Umut belki gelecek sayfadadır.
Hemen kapatma kitabı.Uzun bölüm istiyorsunuz, bu bölümden sonra uzun ve güzel bir bölüm gelecek bekleyin ve görün :) <33
24 saat içinde kaç defa şaşırabilirdiniz? Ya da kaç defa tüm vücudunuz korku içinde titrerdi? 24 saat oldumu bilmiyorum. Belki de bilmemeyi tercih ediyorum. Tıpkı önümüzdeki yazının ne anlama geldiğini bilmemek gibi.
Adelinanın fısıltısıyla bakışlarını takip ettiğimde böyle bir tablo ile karşılaşmayı beklemiyordum daha doğrusu beklemiyorduk.Uzun yaşlı olduğu her halinden belli olan bir ağacın dalına asılmış ' Bu sadece sizin değil hepimizin başlangıcı' yazısını algılamam birkaç saniyemi aldı.
Bu yazı ne anlama geliyordu? Başlangıç kelimesi gözüme değdiği an zihnim çok değil belki de saatler önceye götürdü beni."Onset market,kız çocuğu, başlangıç, fısıltı, gülümseme,Onset..."
Yutkundum. Tüm vücudum taş kesilmişti sanki. Bu şekilde olanın tek ben olmadığımın da farkındaydım. Bu kelime sadece beni değil yanımda bulunan 3 kızı da alıp bir yere götürmüştü belliki. Bana uzun çok uzun gelen dakikaların ardından;
- "Bu-buda ne demek oluyor? "Sima'nın güçlükle çıkan fısıltı halindeki sesi beni daha çok tedirgin etmekten başka birşey yapmadı. Yazıda olan bakışlarımı onlara çevirme kabiliyetini kazandığımda beklediğimden farklı bir manzarayla karşılaşmadım. Hepsi tablo içindeki koyu renkle yazılan yazıya şaşkınlık-korku arası bir duyguyla bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı
-" Başlangıç kelimesi sadece bana tanıdık gelmiş olamaz? Olamaz değil mi?" Durununda benimle aynı şeyleri düşündüğünü anlamış oldum böylelikle.
-" Onset supermaret"diye kısık sesle söylenmemle bakışlar üzerime toplandı. Devam ettim " Onset supermarketti kendimi burada bulmadan önce girdiğim yer." Adelina tek tek her birimizin gözlerine baktıktan sonra;
-" Onset pastanesi"
-" Onset oyuncakçı" diyen Sima'nın ardından
-" Onset benzin" diyerek noktayı koydu Duru.Birşeyler çözmeye başladığımızda düğümün gevşemesi gerekmez miydi? Sanki birşeyleri anlamaya, çözmeye başladıkça düğüm daha da sıklaşıyor gibiydi. Düşüncelerimi düşünce olarak bırakmayıp sesli bir şekilde dile getirdim
-" Peki ama bu, bu nasıl olabilir? Çok ütopik . Hayretle konuşmamın ardından Sima ve Duru beni onaylarken Adelina neşeyle gülmekten çok siniri bozulmuşcasına histerik bir şekilde gülüp;
-" Nası ya! Şimdi hepimiz "Onset" kelimesi adı altında bulunan bir dükkan, market işte her ne haltsa. Oraya girdik ve kendimizi burada bulduk öyle mi!? Çok komik birşey söylemiş gibi kahkaha atmaya başlayınca Duru ve Sima ile göz göze geldik. Delirmek için henüz erkendi.
Adelina kahkahasını güçlükle bastırıp devam etti;-" Pekala öyleyse bu tablo ne? Aniden biri çıkıp bu şartlar altında hayatta kalmaya çalışacaksınız dese artık şaşırmayacağım." Demesi kulağa saçma gelse de bunca şeyden sonra ' acaba olabilir mi' diye düşünmeden edemiyordu insan. Biz öylece Adelina'ya bakarken Duru elini birbirine sürtüp ısıtmaya çalışıyordu, haklı olarak.
Soğuk kendini iyice belli etmiş adeta ben burdayım hala gitmedim der gibi şiddetini arttırıyordu. Burada böylece durup düşünerek bir yola varamayacağımızı biliyordum. Ya düşünmekten kafayı yiyecek ya da soğuktan donacaktık. Bir ayıya yem olmakta seçenekler arasındaydı tabi.
Bunların hiçbirini istemediğimden;-" Burada böylece durarak birşey elde edemeyiz, önce sığınacak bir yer bulalım hava gittikçe soğuyor."
-" Haklısın ama ne tarafa gideceğiz? Tablonun bulunduğu yerden ikiye ayrılıyor orman." Diyen Duruyu,
-" Oylama yapalım" diye yanıtladı Sima.
Bu mantıklıydı. En azından herkes kararını söyleyebilirdi.-" Sağ taraftan gidelim diyenler?" El kaldıran sadece Ben ve Duruyduk.
Öyleyse durum 2-2 oluyordu. Bir an önce harekete geçmek daha fazla burda böyle dikilmemek için elimi indirip;
- " Yeter ki gidelim biran evvel." Diye mırıldandım.
Biran önce gidelim dedim, dedim ama o "bir an" hangi anın olduğunu henüz bilmiyordum. Belki 20 belki de daha fazla süren dakikalarda gittikçe artan soğuğa ve rüzgara rağmen hızlı yürüsekte önümüze ağaçtan başka birşey çıkmıyordu.
Sessizliği bozan şey gök gürültüsüydü. Ama bu diğerlerinden farklı olarak gökten değil Sima'nın karnından çıkan gürültüydü. Dudaklarıma gelen kahkahayı bastırmak için dilimi ısırdım.
Adelina ve Durunun da yüzünde gülmemeliyim ifadesi varken yüzü kıpkırmızı kesilen Sima;-" Şey ıı ben acıktım galiba biraz." Diye kısık sesli mırıltısının bizi güldürmemesi gerekiyordu. Ama öyle olmadı.
Biz gülmeye başlayınca Sima'nın yüzünde yapmacık bir sinir oluşsada o da kendini tutamayıp güldü.
-" Gülmemiz iyi, hoş da bir iki saate açlığımızda kendini belli edecek biliyorsunuz değlmi? Karamsar bir şekilde konuşan Adelinanın haklı olduğunu maalesef ki hepimiz biliyorduk.
' Her başlangıcın bir sonu vardır' diye geçirdim içimden. Dayanmam gerekiyordu. Buradan çıkıp 2 yıl önce kendime verdiğim sözü tutmam gerekiyor çünkü. Bu esnada Durunun çığlığıyla düşüncemi toparladım.
Ne oluyor? Demeye fırsat kalmadan Duru;-"Bulduk! Bulduuk! Bakın şurda şükürler olsun." Durunun işaret ettiği yere baktığımda gözlerime inanamadım. Bir-iki metre uzakta dağ evi gibi küçük bir ev vardı. Böylece oraya ulaşıp birinden yardım isteyebiliriz değil mi? Bu düşüncenin verdiği sevinçle, benim gibi ağzı kulaklarına varan kızlara;
-" Hadi ne duruyoruz?" Deyince koşarcasına yürüdük. Sonunda! Yanımdaki 3 kızdan farklı bir insan yüzü görme düşüncesi beni heyecanlandırmamalıydı bu kadar. Sanki yıllardır bu ıssız yerde yaşıyor, hiç insan yüzü görmüyordum. Küçük görünen dağ evine ise daha da yaklaşmıştık.
Aslında sadece dağ evi değil, belki de bir belaya yaklaşıyorduk. Kim bilir?
1) O dağ evinde ne ile karşılaşabilirler sizce?
2) Bir sonraki bölüm için beklentileriniz nedir? :)
Vee 4. Bölümün sonuna geldik dağ evini baştaki fotoğraf gibi hayal edebilirsiniz. Ayrıca söylemek istediğim birkaç şey var.
Bu hikayeyi daha önce birçok kez yazmak istemiştim. Ama ya kötü yorum gelirse? Ya tutulmazsa diye düşündüm. Yanlış düşünmüşüm:)
Çok güzel yorum yapıyorsunuz ve bu beni daha sizlere layık yazmaya itiyor bu yüzden elimden geleni yapıyorum umarım keyif alıyorsunuzdur. Lütfen oylarınızı ve güzel yorunlarınızı esirgemeyin<3 Bir sonraki bölüm güzel şeyler olacak benden söylemesi :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Varolmak İçin Kaybolmak Gerek
Chick-LitBu dünyada bir kız çocuğunun daha vişne çürüğü dudaklarından kopan acı vaveylalar kayboldu, gece acıyı yuttu, kalemler kırıldı... * Dilime sürgün edilen kelimelere zihnim pranga takmıştı. Zihnim, yine en büyük düşmanıymışım gibi bana hakaretler savu...