Güneş ışıklarıyla uyandım demeyi çok istesem de , ne zaman horoz sesi koyduğumu hatırlayamadığım lanet olası alarmın kulağımı patlatma çalışmalarıyla uyandım. Hiçbir zaman erken kalkmayı seven biri olmamıştım zaten. Bu gün yeni okuluma başlıyordum Doruk ile aynı devlet okuluna gidecektim . Çok belli olmasın diye koleji kabul etmemiştim ve embesil bir sadistle aynı okulda okuyacaktım . Aman ne güzel. Henüz formaları almamıştım bu yüzden bu gün kot şort , beyaz sweet , iç çamaşırlarımı ve havlumu yanıma alıp odadan çıktım. sağ çaprazda olan banyoya ilerlerken Doruk'un odasının kapısı açıldı ve üstünde eşofman altı dışında bir şey olmayan Doruk kapıda göründü. Onu görünce adımlarımı hızlandırdım ve banyoya girip kapıyı arkamdan kilitledim. Belki bu davranışım ona abartı gelebilirdi ama ben böyleydim. Bir kişi zoruma giden bir şey yapmışsa kolay affetmezdim. Kendimden taviz vermezdim ve duygularımı saklardım. Asla kolay gülen biri değildim. Çevremdekileri soğuk bakışlarımla uzaklaştırır karanlığıma almazdım . Çünkü insan en çok yakınlarından zarar görürdü, en çok yakınları zayıf düşürürdü ve korkuturdu. Benim tek yakınım ailemken artık bir yakınım yoktu , zayıf noktam, beni korkutan bir şey yoktu artık. Bu güçlü olmam için bir fırsattı ve bunu değerlendirecektim.
Üzerimi giyindikten sonra saçlarımı taramaya başladım. Küçük bir tutamına veda ettikten sonra kuruttum ve yandan dağınık bir örgü yaptım , rimel ve parlatıcıdan sonra çantama kalın bir defter tıkıp omzuma attım ve aşağıya indim.
" günaydın Esin abla"
" günaydın tatlım geç masaya bizim uykucular da birazdan gelir"
Gülümseyip müthiş kahvaltı masasında yerimi aldım. Az sonra merdivenden aşırı gürültülü sesler gelince başımı o tarafa çevirdim. Doruk önde Caner amca arkada aşağıya koşuşturuyordu . Doruk salona doğru koşarken Caner amca Doruk'un üstüne atlayınca ikisi birden yere düştü . Evet kolay gülen biri değildim ama bu manzara karşısında ben bile dayanamayıp küçük bir kahkaha attım. Sesimle birlikte bana döndüler. Caner amca sırıtarak bana baktı ve göz kırptı
"günaydın Bulut "
"günaydın"
kahvaltı da normal konulardan konuşarak yemeğimizi yedikten sonra Doruk ve ben sofradan kalkıp diğerlerine veda ederek evden çıktık. Okul yürüme mesafesiyle 15 dakikaydı. onunla konuşmaya hiç niyetim yoktu ve olmayacaktı da.bir süre sonra kolunun sertçe çekilmesiyle dengemi kuramayıp yere düştüm ve yanımda düşmemi sağlayan Doruk'u da götürdüm. Resmen kaslarıyla eziyordu şu an beni.
"Doruk kalksana üstümden!"
Bir süre yüzüme baktıktan sonra ellerinden destek alarak doğruldu. Ama hala kalkmamıştı.
"sence de biraz fazla tepki göstermiyor musun? O an istedim ve öptüm. Eğer ilk öpücük takıntısı olan bir kızsan ben öyle 'öpüştük hadi sevgili olalım ' diyebileceğin biri değilim."
Sinirle onu üzerinden itip ayağa kalktım.
" yanlış tahmin. Ben öyle bir kız değilim. Zaten umrumda olan o değil. Bana ima ettiğin şey. Bir insanı tanımadan yargılama hakkını sana kim veriyorsa söyle ona bunu benim üzerimde denemesin"
" bak umrumda olmaması gerekiyor ama garip bir şekilde yanılmış olmam kötü hissettiriyor.bunu neden sana söylediğim hakkında hiçbir fikrim yok ama kötü hissetmen lanet olsun ki iyi hissettirmedi."
Donuk gözlerle bakmaya devam etsem de içten içe şaşırıyordum. Bir sadistin böyle bir durumda zevk alması gerekmez miydi? Doruk beni gün geçtikçe şaşırtıyordu. Tekrardan yürümeye başladım. Arkamdan geldiğini biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist
General FictionBedenimi acıdan titretirken , ruhumu binlerce parçaya bölebiliyordu .gözlerinde en ufak bir pişmanlık bile bulamazken acı çektirmekten zevk aldığı yüzünden okunuyordu. O bir sadistti . Ve ben bir sadiste aşık olmuştum .