29.Bölüm

724 107 66
                                    

Önceki bölüm

Wang Laohu, bu sefer başaracağına inanıyordu. Aklında her şeyi planlamıştı. Şu anda evdeydi. O da ilk işi olarak Mert'i ziyaret edecekti. Ona bir tane vuracaktı. Bunu hak ettiğini düşünüyordu.
.
.
.
.
.
.
Wang Laohu'nun uçak yolculuğu sakin bir şekilde başlamıştı. Toplam da 9,5 saat sürecekti. Mert'in evine ulaşmak da 2 saat sürecekti. Hepsini en ince detayına kadar hesaplamıştı.

Şu anda saat gece 2 idi. Bu saatte çıkmasının sebebi elbette Mert'in evine en uygun zamanda ulaşmaktı. Öğlene doğru Mert'in evine gidecekti.

Gece yarısı gelseydi kesinlikle komşuları rahatsız olurdu. Ayrıca Mert, uyandırılmaktan hiç hoşlanmazdı.

Pazar öğle civarı buluşmak...

Bilerek Mert'in tatil gününü seçmişti. O zaman rahat rahat konuşabilirlerdi.

Wang Laohu, hafifçe gülümsedi ve gözlerini kapattı. Biraz uyku zamanın daha hızlı geçmesini yardımcı olurdu.
.
.
.
Wang Laohu, gözlerini açtığında sabah olmuştu. Rüyasında uçurumdan düştüklerini görmüştü. Artık eski bir anıdan başka bir şey değildi. Saatine baktığında uçağın inmesine 2 saat kaldığını gördü.

İyi bir uyku çektiği söylenebilirdi. Her ne kadar rüyası rahatsız edici olsa da. Özel şeften yemeğini getirmesini rica etti.

Yemeğini yerken gökyüzüne bakıyordu. Kendi geldiği dünya da bu yüksekliğe çıkmak için çok güçlü olması gerekiyordu. Belki bir kaç yıl daha orada kalsaydı o da uçabilirdi.

Artık o tür bir gücü arzulamıyordu. Arzulasa bile elde edemezdi. En büyük güç paraydı. O da zengindi. Yani dünyanın sayılı güçlü insanlarından biriydi.

Her dünya da Mert, ondan daha yaşlı ve daha güçlü olmuştu. Şimdi ise işler tersine dönmüştü. Bir kaç ay olsa bile o daha yaşlıydı. Parası sayesinde de ondan daha güçlü olduğu söylenebilirdi.

Hayat çok garipti. İşlerin ne zaman tersine döneceğini bilemezsiniz. Onun için büyük bir şanstı. Onun en büyük şansı Mert'i takip etmekten gelmişti. Ayrıca en büyük şanssızlığı da denilebilirdi.

Wang Laohu, hafifçe gülümsedi. Kanı kaynıyordu. Mert'i canlı bir şekilde karşısında görecekti. Elinden kaçamayacaktı. Buna izin vermeyecekti.

Zaman hızla geçti..

Wang Laohu, uçak indikten sonra kontrollerden geçti ve arkasında ki korumalarla bir taksi kiraladı. Bu Türkiyeye ilk gelişiydi. İnsanlar çok garipti. Çok fazla Türkçe konuşan insan vardı. Bazıları birbirine benziyor gibiydi.

Aslında bir araba ayarlanabilirdi fakat o zaman da çok mafya tarzı olacağını düşünüp vaz geçmişti. Malum türk dizileri sayesinde öğrenmişti.

Uzun boyu ve farklı görünümü bir de arkasında ki korumaları ile insanların dikkatini çekiyordu.

-Vay çok yakışıklı! Ünlü biri mi acaba?

-Kesin zengin bir ailenin çocuğu!

-Koreli gibi gözüküyor!

-Neden türkiye gibi bir yere geldi ki?

-Çok yakışıklı. üstüne atlayıp kaçırasım var.

YN:😀

Wang Laohu, arkasından söylenen konuşmaları dinlediğinde kıkırdadı. Türkler çok dedikoducuydu. Onu kaçırmak mı istiyorlardı? Hehehe..

Wang Laohu, taksi şöförüne Mert'in evinin adresini verdi. Arkasında 3 taksi daha vardı. Buraya gelmeden önce 1000 dolarını türk parasına çevirmişti. Yığınla parası vardı.

Challenges of being a senior sibling [BL] [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin