesin! Asık suratım ile arkamı dönerek mutfağa doğru yürüdüm. Mutfak dolabından aldığım bardağa su doldurup içtim.

Mutfağa giren adım sesleri ile arkam dönüp bakmadım bile.

"Parfümünü artık değiştir. Aynı parfümü yıllardır kullanmak sıkıcı değil mi?" dedim boş bardağı tezgaha bırakıp ona doğru döndüğüm an tam dibimde bitesi ile burun buruna geldik. Beklemediğim bu durum karşısında nefesimi tutarak yutkundum. Tezgahla beni arasında sıkıştırmıştı.

"Ben memnunum halimden." dedi Kartal elini yan taraftan bıraktığım boş bardağı alarak su doldurdu. Tezgahın diğer tarafına geçerek sırtını tezgaha yaslayarak bana baktı. Gözlerimin içine bakmayı keserek suyunu içti.

"Erva. Tanıyorsundur." demesi ile bende onun gibi kalçamı tezgaha yasladım  ellerimi göğsümde birleştirerek onun lafına devam etmesine izin vermeden konuştum.

"Hayır. dedim nerden tanıyacaktım o kızı. Kartal gözlerini gözlerimden çekerek  aşağıya baktı sonra gözlerini kırparak devam etti. Ne olmuştu bu adama?

"Senin bu kuzen yabaniliğini ne yapacağız bilmiyorum. Amcamızın kızı Erva." dedi kafama düşen jeton ile kafamı salladım. Hatırladım anlamında.

"Erva benim sekreterliğimi yapıyor. Ben yokken buralarda elim kolum." dedi bana neyse. 

"İyi bana ne." dedim niye anlatıyordu ki bana. Soran olmamıştı.

"Bu saatte gelmez acil bir konu gerektiği için gelmiş." dedi bu saate gelmesinin sebebini söylüyordu.

"İyi bana ne." dedim aynı şekilde ona bunu soran olmamıştı. Tezgahtan kalçamı çekerek mutfaktan çıkmadan Kartal'a doğru döndüm.

"Sen bana niye hesap veriyorsun orayı anlayamadım? Sonuçta ben seni sevmiyorum, istersen git seviş kızla." omuzlarımı yukarı kaldırıp indirdim.

"Ben sevişmek için kendimi puantiyeli kıza saklıyorum." Kartal'ın sözlerinden bir şey anlamayınca arkamı dönerek mutfaktan çıktım. Merdivenlerin oraya gelince salondan bana bakan Erva'ya bakmadan merdivenlere yürüdüm.

Bu saatte gelecek kadar önemli konu neydi bak merak etmiştim doğrusu. Kafamı iki yana sallayarak odama girdim. Yatmadan banyoya geçip ihtiyaçlarımı giderdim. Ellerimi yıkarken aynadaki halime gözleri açarak baktım.

"Len bu üstünde ki ne!" Açık ağızımı kapatarak halime baktım.

Ben bu kılıkla mı Kartal'ın karşısına çıkmıştım!

Oha! Çüş!

GÜL 🥀Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin