"Yanan insan değişir, içindeki çocuğu büyütür ve dik durmasını öğretir."
Bir yola çıkmıştım ya da çıkmak zorunda bırakılmıştım. O yolda tanıdığımı sandığım insanlarla beraberim sanarken dakikalar önce onların sandığım kişi olmadığını öğrendim gerçi kendimi bile henüz tam olarak tanımıyorken tanıdık yabancı insanların aslında başka karakterler olduğuna çok da şaşmamalı.
Ama insanoğlu işte, hatayı değil kendinde aramak,hatalı olduğunu kabul etmek istemeyecek kadar hatalı aslında olay buydu belki de. İnsanın hiç yaptığı hata bile hatalı olur muydu?
Zihnim bir koşturmaca içindeydi.
Neyin ne olduğunu kimin kim olduğunu çözmeye çalışma düşüncesi bile yorucuyken kafamdaki soru işaretlerini nasıl susturacaktım?
Bir akşam halamın zoruyla markete gidiyor garip küçük bir kız çocuğu aracılığıyla o markete giriyordum onset...
Burada başlıyordu işte anlamı başlangıç olan ürpertici markete girmemin ardından herşey benden bağımsız gelişiyordu.
Gözlerimi izbe bir ormanda açıyor ve sırasıyla 3 kız ile tanışıyordum. Ya da tanıştım sanıyordum.
Sima, Duru ve Adelina.
Hayatıma bodoslama giren 3 tanıdık yabancı.
Adelina ve Sima hakkında öğrendiğim şeyler korkunçtu birkez daha onları tanımadığımı ve onlara güvenmemem gerektiği hissiyatı uyandırmıştı bende benliğimde.
Duru hakkında birşey söylememişti Saren öyleyse o olduğu gibiydi değil mi? Onun sırrı yok muydu yani? Ama olsaydı tıpkı Adelina ve Sima hakkında söylediği şeyleri neden Duru içinde söylemesindi? Aralarında gerçekleşen birşey mi olmuştu?
'Senin hakkında da konuşmadı berc.'
Üzgün ses bu sefer de haklıydı. Neden? Neden söylememişti bildiklerini? Yoksa bilmiyor muydu ama neden bilmesindi kızların hayatı hakkında o kadar bilgiye nasıl ulaştıysa benim hayatım hakkında birşeyler bulması gerekmez miydi?
Ben bile hayatımı çözememişken o nasıl çözsündü? Sinirle zonglayan ensemi ovaladım o kadar sinirle ve sertçe ovaladım ki kızardığından habersizdim.
Peki Saren ve Çağıl?
Onlara ne demeli!
Yaşananların abesliği bir tarafa olayları yaşadığım insanlar vardı. Kızlar da tıpkı benim gibi akıl almaz bir şekilde bu ormanda buldular kendilerini bu konuda hemfikiriz. Peki ama onlar?
Çağıl ve Sarenin bu eve girdiğimizdeki halleri canlandı gözümde.
Çağılın hiç derdi olmayan hayatı mükemmel bir şeklilde ilerliyormuş gibi kulağında kulaklıkla koltukta zıplarken Saren onu yıllardan beri tanıyormuş gibi samimiydi ve biz bu durumu yadırgarken onlar için ortada bir durum bile yoktu.
Belki de sadece belli etmediler.
Çok soru işareti vardı, sorulacak ve cevabı aranacak onlarca soru.
Zihnim yaşanan herşeyi bir film şeridi gibi gözlerimin önüne sererken aldığım nefes ciğerlerimi zorladı.
Nefes almak bile zor gelir miydi insana?
Kulaklarıma değen gülüş sesiyle yerimden sıçradım. Düşünceler beynimi istila etmişken olduğum yeri ve zamanı unutmuştum.
Başımı kaldırdığımda gelen gülüş sesinin Adelina'ya ait olduğunu gördüm. Öyle sıradan bir gülüş değildi, nerde duysam tanıtacağım gülüştü bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varolmak İçin Kaybolmak Gerek
ChickLitBu dünyada bir kız çocuğunun daha vişne çürüğü dudaklarından kopan acı vaveylalar kayboldu, gece acıyı yuttu, kalemler kırıldı... * Dilime sürgün edilen kelimelere zihnim pranga takmıştı. Zihnim, yine en büyük düşmanıymışım gibi bana hakaretler savu...