Selam canlarım.
Hoş geldiniz.
Keyifli okumalar.
"Acıdı mı?" Islak mendilini geri çektim yavaş yavaş kenarda ki kan lekelerini silmeye başladım. Pür dikkat yaptığım iş biraz olsun kafamı dağıtmıştı. Abim Kara'yı unutmuştum bile. Geri çekildiğim an bana hayranlıkla bakan Kartal'ı gördüğüm an hızlıca önüme döndüm.
Elimi avuçları arasına alarak öptü.
"Teşekkür ederim."
"Paris nasıl bir yer?" Konuyu değiştirmek değildi amacım birileriyle bir şeyler konuşmaya ihtiyacım vardı sadece.
"Paris güzel bir şehir tıpkı senin gibi.. Büyüleyici." Başımı ona doğru çevirerek onun sözlerini dinlemeye devam ettim.
Gözlerimin içine bakarak anlattığı Paris'i dinledim. Sonra bir kaç arkadaşı ile de tanıştıracağını söylediği an kafamı salladım. Bulutların üstünde süsülürken gözleri Kartal'dan çekerek uçağın küçük penceresinden dışarıya hayranlıkla baktım.
"Bu.. Bu harika! Kartal baksana şu güzelliğe." Elimle dışarıda ki bulut şölenini gösterdim. Sanki sihirli anneme ışınlanmıştım yada onların dünyasına gelmiştim. Gözlerimin hayranlıkla izledi gökyüzünde ki cenneti.
Bakışlarımı Kartal'a çevirdim onunda benim gibi gözlerinin içi gülüyordu ama sebebi dışarıda ki cennet değildi. Gözleri benim cennet olduğumu sanıyordu galiba.. Yutkunarak bakışlarımı bulutlara çevirdim. Bazı insanlar uçaktan korkardı değil mi? Acaba sebebi neydi aşağıdan kopmamak mı istedikleri. Oysa yukarıya baksalar sorun olmazdı.
Uçak inince Kartal ile beraber önceden ayarladığı otele geçtik. Otele geldiğimiz an aklımda tek bir soru, yüreğimde tek bir korku vardı. Kartal'a sormaya çekinerek yanında yürümeye devam ettim.
Terleyen alnımla derin bir nefes aldım. Kulaklarım çınlamaya başladı. Beraber geldiğimiz kattaki odanın önünde durduk. Kartal elinde ki kartı okutarak açtı, eliyle bana içeriyi gösterdi. Önce Kartal'ın yüzüne sonra bana gösterdiği odaya baktım. Ellerimi sıkarak Kartal'ın önünden daya girdim. Kırmızı renk ile dizayn edilmiş odaya baktıkça yanaklarım kızarmaya devam etti.
"Gülüm ben yan tarafta ki odada olacağım. Bilgin olsun, sende dinlen akşam seni güzel bir yere götüreceğim." Kartal'ın sözleri ile derin bir nefes çektim omuzlarım havalanıp geri eski haline indi. Rahatlamıştım, bir an onunla aynı odada kalma korkusu peyda etmişti ruhumu. Ona doğru yüzümü dönerek baktım. Kapıdan içeri bile girmemişti..
Elinde tuttuğu valizini de alarak kapıyı kapattı. Kartal'ı ben mi yanlış tanımıştım yoksa omu kendini bana yanlış tanıttırmıştı.. Kendime bile itiraf etmekten korktuğum bir gerçek vardı. Kartal'ın bazı ince davranışlarına düştüğüm doğruydu. Telefonuma gelen bildirim sesiyle cebimden çıkardığım telefonun ekranını açtım. Okuduğum mesajla kaşlarımı çattım.
Ne yaptın arkadaşım Paris güzel mi? Neyse be sizi balayında rahatsız etmeyim yıldırım çifti. Çoğalın gelin, ben dayı olmak istiyorum.
Son sözlerine hayretle okudum.
Hamza Mahir kesinlikle manyaktı!
Çoğalmak ne!
Kartal'la mı!
Kim düşmanının karısına böyle bir mesaj atardı! Tabi ki Hamza Mahir.
Kim kocasının düşmanıyla arkadaş olurdu? Tabi ki ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL 🥀
Novela JuvenilKitap kapağı:Bataklikyakamozu ❤ Günün birinde herkesi ölmemesi için ikna eden kız, intihar etmiş... Yüzümde ki içten gülüşle ellerimi ona doğru uzattım "Kartal abi topumuzu ver. Devran'la top oynayacağız.", dedim. Kartal abi kara basan gibi yüzünde...