Her nefeste burnuma dolan erkeksi koku ile mayışıyor daha fazla uyumak istiyordum. Ancak dün gece Doruk ile uyuduğumu hatırlayınca ister istemez gözlerim aralanmaya başladı. Çocuğa ahtapot gibi yapışmıştım resmen. Kollarımı beline dolamıştım ve kafamı da göğsüne gömmüştüm. Üstünde giysi namına sadece boxer olduğunu göz önünde bulundurursak bu pozisyon bayağı yanlıştı. Kalkmaya yeltendiğimde ise beni engelleyen Doruk'un bacağı olmuştu. Sağ bacağını bacaklarımın üzerine attığı için hareket alanımı kısıtlıyordu. Anlaşılan kıpırdamam onu rahatsız etmişti çünkü Doruk homurdanmaya başlamıştı.
"Rahat dursana kızım! Uykumun içine ettin be"
Ve ardından beni yanına çekerek kollarını belime doladı. Harika(!) artık kafamı bile oynatamıyordum. Tek iyi yanı kafamın boynuna gömülü olması ve o güzel kokusunu daha çok alabilmemdi.
"Doruk ben kalkmak istiyorum. Bıraksana ya!"
Sıkıntıyla nefesini verdi.
"Eğer ben uykumu alana kadar tek kelime daha edersen annemi buraya çağırırım. Ve bil bakalım ne olur?"
Ben cevap vermeyince kısık sesle güldüğünü duydum. Alçak dalga geçiyordu benimle! Ailesinin bişey demesinde değildim ki ben. Sonuçta ikimizde gençtik ve birbirimize ilgi duymamız normaldi. Ancak ailesi böyle bişey düşünürse amcam beni direkt alırdı buradan.
Bir süre sonra Doruk yatakta yuvarlanıp üzerime çıkınca ona manda yavrusu görmüş gibi baktım.
"Doruk? Napıyorsun?"
Bana cevap vermeden boynumu öpmeye başlayınca bir an nefes almayı unuttum. Bu çocuğun bendeki etkileri çok büyüktü. Nefeslerim sıklaşırken onu üzerimden atmaya çalıştım ama tabiki başarılı olamadım.
"B-bırak. Lütfen"
Beni dinlemeden köprücük kemiğime minik ısırıklar bırakmaya başladı. Kendimi çok garip hissediyordum. Buraya geldiğimden beri yapmam dediğim ne varsa yapmaya başlamıştım. Ve bu durum beni korkutuyordu. Onun dediği gibi birgün sadece ondan ibaret olmaktan korkuyordum. Doruk öpücüklerini boynumdan yukarıya yönlendirmeye başlarken daha fazla nefes almak için çabalıyordum. Dudaklarım yanıyordu sanki ve onun dudaklarıda suymuş gibi geliyordu. Sonunda dudaklarını yanağımda dolaştırıp dudağımın üzerinde durdu. Hareket etmiyor , sadece bekliyordu ve bu da beni delirtmeye yetiyordu. Hislerimi dizginleyemiyordum, onu deli gibi öpmek istiyordum. Ellerimi ondan kurtarıp saçlarına daldırdım ve baskı uygulayarak dudaklarımızı birleştirdim. Ona karşı büyük bir açlık duyuyordum. Sanki içimde iki tane ben vardı; biri bu yaptıklarım için kendimden nefret etmemi sağlarken diğeri daha fazlasını istiyordu. Öpüşmemiz giderek derinleşirken Doruk ellerini tişörtümün altından geçirip yukarıya doğru bir yol çiziyordu. Elleri göğsümün birkaç milim altındayken gelen sesle birlikte Doruk'u üzerimden ittim ve hazırlıksız olduğu için yere düşmesini sağladım.
"Doruk. Bulut. Hadi çocuklar kahvaltı hazır!"
Yukarıya doğru çıkan ayak sesleriyle neye uğradığımı şaşırdım.
"Annen geliyor!"
Doruk ayağa kalkarak umursamaz bir tavırla elbiselerini toplamaya başlarken bende onun nefes kesici vücudunu izliyordum. Cidden. Nefes kesiciydi.
"Biraz hızlı olsan diyorum"
İmayla söylediklerime karşı sırıttı.
"Manzarayı beğendiğini sanıyordum"
Ah! Tabi ya. Yine benimle alay ediyordu ve haklıydı.
Üzerini giyindikten sonra yine aynı rahatlıkla kapıya doğru yürüdü ve odadan çıktı. Bu süre zarfında yaptığım tek şey onu izlemek oldu. Kendimi toparlayıp odayı toparlamaya başladığımda Esin abla odaya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist
General FictionBedenimi acıdan titretirken , ruhumu binlerce parçaya bölebiliyordu .gözlerinde en ufak bir pişmanlık bile bulamazken acı çektirmekten zevk aldığı yüzünden okunuyordu. O bir sadistti . Ve ben bir sadiste aşık olmuştum .