Siyanür zehirlenmesi yaşıyorum. Gülüşü bir çeşit zehir. Bu yol bağımlılığa varmadan öldürüyordu. O denli etkili.
Belinden tuttuğum gibi yere indiriyorum ve boynuna dökülen kılların kaşındırmaması için banyo yapmasını öneriyorum. Uysal bir şekilde ç...
Çerezlik, tatlı, yormayan bir hikaye sunmak istedim sizlere. Sakız gibi uzatmayı gerek görmüyor ve tadında bırakmak istiyorum. Ah, Sen gerek bölüm uzunluklarıyla gerekse bölüm sayısı ile yeteri kusursuzluğa ulaştı benim gözümde. Kusurlu yanları elbette vardır ama bu hikaye geçmişte benim ilk göz ağrılarımdan biri.
Sizlerle paylaştığım için çok mutluyum, birer ikişer benimle fikirlerinizi paylaşma yüceliğini gösterdiniz. ❤️Bir sonraki bölümde, yani final bölümümüzde Erez ve Ahsen'i yalnız bırakmazsanız sevinirim. Beni seviyor musunuz bilmem. Bu önemli değil. Ama hala buradaysanız Erez ve Ahsen'i seviyorsunuz demektir. Gadasını aldıklarım sjdkdkdk
Düşüncelerinizi duymak için sabırsızlanıyorum, öpüldünüz kendinize cici bakın. ❤️
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şaşırtıcı bir şekilde parmağımdaki yüzüğün varlığına alıştım. Fotoğraf çekerken güneş ışığının altında parlamasını görmeyi, su içerken gümüşün cam bardağa çarpma sesini duymayı seviyordum.
Yüzüğü bilinçli olarak naif ve sade bir tarzda seçtiğini anlamamam için aptal olmam gerekirdi. Son derece kurnaz bir adama sahiptim. Erez'in kocaman bir taş ile gözlerimi kör etmek istediğini biliyordum. Karşıma o tarz bir yüzükle çıksaydı daha büyük bir tepki vereceğimin ve koşa koşa uzaklaşacağımın bilincindeydi. Bu yüzden sade bir nişan yüzüğü ile yetinmeyi tercih etmişti çünkü ona göre parmağımda ona ait bir şey olması Erez'e güvende hissettiriyordu.
Beni yanında tutabileceğine inanmak için bir bağlılığa ihtiyaç duymasına gerek olduğunu sanmıyordum. Çünkü zaten tüm hücrelerimle sonsuza kadar yanında olmak için deliriyordum.
İlişkimiz göz korkutacak derecede hızlı ilerlese de aslında aynı gibiydi de. Erez'in erkek arkadaşım olmasından hoşlandığımı fark ettim. İlgili gözlerinin üzerimde olması, tüm dikkatini bana yöneltmesi ve inanılmaz öpücükleri beni olacağımı hiç düşünmediğim o insana çeviriyordu.
Tatlı ve hayalperest kıza.
Tüm hemcinslerim adına konuşamam fakat çoğu kız; küçük yaştan itibaren ruh eşinin hayalini kurar, düğünlerini planlar ve çocuklarının ismine karar verirdi. Beyaz, tarlatanlı elbisenin ve günah kadar baştan çıkarıcı görünen duvağın etkisine damarlarında kan yerine duygusallık akan hangi kız kapılmazdı ki? Ben. Fakat... O raddeye geldiğimi itiraf edersem beni ne kadar yargılarsınız kuşlarım? Baksanıza sevgi sözcükleri bile kullanıyorum.
Erez, dünyanın en yakışıklı ve saygın gülüşüne sahipti. Tam olarak, çocuklarımın benzemesini istediğim bir eşkâli vardı. Üstelik, kadın olduğumun ve yumurtalıklarımın farkında olsam da, içimden bir çocuk çıkarabileceğimi hiç mi hiç düşünmemiştim. İmkansız geliyordu. Şimdilerde ise Erez'in sözleşme maddelerini düşünüyorum. En az üç çocuk arzu ettiğine dair şartlar koştuğu maddeyi. Artık o kadar da imkansız gelmemesi şaşırtıcıydı.
