Challenges of being a senior sibling [BL] [Tamamlandı]

4.Bölüm

Bebeklerim. Pamuk eller yorumlara. Sizin için sınav haftamda bile uğraşıyorum. Bol bol yorum görmek istiyorum. ❤

Önceki bölüm

Chen Gongjun'un yüzü soldu. Arındırma? Aklına inek kanında yüzen Yun Feng'in görüntüsü geldi ve ürperdi.

-Yok..yok istemez!
.
.
.
.
.
.
Mert, daha fazla dinle şaka olmayacağını düşündü. Chen Gongjun ile yeterince dalga geçmişti. Hafifçe gülümsedikten sonra konuştu.

-Bu kadar korkmana gerek yok. Sadece dalga geçiyorum. Yemek yapacaktım.

Chen Gongjun, derin bir iç çekti. Rahatlamıştı. Aklında ki tuhaf görüntüleri silmek içine biraz başını salladı ve merakla sordu.

-Kıdemli kardeş Yun Feng, sen yemek yapmayı biliyor musun?

Mert, başını salladı ve onayladı. Ayırdığı etlere bir bakış attı ve konuştu.

-Şurayı tut da derisini keseyim.

Chen Gongjun'un yüzünde tuhaf bir ifade belirdi. Yine de denilen yeri tuttu ve bekledi.

Mert, kılıcın keskin tarafı ile deriyi hızla ayrırdı. Kısa sürede ortak bir iş birliğinin sonunda deriler ayrıldı ve temiz etler kaldı.

-Anne, büyük bir tencere getir!

Yun Ming, hızla evin içinden bulabildiği en büyük tencereyi getirdi. Bir kazan gibiydi. Bakırdan yapılmıştı.

Mert, annesinin merakla Chen Gongjun'a baktığını görünce konuştu.

-Arkadaşım anne. Tarikattan. Dışardaymış, beni görünce selam vermek istedi.

Mertin ters bakışları ile Chen Gongjun, ayağa kalktı ve hafif eğilip konuştu.

-Merhaba, bir selam vermek istedim. Kıdemli kardeşimi görünce şaşırdım. Siz..

Feng Ming, hemen gülümsedi ve biraz Chen Gongjun'u inceledikten sonra konuştu.

-Ah, canım. Oldukça yaralanmış görünüyorsun. Sen iyi misin?

Mert, annesi ve Chen Gongjun arasında ki konuşmayı dinlemek yerine bir ateş yaktı ve tencereyi ateşe koyduktan sonra konuştu.

-Anne, bana su getirsene. Oldukça çok olsun. Kazanı dolduracağım.

Kısa sürede kazana su koyuldu ve ineğin kellesi ve paçası yerleştirildi. Mert, iyice temizlemişti. Biraz pis bir iş olsa da yapılmıştı. Köyünde zaten pis işler hep ona yaptırılırdı. Ayrıca zamanını hep kocakarılar ile geçirirdi.

Mert, kısa sürede aldığı baharatları kullandıktan sonra kazanda pişen çorbayı karıştırdı ve kazanın ağzını kapatıp derin bir iç çekti.

-Oh, sonunda bitti.

Chen Gongjun ve Yun Ming, tuhaf bir şekilde yemeğe ve Merte bakıyordu.

-Imm, kıdemli kardeş Yun Feng...bu yemek nedir?

-oğlum, yemek yaptığını bilmiyordum. Tarikatta gelişimci mi oldun yoksa aşçı mı? Doğru söyle.

Mert'in yüzünde tuhaf bir gülümseme belirdi. Gururla başını kaldırdı ve elini beline attıktan sonra konuştu.

-Öylesine öğrendim. Her neyse yemeğin ismi Kelle-paça. Antik metinlerde şifa kaynağı bir yemek olarak geçiyor. Antik bir yaratık kullanamayacağım içine inekle yaptım.

Mert, şuanda resmen götünden sallıyordu. Fakat bu insanlara ne diyebilirdi ki?

-Ben aslında başka bir dünyadan geldim. Çinli bile değilim. Ah doğru ya sizin dünyanız aslında bir kitap.