özel bölüm 2

774 109 29
                                    

Okunmalar azalmış. Gerçekten de sildiniz mi? Bu kitaba ara sıra döneceğim çünkü seviyorum. İyi okumalar.🙂

-Anıl, benimle gelmelisin! Gerçekten de tek gitmek istemiyorum. Hadi ama kardeşim!

Anıl, bıkmış bir şekilde Mertçe baktı. Bin defa söylemişti. Fakat Mert anlamamakta direniyordu.

-Bak güzel kardeşim, işim var diyorum. Sonra nereye istersen gideriz.

Mert, Anıl'ın isteğini reddetmesine üzgünce baktı ve dudak büzdü. Wang Laohu'nun doğum günü için hediye seçmek için çarşıya gidecekti. Fakat tek gitmek istemiyordu. Diğerlerine de söylemişti fakat şans bu ya, herkesin işi vardı.

-Peki tamam. Tek başıma giderim.

Mert, Anıldan ayrıldıktan sonra elleri cebinde yürümeye başladı. Bir yandan da yolda ki mağazalara bakıyordu.

Wang Laohu, zengindi fakat o değildi. Orta halli ama değerli bir hediye vermek istiyordu. Bir süre etrafı gezdikten sonra gözüne dövmeci çarptı.

Wang Laohu, bir kaç gündür internette gördüğü çift dövmesini yaptırmak için ısrar ediyordu. Fakat Mert korktuğu için yaptırmıyordu.

Belki de ufak bir dövme yaptırabilirdi. Acıtırsa da dayanabilirdi. Yine de o büyük iğnelerin deri altına sokulup de mükkep dökülmesi korkutucuydu.

Bir süre daha dövmeciye baktıktan sonra en sonunda içeri girmeye karar verdi. Küçük bir mağazaydı. Bazı resimler asılmıştı. Her tarafı dövme kaplı bir kadın, ağzından sakızı ile bilgisayara bakıyordu.

Kadın, Mert'in geldiğini görünce sakızını şişirdi ve patlattı.

-Müşteri misin yoksa öylesine mi bakmaya geldin?

Mert, kadına gıcık olmuştu. Yine de merakla sordu.

-Küçük bir dövme yaptırmak istiyorum. Bir isim yazılacak. Ne kadar tutar?

Kadın, bir kez daha sinir bozucu şekilde büyük sakızını şişirdi ve patlattı.

-Nereye yaptıracaksın? Sana 150 olur.

Mert, bir süre düşündü. Pek belli olan bir yere yaptırmayacaktı. En sonunda karar verdi. Sırtıma yaparsanız çok acır mı?

Kadın, oturduğu yerden kalktı ve utanmazca mert'in t-shirt'ünü kaldırıp baktı. Yüzünde çarpık bir gülümseme oluşmuştu.

-Vay, kaslısın. Pek acımaz. Ne yazdıracaksın?

Mert, telefonundan Wang Laohu'nun isminin Çince yazılışını gösterdi ve konuştu.

-Bunu istiyorum.

Kadın, yazıya baksa da ne olduğunu anlayamadı. Merakla sordu.

-Bu neyce? Korece ya da çince falan mı?

Mert, yarım ve zoraki bir şekilde gülümsedi. Kadına giderek daha da gıcık oluyordu.

-Yapamaz mısın?

Kadın, omzunu silkti ve ağzını açıp cırtlak bir sesle bağırdı.

-Hey, kaşar! Uyan, müşteri geldi!

Dükkanın içinden bir başka kadın uykulu bir şekilde geldi. 160 boylarında tatlı bir kadındı. Kısa pembe saçları vardı. Mert'i görünce gözleri parladı.

-Nereye, ne yapılacak?

Mert, bu gelen kızın daha iyi olduğunu hissetti. Yazıyı bir kez de ona gösterdi.

Challenges of being a senior sibling [BL] [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin