2.Bölüm"Yabancı kız"

275 69 14
                                    

"Yüzümüzün ve gözlerimizin rengi ne olursa olsun, gözyaşlarımızın rengi aynıdır."

Karanlıktaydım. Sadece hayatım boyunca peşimi bırakmayan karanlık vardı. Şakaklarımdan gözlerime kadar inen sızıyla inledim. Neden her yer karanlıktı? 'gözlerin kapalı olduğu için olabilir mi berc?' göz kapaklarım birbirine yapışmıştı sanki açamıyordum. Sakin ol diye komut verdim kendi kendime. Yine dün geç uyuduğum için gözlerim iflas bayrağını çekmiş olmalıydı. Birkaç deneme sonucu gözlerimi aralayabilmiştim. Ama karşılaştığım manzara...

Attığım tiz çığlıkla geriye kaydım ama şuan yatağımın değil toprağın üzerindeyim. Ne? Burası da neresi? Göğüsüm aldığım hızlı soluklarla inip kalkıyor, neler olduğunu çözmeye çalışıyordum. Yanımdan gelen sesle kendime geldim ;

-"Şşt sakin ol" bu ince titrek bir kız sesiydi. Korkarak başımı çevirdiğimde kahverengi gözlerle karşılaştım. Kestane rengi saçları omuzlarına gelen, yüzü kendi ten rengi mi bilmediğim bir şekilde beyaz olan oldukça güzel ve çekici kız bana korkarak bakıyordu. Bu kızda kim? Allah'ım kafayı yemiş olamam değilmi? Benden cevap gelmeyince yabancı kız kurumuş dudaklarını yalayarak

-"iyi misin?"dedi. Hayır! Elbette ki değilim 'şuanda içinden cevap veriyorsun bercestee' şuan da halam olan kadının evinde düşünce seanslarımdan sonra uyuya kalmam onunda odaya dalıp 'hâlâ uyuyormusun sen' diye cırlaması gerekiyordu. Kızın benden cevap bekleyen gözleriyle kendime gelip

-" Ne oluyor burda ben benim yani şuanda benim burda ne işim var? Ayrıca sen kimsin? Şaşkınlıktan saçma sapan bir cümle kurmuştum ama kız sorduklarımdan çok kendime gelebilmeme sevinmiş görünüyordu. İyi de neden? Kızın cevap vermesini beklemeden etrafıma tekrar göz gezdirdim sadece birkaç ağacın olduğu her yerin toprak koktuğu kuş uçmaz kervan geçmez deyiminin tam anlamıydı burası. Yanımdaki yabancı kızda etrafı incelediğimi fark ettiğinde giden korkusu geri gelmiş gibiydi. Evet şuanda iki birbirini tanımayan kız koskoca ormanın ortasına toprağın üzerine oturmuş hayatında ilk defa orman görüyormuş gibi etrafı inceliyordu.

-"Bak neler oluyor bilmiyorum, gözlerimi açtığımda lanet olası ormanda tek başımaydım ne kadar süre sonra düşünme kabiliyetini kazanıp ormanda bir çıkış aramaya başladım bilmiyorum. Birilerini bulmayı ümit ederken seni gördüm bu ağacın altında son derece huzurlu uyuyordun. Bende uyanmanı bekledim. Sen buralarda mı oturuyorsun? Yani eğer bir mağrada yaşamıyorsan buraları biliyorsundur nasıl gidebilirim bu lanet yerden?"

Bu kız ne diyor ya? Hangi deli ormanın ortasında boylu boyunca uzanıp uyur? Üstelik "huzurlu" bir şekilde! Çattığım kaşlarla kızın naif sesine zıt olduğunu düşündüğüm kaba bir sesle;

-" Sence benim huzurlu bir uykudan uyanmış gibi bir halim mi var? Ayrıca ben neden bu soğukta in cinin top oynadığı ormanda hatta ormanın ortasında yatayım!? Benim burda ne işim var ya? Gittikçe gerginleşen sesim yabancı kızda da aynı duyguyu uyandırmış ve haklı olduğumu düşünmüş olacakki

-" Bilmiyorum, Kahretsin! Ne boklar dönüyor burada? Diye tekrardan titrekleşen sesiyle etrafına bakarak söylendi. Tamam şuanda sakin olmalıyım en azından birimizin öyle olması gerek. Kızın yalan söylemediği her halinden belliydi bir dakika? Kız deli olabilir miydi - Evet neden olmasındı belkide tımarhaneden kaçıp ormana gelmiş uykusu gelince uyumuştu. Kalktığında da birşey hatırlamamış veya unutmayı seçmişti. Yabancı kız ona şüpheyle baktığımı fark ettiğinde gözlerini belertip;

-" Ne? Niye deliymişim gibi ba- bir dakika tüm bunları benim uydurduğumu düşünmüyorsun değil mi?" Kızın gözleri onunla aynı fikirde olmama ihtiyacı varmış gibi bakıyordu. Sanki evet sen uydurdun desem deli olduğuna inanacak gibiydi. Uzun bir soluk verip yüzümü elimle sertçe ovaladım. Ne yapmam gerekiyordu? En son uyuyordum halam olacak kadın gecenin bir yarısı odama dalmış zor bela sigara almam için markete göndermişti. Uzun bir süre market arayıp bulamayınca geri dönecekken hayal meyal hatırladığım küçük bir kız çocuğu bir yöne koşmaya başlamıştı onun peşinden giderken kızın markete girdiğini görüp market bulmanın sevinciyle girmiştim oraya. Hatırladığım son şey ise kırmızı LED ışıklarla çevrili Onset süpermarket yazısıydı.

-" Bir dakika sen buraya nasıl geldin yeni en son hatırladığın şey ne?" Sorduğum soruyla kızda düşünmüş olacak ki

- "En son hatırladığım şey kardeşimi okuldan almaya almaya giderken bir oyuncakçı görmüştüm. Ona süpriz yapmak için oraya girdim. Gerisi yok."

Yabancı kızın sonlara doğru sesi kısılmış birşeyi hatırlamış gibiydi sanırım kardeşiydi hatırladığı şey. Ama benim takıldığım nokta oyuncakçıydı.  Ordaki biri yabancı kızı bayıltıp ormana sürükelmiş olma ihtimali neydi? Ama neden böyle birşey yapsındı ki

- "Peki- sözümü kesen şey bir kadının attığı korku dolu tiz çığlıktı. Yabancı kızla aynı anda çığlığın geldiği yöne başımızı çevirince her şeyin iyice karmaşık bir hal aldığını anlamamız uzun sürmedi...

Evett! 2.bölümün de sonuna geldik henüz başlardayız. Kafanız karışabilir ya da ben bu hikayenin devamını biliyorum diyor olabilirsiniz ama devamı gelecek bölümleri okuyunca öyle olmadığını anlayacaksınız. Umarım keyif almışsınızdır yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın <333

Varolmak İçin Kaybolmak GerekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin