*3*

61.3K 1.4K 1.3K
                                    

" Senin ne işin var burada??"

İki farklı kişiden çıkmış şaşkınlıkla söylenen o sözler bana ve Doruk ' a aitti.

" siz tanışıyor musunuz ?"

Caner amca şüpheyle ikimizi süzüyordu. Evrim abla sorusuna yanıt isteyen bir şekilde bakıyordu. Ağzımı açıp kapattım. Ne diyecektim ki? Az kalsın tecavüze uğrayacakken oğullarının beni kurtardığını mı? Kesinlikle beni şutlarlardı.ağzımı tekrar açtığımda Doruk ' un erkeksi sesi araya girdi.

" yolda düştüğü için yardım ettim burda görünce de şaşırdım anne bu kadar"

Ona dönüp gülümsediğimde gözlerini devirdi .
Salak ya.

Evrim abla endişeyle bana döndü.

"iyi misin tatlım ayy çocuk ilk günden düşüyor ya başına bir şey gelirse? Yoksa kırık mı v–"

"evrim abla iyiyim sadece üstüme kirlendi bir şeyim yok"

Evrim abla biraz tereddüt etse de sonunda inandı.

"pekala Doruk sana odanı göstersin bir duş al , üstünü değiştir sonra da aşağı gel yemek yiyelim"

Başımla onaylayıp teşekkür ettikten sonra Doruk'a döndüm. Yüzüme ifadesiz bir şekilde bakıyordu. Israrcı bakışlarımı üzerinde tuttum . Sonunda oflayıp ayağa kalktı ve homurdanarak merdivenlere doğru gitti . Tabi bende peşinden. koridorun sonunda ki kapının önünde durdu.

"burası senin odan sağdaki banyo. Yan oda benim umarım akşamları ses çıkarmıyorsundur yoksa saat kaç olursa olsun gelir seni döverim"

karşımda ki normal bir çocuk olsaydı yüzüne çemkirirdim ama karşınızda bir sadist varsa açıkçası yemiyordu.

"masumlara zarar vermediğini söylemiştin"

bir süre bana baktıktan sonra cevap verdi.

" Gözümde masum kategorisinde değilsin"

"neden?"

Sesim kedi yavrusu gibi çıkmıştı.

"Görünüşün. Üzgünüm ama senden iyi kaltak olurdu. Belkide öylesindir."

bakışlarındaki sorgulayıcılık sinirlerimi bozuyordu ama sürekli kendime hatırlatıyordum. Sakin ol Bulut , seni üzmeye çalışıyor, unutma o bir sadist, bilerek yapı–

"sen kime kaltak diyorsun be!"

Al işte tam bir malım. Gözlerini kısarak beni süzdü . Ona sinirle bakıyordum.

" yani kaltak olmadığını ima ediyorsun ? "

"öyle değilim!"

"kim demiş?"

"sen...ah! Gerizekalı!"

Ona omuz atmaya çalışıp– ki o bana omuz atmış gibi oldu– odama girdim. O beyinsiz yardım etmedi diye bavulu merdivenlerden çıkarana kadar canım çıkmıştı.bavulu açıp içindekileri beyaz dolaba yerleştirdim dolapta benim kıyafetlerimin dışında pantolonlar tshirt ler ve yazlık şort ve elbiseler vardı. Oda eski odam kadar olmasa da büyüktü ve siyah–gümüş renklerle döşenmişti . Beyaz giysi dolabı, siyah çift kişilik bir yatak siyah çalışma masası, ve yerde renkli ve büyük yastıklar vardı. Gerçekten hoş bir görünümü vardı. Dolaptan kısa kot şort ve siyah üzerinde ' Nirvana' yazan tshirt ümü aldım. Yeşil iç çamaşırlarını da aldıktan sonra odadan çıkıp banyoya ilerledim . Sıcak suyu açıp küvet dolarken aynadan kendime baktım. Kumral saçlar , ruhsuz bakan yeşil gözler , soluk bir ten. Kısaca ben. Evet dışardan bakılınca erkeklerle arasından su sızmayan kızlara benziyor olabilirdim ama 18 yaşında olmama rağmen kimseyle çıkmak istememiştim. Asla bir hafta süren bir ilişki bittikten sonra ağlayan hemcinslerimden olmamıştım. Aşkın özel olduğunu biliyordum ve her şeyi gerçekten seveceğim adamla yaşamak istiyordum.

Üzerimi çıkartıp kabinin perdelerini çektim ve küvete girdim. Sıcak su tenimle temas ederken ben ailemi düşünüp kendimi ağlamamak için sıkıyordum . İsteğim dışında asla ağlamazdım ama bu olanlar yüzünden güçsüz duruma düşmüştüm . Yaşlar yanaklarından düşerken bir hıçkırık kaçtı dudaklarımdan. Bu öyle boktan bir durumdu ki. özlüyorsun ama göremiyorsun, seviyorsun ama affedemiyorsun kızgın olsanda nefret edemiyorsun. Bir süre sakinleşmeyi bekledikten sonra vücudumu durulayıp kabinden çıktım. Üzerimi giyinirken düşüncelerimi def etmeye çalışıyordum. Saçımı tarayıp kuruladıktan sonra saçlarımı dağınık topuz yapıp aynadan kendimi süzdüm . Saç şekillendirme konusunda doğuştan bir şansım vardı. Siyah tshirtümün tek omzu açık olduğu için yeşil çamaşırımın askısı görünüyordu ve güzel duruyordu . Banyodan çıkıp aşağıya indim ve sofrada beni bekleyen yeni aileme gülümsedim  . Her ne olursa olsun artık onlarla kalacaktım ve yeni ailem olarak sayacaktım . beni görür görmez yemeğe başlayan öküze gözlerimi devirdim ve onun yanındaki sandalyeye kuruldum.

"bir daha bana gözlerini devirirsen onları oyarım"

kafamı 'he he' der gibi salladım . O kadar da değil. Bir süre bana bakıp yemeğine devam etti . bende yemeğime döndüm ve masadaki tek konuşması bu oldu.

Evrim ablaya masayı toplamada yardım ettikten sonra, Caner amcayla muhabbet etmeye başladık. Doruk odasına çıkacağını söyleyip gözden kayboldu. Uykum bastırdığı için konuşma sırasında sürekli esniyordum.

"Bulut hadi odana çıkta dinlen yol yorgunusun"

Başımı sallayıp iyi geceler dedikten sonra yavaş adımlarla merdivenleri çıktım. Elimde olsa şuraya kıvrılıp yatardım. Daha odama gelmeden bileğimde bir el hissettim ve sağa doğru çekildim. Çığlık atacağım sırada Doruk' un eli ağzıma kapandı ve beni kendi odasına çekiştirdi. Beni kapıyla kendi nedeni arasına sıkıştırırken eli hala ağzımı kapatıyordu. Elini çekince öfkeyle soludum.

"delirdin mi be! Ne tecavüzcüler gibi ağzımı kapatıp kapılara sıkıştırıyorsun?"

"bazı şeyleri bilmediğin için kızmıyor olabilirim ama bu öğrenemeyeceğin anlamına gelmez . Şimdi ceza zamanı."

"ne öğrenmesi , ne ceza... n–ne yapıyorsun?"

Doruk boynumu öpüyordu! Öpüyordu. Boynumu. Doruk. Şoktan çıkıp itmeye çalıştım ama milim kıpırdamıyordu. Heyecan ve korku karışımı bir duyguyla elim ayağım birbirine dolandı . Kalbimin hızı saniyede bir milyon kere atıyor gibiydi . Dili devreye girince heyecanım daha da arttı. Ne yapıyordu bu gerizekalı ve ben neden konuşmuyordum?

" d–doruk ne ya.. Yapıyorsun? b–bırak lütfen"

Doruk başını kaldırıp gözlerime baktı .

"neden hoşlanmıyor musun?"

Cidden sinirimi bozuyordu. Ağlama isteğim tekrar baş gösteriyordu.

"saçmalama. Bırak beni yoksa bağırırım."

"bende sustururum"

Bağırmak için ağzımı açtığımda dudaklarımda bir baskı hissettim. Kalbim yerinden çıkacaktı sanki. Doruk dudaklarını hareket ettirirken donup kalmıştım ne karşılık veriyor ne de karşı çıkıyordum . Ağlamaya başlamıştım.Doruk alt dudağımı ısırıp geri çekildiğinde bacaklarının bağı çözüldü. Neredeyse düşecekken tuttu beni.

"ne var? Sanki hiç yapmadığın şey. Neden ağlıyorsun iğrendin mi?"

Biraz alayla birazda sinirle konuşuyordu. Kollarını itip yumruğumu burnuna geçirdim.

" bana sürtükmüşüm gibi davranmayı kes ! Bu ilkti tamam mı ? İlk öpücüğümdü ve senin gibi bir şerefsiz aldı. Ben sürtük değilim."

Daha çok kendi kendime sayıklar gibiydim. En hassas noktamdı bu . Asla o kelimeyi hak edecek birşey yapmamıştım, yapmazdım. Doruk tekrar beni tutmaya yeltenince burnundan akan kana bulanmış yüzüne tiksinerek baktım ve odadan çıktım. Odama girdiğimde üstümü değiştirmeden direkt yatağıma yattım. Tam anlamıyla bok gibi bir gün geçirmiştim  . Bok gibi.

SadistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin