Önceki bölüm
Tereddütle bir kaşık yedikten sonra ne düşüneceğini bilmedi. Bir kaşık daha...bir kaşık daha derken bir de bakmıştı ki tabak boşalmıştı.
Mert, Da Fu'ya bir tabak daha yemek koyarken söylendi.
-Beğendin mi?
.
.
.
.
.
Da Fu, yemeği çok beğenmişti. Yine de bunu açıkça söylemedi.-Eh işte. Tuhaf bir yemek.
Mert, yüzünü buruşturdu. Zoraki bir şekilde gülümsedi ve biten tabağa biraz daha koydu.
-Sensin tuhaf göt lalesi! Mal, gerizekalı Da Fu! İstesen de istemeden de yiyeceksin! Yalancı piç! Şeytan diyor ki ağzının ortasına bir tane yapıştır!
-Hayır, ben imanlı sayılan biriyim! Sakin ol adamım! Şimdi dövme. Sonra şaka ayağına yapıştırırsın bir tane rahatlarsın!
Mert, bir plan yaptı. Biraz daha yakın oldukları zaman kesinlikle onun ağzına ağzına vuracaktı.
Bir anda dışardan bir çığlık duydu!
-Ağhhh! Yanıyorum! Acıyor! İmdat!! Ağh...Yanıyorum!
Mert, çığlıkları duyduğu anda hızla dışarı fırladı. Bir çocuk, büyük bir ateş yakmıştı. Belli ki bir şey yakıyordu. Çıkan kokuya bakılırsa çöpleri yakıyordu.
Çocuk, biraz uzakta yerde debeleniyor ve çığlıklar atıyordu. Kolları ters bir şekilde bükülmüştü. Ağzı kaymıştı. Yüzünde tuhaf damarlar çıkmıştı. Ağlıyordu ve acı çekiyordu. Herkes onun uzağında toplanmış ve korkuyla bakıyordu.
Mert, bu çocuğa ne olduğunu anlayamadı. Toplanan çocuklara gitti ve merakla sordu.
-Neler oluyor?
Çocuklardan biri, yerde kıvranan çocuğu işaret etti ve konuştu. Korku ve dehşetle bakıyordu.
-O çocuk, yapma dememize rağmen çöpleri yaktı. Kötü ruhlar tarafından ele geçirildi!
Mert, kaşlarını çattı ve olayları anlamaya çalıştı. Bir anda aklında bilgiler belirdi.
Bu dünya da Jin denilen bir ırk vardı. Pis kokulara çekilirdi. İğrenç bir ırktı. İnsanlardan ve meleklerden nefret ederdi. Onlar şeytanların bir alt soyuydu.
Jin'ler, bir ateş enerjisinden oluşan enerjisel varlıklardı. Pis olan her şeye yaklaşırlardı. Bazen durduk yere insanlara bulaşır ve onları delirtmeye çalışırdı. İnsanları bir oyuncak gibi görürlerdi. Kavimler halinde göçebe yaşarlardı.
Burada ki insanlar onları kötü ruhlarla karşılaştırırdı. Fakat kötü ruhlara nazaran daha tehlikeli ve korkutucu bir ırktı.
Mert'in aklına bir anda dünyada ki Cinler geldi. Hemen hemen benziyordu. Tüyleri ürperdi.
-Ananı sikeyim! Siktir! Korktum aq! Ben asla yapamam. En iyisi uzak durmak!
Mert, yavaşça geri çekilmeye çalışmıştı ki çocuk bir anda belini büktü. Bir hayvan gibi ters bir şekilde elleri ve ayakları yerde ilerlemeye başladı. Boynu ters çevrildi ve kırılma sesleri yankılandı.
Mert, dehşete düşmüştü. Tüm vücüdu titredi. Korkudan gözleri yaşarmıştı.
Çocuk, kendisine ait olmayan gür ve kalın bir sesle konuştu.
-Hahahah...bir melek görmeyeli çok olmuştu. Bu beden artık bana ait! Hahahaha...
Mert, dişlerini sıktı. Geriye çekildi ve çocuktan uzak durdu. Aklına gelen şey musallattı. Bunu çok duymuştu. Anneannesi, döve döve Mert'e dua ezberletmişti. Her dua içinde para vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Challenges of being a senior sibling [BL] [Tamamlandı]
FantasyBir türk olarak zor zamanlar geçirdim. Her zaman Wuxia türü çin novelleri okuyordum. Bir çin hayranıyım. Eh, eskiler "Bir şeyi çok istersen gerçekleşir" derlerdi. Bu benim de başıma geldi. Beni kıskanmaya devam edin! Bu kitap BL'dir. Küfür ve smut...