TEPKİLERİNİZİ ACAYİP MERAK EDİYORUM LÜTFEN YORUM YAPIN OLUR MU*-*
sınır: +75 oy, +150 yorum
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ϟ
1 hafta sonra...
Kim Jennie'nin ağzından:
"Jennie yeter, kemiği mi yemeye çalışıyorsun?"
"Sana ne lan, sümsük! İstediğim gibi yerim." diye çıkıştım Hyunjin'e, üzerinde ete dair hiçbir şey kalmamış olan tavuk kemiğini hâlâ sıyırmaya çalışırken. Tavuk bittikten sonra kemiğini dişlemek ve üzerindeki tadı almaya çalışmak küçüklüğümden bu yana yaptığım ve en sevdiğim alışkanlıktı.
Hadi ama! Kemikteki o tadın lezzeti kesinlikle inkâr edilemezdi.
Hepimiz karakoldaydık ve öğle arası için bir şeyler sipariş etmiş, mesai arasında atıştırmaya karar vermiştik. Başkomiserim birkaç rapor işini hallettikten sonra atıştırmamıza izin vermişti. Namjoon ve Yoongi az evvel yanımızda olmalarına rağmen hızlıca yiyip sorguya gitmişlerdi; Jackson ise Lisayla devriyedeydi ama 1-2 saate nöbetleri bitecekti, Siyeon neredeydi bilmiyordum ve Hyunjinle baş başa kalmak, birazdan onu boğmama neden olabilirdi. Abla kardeş gibi didişip duruyorduk, aslında daha çok o beni sinir etmekten zevk alıyordu.
"Ooh, aferin size ya! Ne güzel çalışıyorsunuz siz öyle? Ve sen Jennie..." Sandalyemde arkama yaslanıp yayılırken bana baktığında yüzünü buruşturan yellozun sözünü bitirmesini bekledim. "Ne yapıyorsun sen?"
Hyunjin kıs kıs gülerken ayağımla ona vurduğumda bir iniltiyle birlikte sesi kesildi. Bizim birbirimizle çatışmamız hoşuna gidiyordu pisliğin.
"Gördüğün üzere, horon tepiyorum Jeongyeon?" Onun takındığı tavra rağmen alaycıl ifademi çekip "Bir paket daha var, açılmamıştı. Açsan gel otur, yiyin." dedim.
Önümden bir çıtır tavuk daha alırken "Yok." dedi ukalaca. Gözlerimi devirip omuz silkerek tavuktan aldığım koca ısırığı çiğnemeye başladım. "Çok aç görünüyorsun, onları da yersin sen."
"Ben senin gibi yedikçe kilo almıyorum, yiyebilirim tabii." diye sırıtarak dudaklarımı yalarken konuştuğumda suratıma bakıp yapmacık bir şekilde güldü ve sonra eski haline dönerek Hyunjin'in, "Ooo." diye yükselmesine gözlerini devirdi.
İçimden kışkırtma geri zekalı desem de bozuntuya vermeden sırıtmaya devam etmiştim.
Bana cevap vermek için dudaklarını aralayıp kısa sarı saçlarını eliyle geriye attığı anda telsizden ses gelmesiyle ikimizde sustuk. "54-43, merkez! Gangnam Caddesinde çatışma var, ekip gönderin."
Lisa'nın, arkadan silah sesleriyle birlikte yaptığı tekrarlamalarla hızlıca Hyunjinle ayağa kalktığımızda Siyeon'un yanımıza gelmesi bir olmuş ve hızlıca toparlanıp görev için silahımı palaskamdaki kılıfa geçirir geçirmez şarjörümü de yan kılıftaki cebe yerleştirmiştim.
