17

461 41 20
                                    

İyi okumalaar <33

-

Öğleden sonra olmuştu. Festival hız kesmeden devam ederken Seonghwa ve Hongjoong birbirlerinden ayrı yerlerde duruyorlardı. Seonghwa, eşi ile oldukça yakın olan kurdu gözüne kestirmişti. Oldukça sinirliydi. Kim ne cüretle yüce Park Klanının Liderinin eşine bu kadar yakın davranabilirdi? Festivalde eğlenen halkının huzuru kaçmasın diye bir şey yapmamıştı ama şimdi artık sınırlarının son raddesine gelmişti.

Kulağına bir şeyler fısıldadığı hizmetçi onu onaylayarak eşinin yanında duran kurdun yanına gitti. Ona bir şeyler söyledikten sonra ikisi de bir kaç dakika içinde Seonghwa'nın yanına gelmişti. Seonghwa yüzündeki gıcık tebessümüyle kurda şöyle bir bakıp duruşunu oldukça dikleştirdi.

"Sayın ahali! Şimdi festivalimizin bir diğer kısmına geçmekte bulunuyoruz. Liderimiz Park Seonghwa ile buraların ötesinden bir topraktan gelen Kim Woojin'in kılıç düellosunu izleyeceksiniz! Herkes saygıyla yerini alsın." Seonghwa hizmetçisinin bağırarak söylediği şeyle yüzündeki gülümsemesini genişletip eşine döndürdü bakışlarını.

Hongjoong kaşlarını çatmış bir şekilde hem ona hem de yanındaki "Woojin" denen kurda bakıyordu. Seonghwa asilliğinden ödün vermeyerek eşinin gözlerinin içine baka baka kılıcını kuşandı, hemen sonrasında düellonun olacağı alana yürüdü. Herkes heyecanla onu alkışlarken halkının bu durumdan ne derece zevk aldığını anlamıştı Seonghwa.

Woojin tam karşısına geçti ve tıpkı Seonghwa gibi kılıcını kuşandı. Birbirleri ile göz göze geldiler. Seonghwa oldukça sert bir şekilde karşısındaki kurda bakarken Woojin'in de ondan aşağı kalır bir yanı yoktu. Karşısında saygıyla dursa da yüzüne en hırslı ifadesini yerleştirmiş bir şekilde genç lidere bakıyordu.

Eh, bu Seonghwa'yı daha fazla hırslandırmaktan başka bir şey yapmamıştı.

Saniyeler içinde düello bir hizmetlinin çanı çalmasıyla başladı. Bu büyük arazide bulunan herkes bu düelloyu izlemek için ön tarafları doldurmuştu. Orada bulunan her bir canlı bir klan lideri ile bir yabancının bu düellosunu heyecanla izlemeye başladı.

O sırada Hongjoong da eşini izlemek için en ön sırada durmuş dikkatle onu seyrediyordu. Düello başladı başlayalı ikisi de bir harekette bulunmamıştı. Sadece gözlerinin içine bakıp birbirlerini tehdit ediyorlar gibiydiler. Tabii ki Woojin'in bunu yapmaya hakkı yoktu.

Seonghwa bu kurdun eşine olan yakınlığını tekrar zihninde canlandırdı. Eşinin beline elini atmıştı değil mi? Koskoca Yüce Lider Park Seonghwa'nın eşinin beline dokunmuştu, buna cüret edebilmişti.

Bu düşünceler onu saldırıya zorlarken ansızın sert bir hamle yaptı ve karşısındaki Alfa beklemediği bu hamleyle geriledi. Halkın heyecanlı bakışları daha çok artarken herkes suskundu. Etrafta sadece kılıcın diğer kılıca değmesi ile çıkan o keskin ses yankılanmıştı. Woojin daha fazla beklemeden kendi hamlesini yaptı ve ölüm nedeni olarak kabul edilecek olan bu hamlesiyle rakibine kılıcını gösterdi.

Seonghwa onun bu cesur hamlesine karşılık daha da sinirlenmişti, ardı ardına iki sert hamle yaptı ve rakibi olan bu alçağı yerle bir etti.
O tam bir hamle daha yapacakken Woojin kılıcını kaldırmış ve buna engel olmuştu. Güçlükle ayağa kalktı. İki taraf da sinirden köpürürken yavaş adımlarla çemberin içinde dönüp kılıçlarını kana bulamaya hazırlanıyorlardı.
Ve beklenen atak Woojin'den gelmişti. Sert, acımasız ve saygısız bir hamle.

Kılıcının değdiği yere, Seonghwa'nın yanağına, derin bir çizik yerleşmişti.

İstediğini almış bir şekilde tebessüm etti ama tebessümü kısa sürmüştü. Seonghwa'nın ardı ardına yaptığı hırslı darbelerle yerde yatan bir cesetten farkı kalmamıştı. Halk gurur nidalarıyla bağırmaya başladığında Seonghwa bir hamle daha geçirmiş, geri çekilip gururla kılıcını kaldırmıştı.

Heavenly Omega | SeongjoongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin