Bizonlar ve Çekirgeler

671 88 37
                                    


☠️

Hayatım boyunca hiç, kumarhaneye benzeyen bir eve gitmemiştim. Hayatımda hiç, bir aşiretle tanışmamıştım.

Tamam, aşiret değillerdi ama baya soylu bir şeye benzedikleri kesindi. Ve evdeki herkesin, hizmetçisine kadar, beni dehşet içinde izlediklerini bilmek kendimi aralarında bit pazarında sutyen satan esnaf  gibi hissetmeme sebep oluyordu.

Evde istenmeyen bir böcek gibiydim. Zararlı, kaşıntı veren bir hastalık gibi benden olabildiğince uzak duruyordu herkes. Ama bu bakışlarda tiksinme ya da aşağılama yoktu. Sadece herkes aşırı şaşkındı.

Öyle şaşkınlardı ki, şaşkınlıkları beni de şaşırtmıştı. Hayatımda bu kadar şaşırılabileceğini bilmiyordum.

“Demek sen Erez’in kız arkadaşısın,” dedi Erez’in annesi Hümaşah Hatun.

Böyle söyleyince bir Sultan gibi geliyordu kulağa. Onun ne kadar intizamlı giyindiğini görseniz bana hak verirdiniz.

Bal köpüğü saçları arkadan sıkı topuz yapılmış, çıkık çene kemiklerinin daha da gerilmesini sağlamıştı. Kulaklarında, Erez’in bana teklif ettiği paranın beş katı edecek zümrüt küpeleri gözlerimi alıyordu.

Çin’den başlayıp Avrupa’ya kadar uzanan İpek Yolunu satın almış bir hava vardı kalem eteği ve minik taşlarla süslü ceketinde.

Ben Hümaşah Hanıma cevap vermek için dudaklarımı araladığım esnada, güya adabı muaşeret kurallarına pek hakim Erez Bey girdi araya. “Anne, Ahsen’in kız arkadaşım olduğunu söylemiştim.”

Evet, elimden tutarak eve girdiği sırada bir ferman okur gibi ilan etmişti bunu.

Kadıncağız bu gerçeği sindirebilmek için birkaç defa tekrar etme gereksinimi duyuyor gibiydi. Vallahi kırk kere de söylesem kulağa inandırıcı gelme olasılığı sıfırdı.

“Daha önce Ahsen’den bahsetmediğin için bunun nasıl olduğunu anlamaya çalışıyorum oğlum,” dedi kadın haklı bir imayla.

Oğluna uyarıcı bir bakış atıp samimi bir tebessümle bana döndü. İçimin yağlarının erimesi doğal mıydı? Erez annesinin bakışlarıyla omuzlarını düşürüp geriye yaslandığında bu kadını çok seveceğimi düşünmeye başlamıştım.

“Kusurumuza bakma Ahsen. Öncelikle çok şaşkın olduğumuzu ifade etmek zorundayım. Böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyorduk çünkü Erez planlı bir insandır. Hayatında neler olup biteceğini, iki adım sonrasını her zaman biliriz çünkü bizden bir şey saklayan biri hiç olmadı. Her zaman kitap gibi okunan, tahmin edilebilir biri olmuştur.”

Allah hakkı için buna hak vermek lazımdı. Erez’i bir aydır tanıyordum ve dosya gibi adamdı. On yıl sonra, Kasım ayının üçüncü günü, saat beşte ne yapacağını sorsam tereddüt etmeden söyler diye ödüm kopuyordu.

Zevkleri, kıyısı köşesi aşikar bir adamdı.

“Gel gör ki dakikalar önce oğlumu o kadar da iyi tanımadığımı öğrendim. Çizgisini aşmayı pek sevmez, takıntıları olan biri hiçbir zaman olmadı ama bulunduğu yörüngeyi hep sevmiş ve bağlı kalmıştır. Şimdi yolundan sapmasının iki sebebi olabilir. Ya körkütük aşık olmuştur ya da aklını kaçırmıştır. Ve benim ikisine de ihtimal vermem mümkün değil.”

Benim de değildi, inanın. Erez, aklı başında insanların tanrısı olabilirdi zannımca. Bu yüzden Hümaşah Hanıma dilimi yutmuş gibi bakarken mantıklı bir cevap arayışına girmedim.

“Hayat, biz planlar kurarken başımıza gelenler değil midir zaten?”

Erez yanı başımda gıkını çıkarmadığına göre gayet iyi ilerliyordum. Kurallar belliydi. Saçmalamaya, aşırıya kaçmaya gerek yoktu. Ben zaten kendim olarak da onları evlilik fikrinden soğutmaya yetermişim.

Ah, Sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin